Medya : Alican
////
"Beni bir görmeliydin enişte. Nasıl cesur, nasıl korkusuzum. Girdik hep birlikte korku tüneline, bu üçü korkudan titriyor, ben sadece eğleniyorum."
Yekta, Alican'ın ensesine yavaşça vurdu. Bera da 'anlat anlat biz inanmış gibi yaparız' bakışları atıyordu.
Dün Alican'ın tünelde bayılmasıyla hızlıca Tarık abiye haber verip onu oradan çıkardık. Yüzüne su tutarak kendine gelmesini sağlayıp Ateş abime haber verdik, o gelip ilgilendi Alican'la.
Kendisi ayıldıktan sonra korkudan titremeye devam ettiği ve gece tek uyuyamayacağını söylediği için, hepimiz Alican'ı ortamıza alıp öyle uyumuştuk. Bütün gece elimi asla bırakmamış ve dönmeme bile izin vermemişti.
Şuanda da Ekin'e ne kadar cesur olduğunu ve hiç korkmadığı anlatıyordu.
Gerçekten berbat bir yalancıydı.
"Aynen aynen, bayılanda bendim." Dediğimde, surat buruşturdu. "Ben bayılmadım, o kadar korkmadım ki can sıkıntısından uyuyakaldım."
Bu seferde Bera vurdu ensesine. "Yalancı puşt."
Ekin gülmeye başladığında, Alican kolunu cimcikledi. "Gülmesene! Senin benim tarafımda olman lazım."
Ekin hemen ciddileşti. "Çok haklısın cancan. Ayrıca bencede yalan söyleyen onlar, ben eminim sen sadece uyumuşsundur."
Alican gülümserken, Yekta alayla konuştu. "Tabii canım, zaten gecede biz korktuk diye Alican bizimle uyudu."
"Aynen öyle." Diyen Alican'a şaşkınlıkla baktım.
Asla istifini bozmadan yalanları sıralamaya devam ediyordu.
"Valla neyse ne, sonuç olarak iddiayı ben kazandım. Alican o trenin en başında 3 dakika tepe taklak duracak."
"Kesinlikle" diyerek beni destekledi Beragül. "Bugün çıkışta yine gidiyoruz lunaparka."
Alican'ın yüzü morarırken, Ekin keyifle güldü. "Bugünü asla kaçırmam, benide aranıza almak zorundasınız."
Yekta güldü. "Gel gel, bugün kaçmaz. Seninle çok işimiz var."
"Ne işi?" Diye sordu Ekin.
"Alican'ın o halini fotoğraflayıp, tek tek bütün okulun duvarlarına asacağız."
Bera büyük bir kahkaha attığında, Alican tripli bir hareket yapıp yanımızdan kalktı. "Kardeş sandık, kalleş çıktınız. Senide kendime yancı olarak gruba sokmaya çalışıyordum Ekin, hakkını kaybettin. Bundan sonra diğerleri alsada, ben kabul etmiyorum."
Bera alaylı bir ifadeyle arkasına yaslandı. "Sana inat Ekin'i gruba alıyoruz lan!"
Alican, Bera'ya 'yazıklar olsun' bakışları atıp, Yekta'ya döndü. Onun bunu kabul etmeyeceğine emindi.
Yekta, "Bera'ya katılıyorum." Dediğinde, Alican bir süre Yekta'ya bakakalıp arkasını döndü ve gitti.
Şahsen tam bu anda Alican'ı desteklemesini bekliyordum ama beni fazla şaşırtmıştı. Sanırım Ekin'e onlarda çok alışmıştı.
Ekin'e baktığımda, onları asla ciddiye almayıp sadece gülüyordu. Sanırım bunu aslında yapmayacaklarının o da farkındaydı.
Zaten Ekin'in böyle bir derdi olduğunu da düşünmüyordum. Sadece arası hepimizle iyi olsun istiyordu.
Oturduğum yerden kalkıp, bizimkilere ters bir bakış attım. "Neden öyle yaptınız cancanıma?"
Bende koşarak onu takip ettim.
Bahçeye cıkmış dokuzuncu sınıflara abilik taslıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAZGEÇ | YARI TEXTİNG
Подростковая литература*TAMAMLANDI* 3 abi ve 3 erkek yakın arkadaşınız varken kalbinizin kapılarını birine açmak o kadarda kolay olmuyor. Bir gün Badel'e gelen anonim bir mesajla her şey değişiyor ve onun yapacak hiç bir şeyi kalmıyor. Kalbi mi daha baskın çıkacak, yo...