Selamlaar❤️
İki sınav arası bölüm atmam çok saçma biliyorum ama yazdım ve elimde tutmak istemedim. Sınava girmiş olanlar da yarın öğleden sonra okur artık👉🏻👈🏻
Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen.
☆
Karnım endişeyle kasılıyor, midem stresle bulanıyor ve kalbim korkuyla çarpıyordu. Evden çıkıp mahallenin parkına yürürken ayaklarımın tuttuğuna şükrediyor olmam gerekirdi. Bugün benim mutlu günümdü, bugün kutlama yapmam gerekirdi ama ben bugün aynı zamanda korkuyordum.
Yaz boyunca önce eğlenceli bir tatil beni kendime getirmişti. Ardından üniversite sınavı sonuçları açıklanmıştı ve beklediğim sıralamanın üstüne olduğumdan çok mutlu olmuştum. Daha sonra ehliyet almak için kursa başlamıştım ve direksiyon başına oturduğum gibi gülümsememi tutamam bu işten ne kadar hoşlandığımın bir göstergesiydi. Ehliyetimi aldığımda ise ilk işim ailecek gideceğimiz ilk yere giderken şoförlüğü üstlenmek olmuştu. Yiğit'le beraber tatile gitmenin ne kadar güzel bir şey olacağını düşünerek bir anlık gafletle bu planı anneme açmıştım. Tabii ki de bir red yemiştim ve zaten bunu da bekliyordum. Annem onlarsız bir tatile gitmem için küçük olduğumu düşünüyordu ama açıkçası zaten hiçbir zaman izin vereceklerine inanmadığım için buna üzülmemiştim bile.
Tüm yazım bunları yaparak ve oradan oraya dolaşıp İstanbul'u turlamakla geçmişti.
Parka gittiğimde gözlerim Yiğit'i aradı ancak bulamadı. Bu yüzden geniş dallara sahip ağacın gölgesinde kalan banka doğru ilerleyerek oturdum. Bir an için telefonumdan saati kontrol ettim ve daha sonra parmak arası terliğimin ucuyla zemini dövmeye koyuldum.
Dakikalar sonra Yiğit'le hangi üniversiteyi kazandığımıza dair bir açıklama konuşması yapacaktık ve buna hiç hazır değildim. Açıklandığı an arkadaşlarımla mesajlardan konuşmuş ve kimin nereyi kazandığını öğrenmiştim. Eliz uluslararası ilişkiler okumak için Antalya'ya, ablasının yanına gidecekti, Selin İstanbul'da psikoloji kazanmıştı ve Seray da yine İstanbul'da hukuk okuyacaktı. Ezgi hiç şaşırmadığımız üzere tıp, General ise elektrik elektronik mühendisliği kazanmıştı; ikisi de İzmir'e gidecekti. Mete yaptığı sıralamadan memnun olmadığı için mezuna bırakmaya karar vermişti ve bunu yaparken yüz kere bana manita işlerinden bir senelik ayağını çekeceğine söz vermişti.
Arkadaşlarımın hepsiyle sanki onların anne babasıymış gibi gurur duyuyordum.
Yiğit'in radyo sinema televizyon kazandığını biliyordum, bunu mesajda söylemişti ve ben de ona yine aynı bölümü kazandığımı büyük bir sevinçle açıklayabilmiştim. Sorun, ikimiz de henüz hangi üniversiteleri kazandığımızı bilmiyorduk.
İkimizin sıralaması hemen hemen aynıydı ancak o benden biraz daha iyi yapmıştı. Dolayısıyla tercih listemiz tamamen aynı olmuştu ve bunu kesinlikle denk getirmeye çalışarak yapmamıştık. Aynı üniversitenin aynı bölümünü kazanmış olabilirdik... Ancak farklı şehirlerde okuyabilirdik de.
"Cıvıl cıvıl da giyinmişsin ama karalar bağlamış oturuyorsun." Tanıdık erkek sesini duyunca gözlerimi parmak arası terliğimin ucundan alarak ona çevirdim. Annesiyle gittiği alışverişten geliyordu, üzerineki beyaz tişört ve altındaki açık renk kotla oldukça sade ancak çekici göründüğünü itiraf edebilirdim. Yanıma otururken yüzü gülüyordu ancak bunu bir şeye yormaya kalkmayacaktım.
"Of ne karası ya?" Kollarımı ona uzatıp boynuna sıkıca sardığımda bana karşılık vererek ellerini sırtıma yerleştirdi. Şakağıma değen dudaklarının sıcaklığını ve yüzüme vuran ılık nefesini hissettim. "Nasılsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRILIK SENDROMU
Roman pour Adolescents"Direkt söylersem kaldıramazsın diye düşünmüştüm,"diyerek sesini hafifçe yükseltti Ezgi. "Madem bu kadar hızlı olsun istiyorsun, al o zaman. Ardıç seni aldatıyor." Espiri üçe ayrılırdı: Asla komik olmayan fakat karşısındaki insanın gülüşüne gülündüğ...