@azraakınadabakın: Günaydın boncuk gözlüm.
Telefonumu yatağın içine attım ve yataktan aşağı ayaklarımı sarkıttım.
Ne okula gitmek istiyordum ne yataktan çıkmak. Yorganı kafama kadar çeksem gözümü bir kez açmadan uyusam nasıl iyi gelirdi şimdi.
Telefonum yeniden çalmaya başladığında bir kez bakmadan elime aldım ve kulağıma götürdüm.
Annemin sesi karşıdan geldiğinde kendimi yatağa geri bıraktım.
"Uyandın mı kızım?"Başımı salladım. "Hıhı"
"Yalan söyleme yatıyorsun hala değil mi?"
Oflayarak geri kalktım. "Kalktım şimdi."
"Tamam kızım arayamam bir daha yatma geri bak. Kalk hazırlan geç kalma okula."
"Tamam kalktım." Dedim ve gerçekten kalktım.
Annem kapattıktan sonra telefonu geri yatağa attım ve okul formamı dün çıkartıp koyduğum sandalyenin üzerinden aldım.
Birazcık dağınık bir insan olabilirim. Sadece birazcık.
Formamı giydikten sonra saçlarımı tepeden bağladım ve çantama elime gelen defteri koyup çıktım odamdan.
Annemin gece nöbeti olduğu için gelmemişti ve kahvaltı hazırlayamayacak kadar yorgun ve üşengeçtim.
Mutfağa girip bir bardak su içtim ve anahtarımı alıp çıktım evden.
Zilin çalmasına yine on dakika vardı ve ben yine geç kalmıştım.
Sokağın ortasında sallana sallana yürürken Yiğitlerin evini dikizlemeyi de ihmal etmiyordum. Canım sıkıldığında odamın camından da onun evini izliyordum.
Sevdiceği karşı komşusu olup da evini dikizlemeyen de ne bileyim.
Yoktur herhalde?
Bizimle aynı mahallede oturmayan bir tek Anıldı. Ki o da Derya'yayla sevgili olunca bizimle takılmaya başlamıştı zaten.
Okula ulaşmam neredeyse bir yarım saati bulmuştu. Oysa belki on dakikalık olabilirdi mesafe.
Merdivenleri hızlı hızlı tırmanırken bir yandan müdür yardımcısına yakalanmamak için dua ediyordum.
Her seferinde geç kaldığım için bir ton laf ediyordu.
Yahu, okuldaki diğer kızlar badana boya yapar gelirdi. Çoğu zaman kıyafet kuralına uymazdı. Ben hepsine uyuyordum bari bırakında buna uymamayayım.
Yok arkadaş illa bana da bir laf edilecek.
Nolacak azıcık geç kalsam.
Sınıfın olduğu kata ulaştığımda köşeyi dönmüştüm ki karşıdan gelen müdür yardımcısıyla anında geri adımlayıp koşarak merdivenleri indim.
Sıçtık cafer don getir!
Zilin çalmasına birkaç dakika vardı ve yakalanırsam herkesin önünde demediğini bırakmayacağına kalıbımı basabilirim.
Adam hobi olarak bana hakaret ediyordu.
Zemin kata indiğimde korkuluklardan yukarıya baktım ve onun da zemine indiğini gördüm.
Bende zaten şans olsa!
Bu katta sadece okula giriş kapısı ve spor odası vardı. Bir de erkek öğretmenler tuvaleti.
Bu adam buraya geliyorsa kesin beden hocasıyla konuşmak için geliyordur. Kadını gördüğü yerde içine düşüyordu zaten.
Merdivenlerin son basamaklarına yaklaştığında koşarak erkek öğretmenler tuvaletine girdim.
En arka kabine girdim her ihtimale karşı ve kapıyı kilitledim. Zilin çalmasına beş dakikadan az bir süre kalmıştı. Hemen çıkmam gerekiyordu buradan yoksa laf yemeyeyim derken disiplin cezası yiyecektim.
Her şeyi geç erkekler tuvaletinde ne aradığımı sorduklarında ne diyecektim. Birde öğretmenlerin tuvaleti.
Biraz sonra kapı açıldığında korkudan tırnaklarımı kemirmeye başlamıştım.
Keşke yukarıda kalıp laf yeseydim.
Kabinlerden birisinin kapısı açılıp kapandığında sessizce bekledim.
Ne olur çabuk gitsin.
Ses çıkartmamak için nefes dahi almazken bir yandan saniyelerle boğuşuyordum.
Çıkamayacaktım buradan.
Çantamdan sessiz olmaya çalışarak telefonumu çıkarttım ve bizimkilerin olduğu gruba mesaj attım.
İlke: Help!!!
Kimse cevap vermedi. Derstelerdi ve telefonları da sessizde olmalıydı. Zil çalmadan çıkamayacaktım buradan anlaşılan.
Adam da ne işedi arkadaş bir bitmedi.
Zilin sesini duyduğuma ellerimi ağzımdan çektim ve klozetin kapağının üzerine oturdum.
Burada ecelimi beklemekten başka çarem yoktu.
Müdür yardımcısı kabinden çıktı ve "Kızgın küllerin üstüne düşmüş dolunayım ben" diye şarkı söylemeye başladı. Kaşlarımı çattım. Kesin aynada saçlarını düzeltiyordu şimdi.
Yaşının adamı ol biraz be adam.
Telefonumun ekranında Yiğit'in adını görünce aramayı reddettim ve mesaj gönderdim.
İlke: Açamam.
Yiğit: Nerdesin?
Nerdeyim?
Çok güzel soru.
İlke: Zemin kattaki öğretmenler tuvaletindeyim. Deli Bekirle.
Kapı açılma sesi geldiğinde klozetin üzerine çıktım ve başımı hafif çıkartıp dışarıya baktım.
Allahtan başka birisi gelmemişti.
Yere indim ve hemen Yiğiti aradım.
"Ne boklar karıştırıyorsun ilke?"
Derken sesi gayette sinirli geliyordu ve soluk sesleri geldiğine göre aşağıya iniyordu büyük ihtimalle."Vallahi bir şey karıştırmıyorum. Deli Bekirden kaçıyordum buraya saklandım şimdi de çıkamıyorum."
Çantamın ağzını kapattım ve sırtıma takıp heran kaçmaya hazırladım kendimi.
"Aferin sana. Saklanacak yer mi kalmadı?"
"Yiğit lütfen beni burdan kurtar söz çıkınca ağzımı açmayacağım istediğini söyle."
"Göstereceğim sana zaten çıkınca."
"Burçin burada bekle gelen olursa ıslık çal" dedi.
"Çıkayım mı?" Diye sordum.
"Hayır bekle"
Başımı sallayarak onayladım ve tekrar tırnaklarımı kemirmeye başladım.
"Çık" dediğinde kabinin kilidini açıp hızla çıktım ve ardından tuvaletten çıktım.
"Ohh bee dünya varmış." Demiştim ki arkadan Deli Bekir'in sesi geldi.
"Ne arıyorsunuz siz burda?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Beyefendisi /Yarı Texting
Mizah@azraakınadabakın: Maşallah efendim gözler lens mi? 28.09.2018 @azraakınadabakın: Rabbim neden kullarının arasında ayrım yapıyorsun. Bu güzel kulunu yaratırken benim günahım neydi? 29.09.2018 @azraakınadabakın: Merhabalar efendim tanışabilir miyiz...