BÖLÜM ☆ 24

3.3K 248 129
                                    

SELAMLAAAAR <3

Bu bölümü iki günde yazmam peki... Demek ki istesem yapabiliyorum.

Bence keyifli bir bölüm oldu, umarım sizde beğenirsiniz. Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar!

 Keyifli okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hiçbir sosyal medya hesabı kullanmadığı için Eliz'in bize ballandıra ballandıra anlattığı Furkan'ın bir fotoğrafını bu zamana kadar hiç görmemiştim. İçimde her zaman Eliz'in Furkan'ı abarttığına emin olan bir kısım vardı. Ancak şu an o kısım kendi kendini öldürmüştü çünkü Eliz gerçekten haklıydı. Siyah motoruna yaslanmış, gözlerini Eliz'den almayan Furkan, tam anlamıyla felaketti.

"Lan sen turnayı gözünden vurmuşsun da turnanın bile haberi yok." Selin'in hepimiz gibi Furkan'ı süzerek söyledikleri kıkırdamama sebep oldu. Ardından Eliz'in kolunu Furkan'dan gizli bir şekilde cimcikledim.

"Onun yanına git, manyak kız."

"Gideyim değil mi?"

"Seni bekliyor işte, git." Kolundan hafifçe ittirdiğimde Eliz hareketlendi. İlk adımı yeni doğan bir ceylanı anımsatıyordu ancak peşi sıra gelen adımları oldukça güçlü ve kibardı. "Biz de film izliyor gibi izlemeyelim onları," diyerek diğerlerine döndüm. Selin ve Seray nefes bile almadan onlara bakıyordu, Ezgi ise kollarını birbirine dolamış ve omzunu General'in koluna yaslamıştı.

"Ama diyelim ki ya Furkan birden Eliz'i kendine çekerse ve onu öperse ve öpüşmeye başlarlarsa ve ben o ânı izleyemezsem?"

Selin'in bir eşit ağırlıkçı olarak beni ağlatacak cümlesi iç çekmeme sebep oldu. "Öpüşeceklerini sanmıyorum."

"Okul çıkışında, ortalık yerde de öpüşmezler herhalde," General, konuşmaya başlamış olan Furkan ve Eliz'e bakarak konuşurken bu düşünceden hoşlanmadığını hissettim. Eh, o Ezgi'yle öpüşürken biz onları yakalamış olabilirdik ama o bizden herhangi birinin başkasıyla öpüştüğü âna şahit olmak istemiyor olabilirdi.

Aslında bu normal olandı, Selin'inki ise çok farklı bir boyuta geçmiş oluyordu.

"Niye General?" Seray onun koluna bir yumruk attı. "Sen gizli yerlerde mi öpüşmeyi tercih ediyorsun?"

General çok hızlı bir şekilde öksürdü, gözlerini hepimizden kaçırdı ve, "Valla niye burada dikiliyoruz?" dedi aceleyle. "Biraz ileride bekleyelim bari, ayıp olmasın."

Ezgi onun kadar olmasa da aynı utangaç tepkiyi verdi ve General'in ilerlediği sokak başına doğru giderken sesini çıkartmadı. Ben ise arkalarından yürürken gülmemi bastırmaya çalışıyordum. Ezgi'nin General'i sevdiğini biliyorduk, bunu bize kendi ağzıyla söylemişti. General de Ezgi'yi seviyordu ama bunu ondan asla duymamıştım. Yine de duymama gerek yoktu, Kadıköy'de öpüştüklerine şahit olduğumuzu dün gibi hatırlıyordum.

AYRILIK SENDROMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin