28. BÖLÜM

4.9K 292 279
                                    

Yekta'dan ;

Sıkıntılı bir nefes verip oturduğum yerde bacağımı sallamaya başladım. Evin yakınlarında ki bir kafede, Ekin beyimizi bekliyordum ve tam 2 buçuk dakika geç kalmıştı.

Çocuğun her şeyi gözüme batıyor.

Artık Ekin'le konuşmanın vakti gelmişti çünkü ileri gidiyordu. Badel'in hayatında bu zamana kadar bizden başka kimse yokken, şimdi bizden çok Ekin'le görüşür olmuştu. Buna artık bir son vermesi lazımdı!

O gerizekalı çocuktan hoşlandığı için gerçek yüzünü göremiyordu ama bir şekilde görecek ve o zaman çok üzülecekti.

Karşımda ki sandalyenin çekilmesiyle Ekin'e döndüm. "Selam" deyip oturdu.

"Aleyküm selam."

Bir kaç saniye yüzünde dolaşan bakışlarım tekrar cama çevrildi.

"Sebebi buluşmamızın amacını öğrenebilir miyim?"

Gevşek!

Oturduğum yerde dikleştim. "Badel'den uzak dur!"

Yüzüne yerleştirdiği hafif gülümsemeyle "neden" diye sordu.

"Çünkü sen onun hayatında olabilecek biri değilsin! Bak Ekin, bu zamana kadar onun yanında hep biz vardık ve bu böyle devam edecek. Bizde beşinciye yer yok!"

Bir süre sessiz kalıp arkasına yaslandı. Ben ondan bir cevap beklerken, o kendine kumkuatlı pasta söylemekle meşguldü.

Allah'ın midesiz özentisi!

"Zor oldu biraz ama bu kafeye kumkuatlı pastayı ben getirdim. Tadı kötü oluyor ama yinede güzel."

Kötü oluyor ama güzel! Anlıyorum...

"Ekin-" Sözümü kesen masaya elinde pastayla gelen garson oldu. O gittikten sonra devam ettim. "Badel'in hayatından defol Ekin!"

Pastadan biraz yiyip, bakışlarını bana çevirdi. "Sende yer misin?"

Sabır yarabbim sabır!

"YEMEM!"

"Tamam."

"EKİN!"

"Efendim?"

"AMACIN NE?!"

"Söylediklerinin benim için önemsiz olduğunu anlaman."

Elimi sertçe masaya vurduğumda kafede ki bir kaç çift göz bize dönmüştü. "Kendini bana si- sevdirtme Ekin!"

Oturduğu yerde biraz daha yayılıp pastasını yemeye devam etti.

Badel, güzelim, içinde ki peygamber sabrını tebrik ederim. Bu çocukla Allah sana sabır versin...

"Badel'e gerçekten üzülüyorum."

Bakışlarını sonunda pastandan çekip bana çevirdi. "O niye?"

Masada Ekin'e doğru eğildim. "Davranışların insanı kanser ettiği için olabilir mi?!"

Pastadan bir parça yedi. "Badel'e karşı böyle değilim. Bu davranışım sana özel, değerini bil."

Göz devirirken alayla güldüm. "İki yüzlü olduğunu ve Badel'e karşı oynadığını biliyordum zaten..."

O da göz devirdi. "O anlamda demedim."

"İnsan gibi konuşmak için çağırdım seni ekin! Pasta yemeni izlemek için değil."

Garsonu yanına çağırıp bir pasta daha istedi. "Sizin aranıza girmek ve ya size beşinci olmak gibi bir derdim yok. Zaten sizinle arkadaş olmak gibi bir derdim de yok, benim tek derdim Badel. Tabii, arkadaş olsaydık güzel olurdu, orası ayrı. İmrenilecek bir arkadaşlığınız var çünkü."

VAZGEÇ | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin