g ü z e l o k u m a l a r !
bol bol yorum yapmayı unutmayın.
☆
"Ders programızı değiştirip 12-C'yle beden dersimizi aynı saate koyan okul idaresinin amına koyayım!" Öğretmenler masasının orada öfkeyle söylenirken ders defterini sertçe kapattım. Sıralarında oturan kızlara baktım ve, "Dönem ortasında ders programı değiştirmek de ne?"diyerek tekrar bağırdım.
Sınıftakilerin gözü sinirle soluyan bendeydi fakat deliye dönmüşken onları umursamam pek mümkün değildi. "Fizikçi Yaşar gitti ya kanka," Selin sanki durumu bilmiyormuşum gibi açıklama yapmaya başladı. "Ondan değiştirmişlerdir."
"Biz eşit ağırlıkçıyız!" Ellerimi kollarımı hiddetle sallayarak kızların yanına vardım. Seray'ın yanındaki sandalyeme kendimi hızlıca bıraktım. "Bize ne lan giden fizikçiden? İstemiyorum ders programının değişmesini!"
Sınıftan birinin yakın arkadaşı 12-C sınıftaydı ve onlarla aynı saate beden dersine gireceğimizi öğrenir öğrenmez, dakikalar önce sınıftan çıkan nöbetçi öğrenciye de suçu olmamasına rağmen bağırmıştım. Ardıçların sınıfıyla aynı saate beden dersi görmek zulüm olacaktı. Aralık ayına girmiştik ve hava buz kesiyordu. Spor salonundan çıkmak gibi bir alternatifimiz olmayacaktı ve bu da havalar düzelinceye kadar Ardıç'ın basket oynayışını izlemek zorundayım demekti.
Hayır, evrene kötü enerji gönderen bir insan da değildim ki... Neden böyle şeyler oluyordu?
"Üzülme, avradını striptiz direği yaptığım." Eliz'in söylemine sırıtmadan edememiştim. "Gerekirse sana at gözlüğü takarız, göreceğin yerleri kontrol ede ede seneyi tamamlarız."
Selin başını iki yana salladı. "Hayır, kanka öyle çok belli olur." O kadar mantıklı bir şey söyleyecekmiş gibi bana baktı ki, cümlesinin başlayana kadar ümitlenmiştim. "Gözüne uyku bandı takar, üzerine de göz çizeriz. Öyle daha iyi."
Genellikle her gün kendime sorduğum soruyu küfredercesine içimden tekrarladım. Neden, ulan neden?
"Bok," Kimse Seray kadar güzel 'bok' diyemezdi. "Gider Ardıç'ın kolunu bacağını sakatlarız, basket oynayamaz. O zaman da Umur sahada onu görmez. Aptal fikirleriniz yüzünden grubun IQ seviyesi düşüyor, yapmayın etmeyin ya."
Hayır, kesinlikle bu grup için fazlaydım!
"Ya daaa," diyerek alternatif ve düzgün bir fikir ortaya sürmeye hazırlandım. "ben aramızda hiçbir şey olmamış gbi görmezden gelirim."
Üçü de bana birkaç saniye baktı. Anlaşmışlar gibi kafalarını olumsuz anlamda iki yana sallayıp reddeden şeyler homurdanmaya başladılar.
"Hayır, bu çok saçmaydı."
"Gerçekten Eliz'in fikri bile daha mantıklı, fındık göt."
"Fikrin resmen sivrisinek gibiydi," Yorumunu anlayamadığım Seray'a baktım tuhaf gözlerle. Uzun kabarık saçlarıyla oynuyordu ki ani bir hareketle, "Bi' koyarım balgam gibi yapışır sıcak asfalta, o derece özürlü bir fikir." diyerek cümlesini tamamladı. Doğrusunu söylemek gerekirse benim de IQ seviyesi konusunda endişelerim vardı.
Sinirli bir gülüş koyverdim dudaklarımdan. Sonrasında umutsuz vaka gibi görünen arkadaşlarımdan gözlerimi aldım. "Resmen şu an kendimi son derse giriyoruz ve çıkışta dershaneye gidip bir de Mete'yle uğraşmayacağım diye teselli ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRILIK SENDROMU
Teen Fiction"Direkt söylersem kaldıramazsın diye düşünmüştüm,"diyerek sesini hafifçe yükseltti Ezgi. "Madem bu kadar hızlı olsun istiyorsun, al o zaman. Ardıç seni aldatıyor." Espiri üçe ayrılırdı: Asla komik olmayan fakat karşısındaki insanın gülüşüne gülündüğ...