🎶melanie martinez, carousel
🦋
ALEXANDRE DALMAR:
Gece boyunca sürekli kendimi suçlamış, niye bir türlü duygularıma engel olamadığımı sorgulamaktan uyuyamamıştım. Onun odasından gelen ağlayış seslerini duyuyordum ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Lamia'yı bu hâle ben getirmiştim zaten...
Hepsi benim yüzümdendi. Her şeyin suçlusu bendim. Onu üzdüğümün farkındaydım ama engel olamıyordum kendime. Sürekli karşımdaki kişinin Lamia olduğunu unutuyor, onun yerine başkasını koyuyordum. Bunun farkına varmam zamanımı alıyordu ve farkına vardığım anlarda da iş işten geçmiş oluyordu.
Sinirle ellerimi saçlarımın arasından geçirip odada volta atmaya devam ettim. Zaman öylece geçip giderken yavaş yavaş Lamia'nın odasından gelen ağlama ve hıçkırık sesleri dinmiş, yerini derin bir iç çekişlere bırakmıştı.
Bakışlarımı odadaki duvar saatine çevirdim. Neredeyse sabah olmak üzereydi. Hava henüz aydınlanmamıştı fakat benim daha fazla sabahın olmasını bekleyecek sabrım yoktu. Bir an önce amcamın yanına gidip ona her şeyi anlatmak istiyordum. Böylece yaşananlara bir çare bulabilirdi.
Adımlarımı odadaki gardroba yöneltip rastgele bir şeyler çıkardım. Kısa sürede üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup çıkardıklarımı giyerken telefonumla arabamın anahtarını aldığım gibi ayrıldım odadan.
Kısa bir an karşıdaki Lamia'nın kaldığı odaya gözüm kaydı. İstemsizce kapının önüne gelip kulpunu aşağı indirdiğimde kapının kilitli olduğunu anlayıp geri çekildim. Evdeki tüm odaların anahtarı aynı olduğu için kolaylıkla içeri girebilirdim ama şimdilik bu fikrimden vazgeçtim.
Kapının önünden ayrılıp hemen birkaç adım ötedeki merdiven basamaklarına ilerledim ve ses çıkarmamaya özen göstererek aşağıya indim. Çok geçmeden de evden ayrılmıştım. Garajdaki arabamı çalıştırıp orayı hızla terk ederken aklımı düşüncelerimden sıyırıp yola odaklanmaya çalıştım...
🦋
LAMİA BLAKE:
Midemin bulantısıyla aniden gözlerimi açtığımda hızla yataktan çıktım ve koşar adımlarla kendimi odadaki banyoya attım. Çok geçmeden midemde ne var ne yoksa boşaltırken zorlukla çöktüğüm zeminden ayaklandım.
Kendiliğinden akmış olan gözyaşlarımı elimin tersiyle silip birkaç kez yüzümü yıkadım. İşimi bitirip kafamı kaldırdığım sırada gözlerim birkaç saniyeliğine aynaya kayarken bir süre yansımamı izledim. Dağılmış saçlarım, buruşmuş elbisem, şişmiş göz altlarımla gerçekten berbat görünüyordum.
Daha fazla aynadaki görüntüme tahammül edemeyerek arkamı döndüm ve adımlarımı banyodaki küvete çevirdim. Şu an için duş almanın her şeye iyi geleceğini ümit ediyordum.
Banyo tezgahının üzerinde duran duş jelinden birisini seçip küvete biraz döktüm. Ardından ne sıcak ne soğuk olacak şekilde ayarladığım suyu açtım. Küvete dolan su yavaş yavaş köpürmeye başlarken ben de o sırada üzerimdeki kıyafetleri çıkarıyordum.
Yaklaşık bir yarım saat kadar banyoda oyalandım. Bu süre hem kendime vakit ayırmamı sağlamış, hem de biraz olsun gerçeklerden uzaklaşmama sebep olmuştu. Çünkü kimse beni burada rahatsız etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR AMBARI
ChickLit"Çok âşığım, amca. Tam onu unuttum sanıyordum, bitti diyordum. Hepsi onu görene kadarmış. Bir bakışıyla kanıtladı bana bunu." "E bu çok iyi bir haber! Kim bu kadın? Tanıyor muyuz?" Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. Ben bile tanımıyordum ki onu. Yü...