12| HASTANE

2K 81 83
                                    

🎶lil peep, broken smile

🦋

Kulağıma ilişen sesler yavaş yavaş bilincimin açılmasına sebep olurken birkaç denemenin ardından gözlerimi zorlukla aralamayı başarmıştım. Bana fazlasıyla yabancı gelen odada gözlerimi gezdirip en sonunda başımda dikilen Alex'i fark ettiğimde hastanede olduğumu anlamam fazla uzun sürmemişti.

Bir anda aklıma dank eden şeyle ellerimi karnıma yerleştirip oturduğum yerden hızla doğruldum ve "Bebeğim! Ona bir şey olmadı, değil mi? O iyi, değil mi?" diye endişeyle odadaki doktora yönelttim bakışlarımı.

Doktor yüzündeki gülümsemeyle bana bir sorun olmadığını söylediğinde ise derin bir rahatlamayla elimi kalbimin üzerine yerleştirdim. Eğer ona bir şey olsaydı bu kadarını gerçekten de kaldıramazdım.

"Yaşadığınız ağrılar, büyümekte olan rahmin çevresindeki bağların gerilmesine bağlı ve bu bağlar gerildiği için birtakım ağrıya neden olurlar. Ayağa kalkarken, aniden hareket ederken veya öksürürken bu tür ağrılar yaşamanız gayet normal."

Doktoru başımla onaylayarak söylediklerini aklıma kazıdım. Alex adamın söylediklerinden tatmin olmamış olacak ki "Tekrar mı kontrol etsek? Tamamen iyi olduğundan emin olmak istiyoruz," diye konuştu.

Doktor anlayışlı bir tavırla kafa sallayıp "Baba adayı olarak biraz fazla panik yapmışsınız sanırım. Birazdan sizi diğer odaya alırız, bebeğinizin kalp atışını dinleyip gayet iyi durumda olduğunu kendiniz görmüş olursunuz," dediğinde kaşlarımı çattım.

Dışarıdan Alex bebeğimin babası olarak bir imaj sergiliyor olmalıydı. Lakin bu imkansız ötesi bir şeydi. Sadece doktor onu benim yanımda görünce haklı olarak öyle sanmıştı. Ben bu saçma şeyi yalanlamak üzere konuşacakken de odadan ayrılmıştı.

"Bana baba dedi!"

Gözlerimi devirip odağımı doktorun çıktığı kapıdan çekerek ona çevirdim. Yüzünde anlamsız bir ifadeyle kendi kendisine mırıldanıyordu. Sanki dün gece bebeğime zarar verecek olan kendisi değilmiş gibi bir de bebeğimi sahipleniyordu!

Beni bu durumdan kurtarmak istercesine odaya giren hemşireler yanlarında getirdikleri tekerlekli sandalyeyle beni bir başka odaya götürmek için hareketlendiler. Alex de peşimizden bizi takip ediyordu.

Hemşireler beni doktorun bahsettiği odaya getirdikten sonra sedye tarzı koltuğa oturmama yardım ederlerken ben de işlerini bitirmeleriyle birlikte üzerimdeki Alex'e ait olan kazağı sıyırmış, kontrol için beklemeye başlamıştım.

Uzun süredir Johnson yüzünden hastaneye gelmiyorduk ve ben bebeğimin kalp atışlarını dahi duyamıyordum. En son yaklaşık bir ay önce, Alex ile hastane otoparkında karşılaştığımızda kontrole gelmiştik.

O zaman da doktorumla sadece hamilelik süreci boyunca yapıp yapmamam ya da yememem gereken şeyler hakkında görüşmüş, Johnson da beni dışarıda beklemişti. Halbuki konu tamamen onu da ilgilendiriyordu...

Bazen onun baba olmak istemediğini düşünmüyor değildim. Tavırları o kadar ilgisizdi ki neden bebeğime sahip çıkmak istemişti anlam veremiyordum. Ailemin beni bu şekilde kabul etmediğini bir şekilde öğrenmiş, bebeğimi bahane ederek bana onunla yaşamam için baskı uygulamıştı.

Ailem bana sırtını çevirince akrabaları da bana karşı doldurmaları uzun sürmemişti. Onlara göre ya bebeğimi aldırıp hayatıma eskisi gibi devam etmem gerekiyordu, ya da onu doğurmayı göze alıp başımın çaresine bakmalıydım. Ve ben de anlaşıldığı üzere ikinci seçeneği tercih etmiştim.

ZEHİR AMBARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin