26. BÖLÜM

5.5K 284 203
                                    


Yeni bir okul gününe merhaba derken, sağ kolumun özgürlüğünü yaşıyordum. Sonunda dün akşam kolumda ki alçıdan kurtulmuştum.

Sucuk yeni bir entrika çıkarıp kolumu kırana kadar, rahat sayılırdım.

Ayrıca şuan ders fizikti ve ben en sevdiğim derste olduğum içinde mutluydum. Hatta artık derslerde rahatça not alabildiğim içinde mutluydum.

Sanırım bugün sebepsizce, ağzıma sıçılsa bile mutlu olacaktım.

Çalan zilin sesi ile düşüncelerden sıyrılıp önümde ki kitabı kapattım. Sanırım dersi ne kadar seversem seveyim, başka şeyler düşünmekten vazgeçemeyecektim.

"Geliyor musun Badel?"

Bakışlarımı camdan çekip Yekta'ya çevirdim. "Nereye?"

Bir kaç saniye yüzüme bakıp cevap verdi. "Basketbol sahasına dedim ya."

Ona cevap verecekken karşı sıradan bize bakan Ekin ile göz göze geldim. Sanırım sınıfta kalmak istiyordum.

Olumsuz anlamda başımı salladım.  "Siz gidin."

Yekta, bakışlarını benim baktığım yere yani Ekin'e çevirip tekrar bana döndü. Göz devirip, diğerlerini beklemeden sınıftan çıktı.

Alican ve Bera'da onu takip ederken, ben tekrar cama dönmüştüm. Onun için sınıfta kalmış olmam, koşarak yanına gideceğim anlamına gelmiyordu. Lütfen yani!

Bir kaç saniye içinde yanıma bana çarparak oturmasıyla ona döndüm. "Yavaş!"

"Pardon, heyecanlandım da..."

Göz devirip tekrar cama döndüğümde elimin üstünde hissettiğim elle, Ekin'e döndüm. Alçıdan yeni çıkan elimi tutup bileğimi yavaşça okşadı. "iyileşmiş sonunda..."

Gözleri elimdeydi ve benimle değilde, kendiyle konuşuyor gibiydi.

Elimi parmakları arasından çektiğimde, bakışları bana döndü. "Sen biraz gergin misin?"

"Değilim."

Derin bir nefes verdi. "Pekala... Bugün okul çıkışı, bir kaç saatini bana ayırır mısın?"

Yüzüme düşünceli bir ifade yerleşti ama bu tamamen sahteydi. "Bilemiyorum,  ajanda mı kontrol etmem lazım. Uygun bir zamanda, asistanım sana randevu ayarlar."

Ekin keyifle bir kahkaha attığında, bende güldüm.

"Ne yapacağız okul çıkışı."

Gözleri kısıldı. "Bilemiyorum."

Bir kez daha güldüm. "Ekin, neden Asil'e eniştesi olacağını söyledin. Bana neler söyledi biliyor musun? Çocuğa birde araba kullanma sözü vermişsin. Neyine güveniyorsun acaba? Reşit bile değilsin."

Ekin büyük bir kahkaha attı. "Doğruları söyledim çocuğa. Bana kızmaya hakkın yok, bunu zaten sen söyledin bana."

Omzuna vurduğumda bir kez daha güldü. "İkinci olarak, reşit değilim, ehliyetim yok ama araba kullanmayı biliyorum. Bir kaç yıl önce babam öğretmişti. Asil'i de boş bir araziye götüreceğim, babamla konuştum o halledecek."

"Neden yapıyorsun bunu?"

"Çok hevesli araba konusuna, seviyor arabaları. Bende mutlu olsun istedim."

Herkesi mutlu etmek istemesi... Ben bu çocuğu yerim, sıçmam.

Gülümsedim. "Mükemmel bir kalbin var."

VAZGEÇ | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin