İST. B/32

2.6K 167 5
                                    

"Bana gel deme kendime gelemem geceler beni çok seviyoo

Şarteli olsada indirsemm bütün mahalle yanıyo"

Yiğite bakarak ve ses tellerim patlayana kadar bağırarak söylediğim şarkının nakaratını tekrar başa sarıyordum ki ağzıma kapanan elle nefesimi yutmak zorunda kaldım.

"Bu kızın tahtalar eksik" dedi arkamdan Burçin.

Parmaklarını ısırmamla bağırarak elini ağzımdan çekti.

"Oh olsun."

Yüzüne elbette söylemeyecektim ama iyiki de durdurmuştu çünkü boğazımı hissetmiyordum.

Bu adamın sesinde bağımlılık yaratan bir şeyler olmalıydı.

Telefonumu açıp müziği tekrar açacaktım ki Yiğit telefonuna takılı olan kulaklığı bana uzattı. Kulağıma taktığımda açık olan şarkıyla gülümsedim.

"Balsın çocuk."

Burnumu parmaklarının arasına alıp sıktı ve konuşmaya geri döndü.

Ne konuştuklarını umursamayacak kadar sarhoş olabilirdim.

İkiye on kala sarhoşluğu :)

Yiğit telefonunu da önüme bıraktığında hiç tereddüt etmeden elime alıp ekranı açtım.

Çalan şarkıyı arada mırıldanırken bir yandan da Yiğit'in galerisini talan ediyordum.

İnstagram ve Whatsappından bir şey çıkmamıştı çünkü uslu çocuktu boncuk gözlüm.

Daha önce gördüğüm resimleri de ilk kez görüyormuş gibi incelerken yeni çekilmiş olan resimlere en son baktım.

Alıştıra alıştıra sunuyordum kalbime.

İçimden bir şeyler ardesini şaşırmış bir o yana bir bu yana akıyordu.

Benim artık bu çocuğu ne yapıp ne edip kafeslemem gerekiyordu.

Aklıma gelen fikirle kafamda ampuller yandığına yemin ederilirim ama ispatlayamam.

Kurnazca gülümsedim ve oturduğum sırada iyice duvara yaslanıp instagrama girdim.

Bu zekayı birazda derslerde kullansam profesör olurdum yemin ederim.

Telefondan başımı kaldırdığımda elinde telefon olan tek kişi Derya'ydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefondan başımı kaldırdığımda elinde telefon olan tek kişi Derya'ydı.

On saniye veriyorum fark etmesi için.

Bir.

İki.

Üç.

Dört.

Beş.

Altı.

Başını telefondan kaldırmadan gözleri beni buldu.

Yedi.

Merakla başını salladı.

Sekiz.

Telefonu çevirdi.

Dokuz.

"Bu ne?"

Yiğit ve Anıl telefona yaklaşıp dikkatle bakarken Burçin kendi telefonunu açtı.

Gözler bana dönünce ellerimi çenemin altına koyup gülümsedim.

"Aa, elim mi değivermiş?"




Eveeet, bölümlerin hepsini yolladım ve ders çalışmaya kaçıyorumm :(

Lütfen kitap hakkındaki yorumlarınızı yazın. Görüşleriniz benim için değerli.

Seviliyorsunuzzz🐣

İstanbul Beyefendisi /Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin