☆ FİNAL ☆

3.5K 235 183
                                    

Selamlar, bu hikâyede son kez. 🥺

Bu benim final verebildiğim ilk hikâyem. Çok duygusalım ve gözlerim gerçekten bir an doldu. Lütfen tadını çıkartarak okuyun. ❤️

Sokaklarım gerçekten yine ve yine Yiğit'e çıkmıştı.

Onunla, yapım şirketinde tanıştığımızdan bu yana üç ay boyunca dolu dolu zaman geçirmiştik. Bu arkadaşlıktan öte olmaya başlamıştı çünkü ben artık kızlarla bile her gün görüşemez bir hâldeyken her akşam Yiğit'le görüşmek için hazırlanmaya başlar olmuştum.

Biz yine aynı yolu yürümeye başlamıştık.

Bunun henüz net bir ismi konmamıştı, bariz yakınlaşmalar haricinde abartılı sevgililik göstergeleri bile yoktu ama akşam beni evime bırakıp yanağımı öptüğünde, gece onu düşünmeme sebebiyet verecek flörtöz cümlelerini sarf ettiğinde heyecandan kalbim duracak gibi oluyordu.

Öncelikle şunda bir anlaşmak gerekirdi ki, exten harbiden next oluyordu. Tabii eğer bu ex Yiğit'se...

Birlikte yemeğe çıktığımız ilk akşamın sonrasında her şey birden olumlu anlamda bombaların patlayıp durmasıyla ilerlemeye başlamıştı. Muhtemelen senaryolar üzerinde çalışması gerektiğinden dolayı fazla yoğun ve yorgundu ancak her zaman bana zaman ayırıyordu. Beni sürekli görmek istiyordu, aynı onu sürekli görmek istediğim gibi...

Sakin bir kafenin üst katında oturuyor, bilgisayar ekranımdaki senaryoları okumaya başlamak için hazırlık yapıyordum. Uzunca bir süredir yapımcımın satın aldığı senaryolardan birini seçmek üzere okuma yapıyordum. Geriye yalnızca bir tane senaryo kaldı derken Mehmet Bey bu sabah bir başka senaryoyu daha okumam için göndermişti.

Hangi ikisinden birini okumam gerektiğini seçmek için sırasıyla iki dosyayı da açtım. Yalnızlık Rüyası adlı bir senaryonun ilk sayfasını okuduktan sonra diğerine geçiş yaptım. Senaryonun adı yoktu, bu tuhaftı ancak bunu garipsemeye fırsat bulamadan senaristin adı gözüme çarpan tek şey oluvermişti.

Yiğit Şaşmaz.

Aralık dudaklarım arasından hayret dolu bir, "Ne?" sesi çıkarken elim, masanın üzerindeki telefonuma aceleyle uzandı. Hızla son aramalardan Yiğit'in adını bulup telefonu kulağıma taşıdım. Bu sırada bilgisayarın ekranını kaydırarak ilk sayfadaki diyaloglara göz gezdiriyordum. Bahsi geçen kızın ismi Umay'dı.

"Umur Böceği?"

Aramamı tatlı bir şekilde yanıtlaması dudaklarımdaki gülümsemeyi sanki mümkünmüş gibi daha da büyüttü. "Yiğit, bil bakalım ben şu an ne yapıyorum?"

"Of," Bu ses tenimi ürpertmişti. "Bu oyunu daha müsait bir zamanda oynayamaz mıyız? Gece mesela?"

"Kanını hemen beynine topla." Parmaklarımı içtiğim kahve bardağının etrafında dolaştırdım. "Pekâlâ, sana yardım ediyorum. Kafede oturuyorum, önümde bilgisayarım var ve bir senaryo açık. Sence bu kimin senaryosu?"

"Seni bu kadar mutlu ettiğine göre eminim Steve Kloves'undur."

Böyle bir şeyin hayali bile beni öldürebilirdi. "Yapma böyle şakalar, kalpten giderim."

AYRILIK SENDROMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin