Vücudumda hissettiğim ultra ağrı ve acıyla yattığım yerde gözlerimi açtım.Görüş açıma giren Cancanın 45 numara ayağıyla yüzümü buruşturup oturur pozisyona geçtim.
Çok güzel...
Yerde uyumuştum ve gerçekten bütün kemiklerimin tek tek ağırdığını hissediyordum.
Dün gece izlediğimiz korku volümü yüksek filmle beraber hepimiz göt korkusuyla salonda uyumuştuk.
Hepimiz demekte ayıp olur şimdi, Cancan ve ben...
Beragül ve cancan bir koltukta Yektoş ve Ekin bir koltukta, bende bir koltukta uyumuştuk aslında ama gecenin sonu sanırım benim için yerde bitmişti.
Oturduğum yerden kalkıp herkese kısa bir bakış attım.
Hassiktir!
Bu da kim?!
Çığlık atarak Yekta'yla ekinin üstüne atladığım da salonda ki herkes sıçrayarak uyanmıştı.
"Badel?" Diyen Yekta'ya kısa bir bakış atıp tanımadığım çocuğu parmakla gösterdim.
"O kim? Hanginiz eve attı onu?"
Bera hayattan bezmişcesine oflayarak başını yastığın altına gömerken Yekta göz devirdi.
"Dün Taksim'de bulup zorla eve getirdiğin çocuk Badel." Diye bıkkınca konuşan Ekin'e kısa bir bakış attım. "Üstümden kalkar mısın nefes alamıyorum." Diye devam etti.
Ekin'in karnından hafifçe kayıp bacaklarına oturdum. "Ne alaka be! Ben niye tanımadığım etmediğim insanı eve getireyim?"
Alican yan yan yüzüme baktı. "inanır mısın aynı şeyi ben sorduğum da bütün İstiklal caddesini elinde terlikle beni kovalayarak turladın."
Hay anasını ya!
Dün can sıkıntısıyla rutinim olan taksimde ki kilisenin çıkışına gidip dayıları müslüman yapma görevindeydim. Sonrasında bir polis tarafından tutuklanıp mapusa atılmıştım. Abimler ve çocuklar benden şikayetçi olan gavur amcayı ikna edene kadar bir yerlerini yırtmışlardı.
Mapustan kurtulduktan sonra biraz olsun sıkıntım geçmiş olsa bile tam olarak eğlenememiştim. Akşam çocukları zar zor ikna edip hayatımın ilk bar deneyimini yaşamıştım.
Çok içmeyeceğime söz vermiştim.
Sözümü tutmuştum.
Ama alkolle ilk defa tanışan mükemmel bedenim bunu kaldıramamış olacak ki ilk birada kafayı bulmuştum.
Eve nasıl geldik o arada neler yaşadık bilmiyorum ama kendime azda olsa geldiğimde evdeydik. Her şeyi kesik kesik hatırlıyordum ve zihnimde olan tek şey film izlediğimizdi.
Karşımda zorla getirdiğim iddia edilen arkadaşı asla hatırlamıyordum. Ki şahsen o da hiç zorla gelmiş gibi durmuyordu.
"Bu niye bön bön bakıyor suratıma?"
Yektoş güldü. "Anlamıyor çünkü bizi. Kendisi Gal. Turist olarak gelmiş Türkiye'ye, sende çocuğun Galce konuştuğunu duyunca yapıştın yakasına. Barda arkadaş oldunuz, sonrada 'ben ülkeme gelen Galler vatandaşını evimde ağırlamadan göndermem' değince..."
Tek kaşım şaşkınlıkla havalandı. Sanırım bir daha asla içki içmeyecektim.
Zaten milleti müslüman yapmaya çalışıp sonrada barlarda içip sıçmak tam benlik bir haraketti.
"Eee, ne yapacağız şimdi bunu?" Diye sorduğumda Bera başında ki yastığı kaldırıp ilk defa konuşmaya ortak oldu. "Başımıza sen sardın. Şimdide mümkünse çözümü sen bul."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAZGEÇ | YARI TEXTİNG
Teen Fiction*TAMAMLANDI* 3 abi ve 3 erkek yakın arkadaşınız varken kalbinizin kapılarını birine açmak o kadarda kolay olmuyor. Bir gün Badel'e gelen anonim bir mesajla her şey değişiyor ve onun yapacak hiç bir şeyi kalmıyor. Kalbi mi daha baskın çıkacak, yo...