32. BÖLÜM

4.6K 255 214
                                    

Medya : BADEL

////

Burak abimin 38558119 kez seslenmesiyle ayağa kalktım.

Gözlerimi açmadan kalktım!

Bugün haftasonuydu ve bende hakkını vererek uyumak istiyordum ama işte, Badel kim ki keyif yapsın?! Badel kim ki götünü devirip yatsın?!

İnsan değil sanki robot!

Hayır kardeşim, madem kahvaltı hazır oturun cici cici yeyin yemeğinizi bana niye bulaşıyorsunuz?

Yok efendim, sofrada kimse eksik olamazmış Özgür beyimizin kuralı varmış. Ulan karnın açsa yemeğini ye git işine, niye herkesi toplama gereği duyarsın ki?

O değilde, Özgür abim onunla böyle konuştuğumu duysa beni bir döverdi, bir de fizanda ki aksakallı dede döverdi.

Gözlerimi asla açma gereği duymadan  yerini ezberlediğim asansöre doğru ilerledim ve elimle yoklayıp en altta ki tuşa bastım.

O değilde az önce kazara merdivene yöneliyordum.

Tabii ki uykulu uykulu merdiven inip aptallık edemezdim, zengindim ben, kendime geleyim.

Beni sürekli uyaracak bir Firdevs Yöreoğlu'na ihtiyacım var! Acaba Bahar Candan'ın, parayla arkadaş tuttuğu gibi bende parayla kendime bir Firdevs Yöreoğlu mu tutsaydım?

Ben bunu bir düşüneyim...

Asansör en alt katta durduğunda gözlerimi tekrar ve tekrar açma gereği duymadan salona geçip masada her zaman benim yerim olan boşluğa kuruldum ve kollarımı masaya koyup üstüne yattım.

Sonuçta Özgür abimin kuralı masada oturmaktı. Uyumak yasak diye bir şey duymamıştım.

Yanımda oturan Ateş abim kolumu dürttü. "Badel, aç gözlerini. Hadi kahvaltı yap."

"İşim olmaz."

Burak abimin kıkırtısı kulaklarımı doldururken birinin daha güldüğünü duymuştum ama kim olduğunu çıkaramıyordum.

Kendimi uyku moduna çoktan almıştım.

Ateş abim bir kez koluma dokunduğunda tepki vermedim ve o da çareyi beni kaldırmakta buldu. Kollarımdan ve belimden tutularak masada oturur pozsiyona getirildim.

Sıkıntı yok böylede uyurum.

Başımı Ateş abimin omzuna koyduğumda sesli verdiği nefesi duydum.

Noldu sen bir sıkıldın sanki?

"Badel aç gözlerini." Diyen Özgür abimi duyduğumda gözlerimi uyandığımdan beri ilk defa açtım.

Gözlerim ışığa alışmaya çalışırken karşımda gördüğüm Ekin'in yüzüyle kısa bir şok yaşadım.

Yok artık!

"Ekin?"

Bakışlarını Asil'den çekip bana çevirdi. "Badel, günaydın."

Hassiktir!

Daha yüzümü bile yıkamamıştım, saçlarımın her bir teli Ekin'in dün saydığı ülkelere dağılmış durumdaydı ve üstümde sarı, tweetyli tulumum vardı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
VAZGEÇ | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin