BÖLÜM ☆ 33

1.4K 141 83
                                    

Bu bölüm üzer, haberiniz olsun💔

Geçirdiğim son üç ayda olduğu gibi bugün de kalbimin içerisinde beni kıvrandıran derin bir huzursuzluk vardı. Yapamıyordum. Farkındaydım, hiçbir sorun yoktu. Bir kavga, bir gürültü, bir sebep... Ama artık beceremiyordum.

"Alo?"

Herhangi bir heyecan belirtisi olmadan dümdüz açtığı telefonun diğer ucunda birkaç saniyeliğine sessizliğimi korudum. "Müsait misin? Bir şey konuşmam gerekiyor."

"Müsaitim."

Derin bir nefes aldım ve vazgeçmek için kendime bir fırsat buldum. Ancak bu defa, bir önceki beş seferde olduğu gibi vazgeçmemiştim. "Kendimi çok kötü hissediyorum," dedim ciddiyetle.

"Neyin var?" Sesi bu sefer ilgili sıcaklığındaydı. Belki de her zaman öyleydi ama ben artık hissedemiyordum.

"Yiğit..." Derince iç çektim, yine. "Bunu dile getirmem ilişkideki kötü taraf olmama neden olabilir ama bunun sen de farkında olmalısın, yapamıyoruz."

Tüm düşüncelerim tek bir cümleyle dışarıya çıkmıştı. Neredeyse geçtiğimiz son dört aydır aklımda olan, her seferinde itelediğim ve varlığını reddettiğim bir düşünceydi. Ama artık yok sayamıyordum çünkü günlük hayatımı tamamen etkilemiş durumdaydı.

Kendimi son dört aydır bitik hissediyordum.

Şaşırmadığını biliyordum ama sessiz kalarak ne diyeceğini düşünmesine fırsat verdim. Sonunda, "Evet," dediğinde gözlerim dolmuştu. Demek ki yalnızca bir kuruntudan ibaret de değildi...

"Niye böyle oldu? Geçtiğimiz bir buçuk seneyi çok iyi idare etmiştik."

"İnan bana bilmiyorum, Umur." Böceği, demedi. "Problemin uzak mesafe olmadığına eminim, eğer sebep bu olsaydı daha önceden işler karışırdı."

"O zaman problem ne olabilir? İnan bana ben bilmiyorum ve bu düşünce beni son dört aydır resmen öldürüyor. Kendimi çok kötü hissediyorum, herkesle kavga etmeye başladım. Bugün tüm sinirimi annemden çıkardım ve ben asla böyle biri değilim." Dudaklarımdan bir hıçkırık çıktı, ağlamamam gerekti ama başaramadım. "Herkese bağıran, annesinin kalbini kıran kız olmak istemiyorum."

"Evet seni anlıyorum," diyerek iç çekti. "Ağlama lütfen."

"Eğer bu saçma salak ruh halimin son bulması, nereye gittiği bile belli olmayan ilişkimizin sonlanmasından geçiyorsa bunu yapmak istiyorum."

Telefonun diğer ucunda söylediklerim sessizce karşılandı. Durdurmaya çalıştığım hıçkırıklarımdan birkaçı dudaklarımdan döküldükten sonra Yiğit, "Akşama İstanbul'a geliyorum, o zaman konuşalım," dedi.

Bu sinirlerimi alt üst etmişti.

Elimin altındaki yastığa bir yumruk atarken, "Benimle ayrılmak için buraya mı geleceksin?" diye sesimi yükseltmeme engel olamadım. "Sana seni görmek istediğimde sabret dedin, ama ayrılmak için yanıma geliyorsun!"

"Umur..." Sesi o kadar ılımlı ve sakindi ki bu bile sinirimi bozmaya yetti. "Seni görmek istiyorum, sadece bu."

"Benimle ayrılmaya geliyorsan sakın gelme Yiğit. Ciddiyim, istemiyorum."

"Ayrılmak mı istemiyorsun yoksa yanına gelmemi mi?"

"Ayrılmak için yanıma gelmeni."

"Git sıcak bir duş al, yat dinlen. Kahve yap, kitap oku, film izle. Sakinleş ve düşün, tamam mı? Birkaç saat içerisinde geleceğim. Görüşürüz."

AYRILIK SENDROMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin