Medya : Yekta/////
Oturduğum sırayı boş boş karalarken yanıma, bana hayvan gibi çarparak oturan kişiye baktım.
"Selam, yenge."
Vay vay vay.
"Selam, Anıl."
Elimde ki kalemi çekip aldı. "Babanın malımı kardeşim? Niye karalıyorsun?"
Ön sıraya bir anda Ekin oturdu ve Alican'ın kucağına bacaklarını uzattı. "Abisinin malı?"
Ona göz devirip kalemimi Anıl'dan aldım ve karalamaya devam ettim. Abimin malı olması, zarar verebileceğim anlamına gelmiyordu. Burada yüzlerce öğrenci kullanıyordu bu sıraları ama ben zaten zarar vermiyordum, çizdikten sonra siliyordum.
"Badel." Diye seslenen Ekin'e çevirdim bakışlarımı. "Bir sorun mu var?"
Solumdan uyandım. "Hayır, yok." Bir kaç saniye sessizliğin ardından ön sırada, Ekin'in yanında oturan Alican'ı dürttüm. "Yekta ve Bera nerede?"
Omuz silkti. "Bir fikrim yok."
Ne zamandan beri birbirimizden bu kadar habersiz olmaya başlamıştık? İşemeye giderken bile haber veren çocuklar, şimdi neredelerdi acaba?
"Bana bak Ekin, okul çıkışı sakın Badel'e yaklaşmaya çalışma! Bugün bizim o."
Ben Alican'a göz devirirken, Ekin güldü. "Sorun yok, sizin olsun. Zaten bugün boş bile olsa, benim olamazdı."
Kaşlarım çatıldı. "Sebep?"
"Okul çıkışı işim var." Dedi, umursamazca."
Niye bugün herkes kafasına göre iş yapıyor? Ve niye kimse bana hiç bir konuda bilgilendirme yapmıyor? "Ne işin var?"
"Sana ne Badel?"
Ağzının ortasına bir tane yapıştırma fikri, çık aklımdan.
"Ne oluyor sana? Dün her şey çok iyiydi bayağı eğlendik falan, bugün soğuk yapasın mı tuttu?"
"Seninle bir alakası yok. Ayrıca soğuk yapmıyorum."
Aynen aynen, bende asfaltta gemi sürüyorum zaten.
Ayağa kalktım. "Anıl, izin verir misin?"
Anıl yerinden kalkıp geçmem için izin verdiğinde sıradan çıktım. Tam gidiyordum ki, Alican elimi tuttu. "Nereye?"
Elimi ondan çektim. "Bahçeye."
Sınıftan çıkıp bahçeye yöneldim ve banklardan birine oturdum.
Sanırım pazartesi sendromunu bugün herkes dibine kadar yaşıyordu.
Ben bahçede ki öğrencileri izlerken yanıma Ege oturdu.
"Selam. Görüşemiyoruz bir süredir. Nasıl gidiyor? Kazadan sonra hiç konuşamadık, iyi misin?"
"İyiyim." Deyip geçiştirdim.
"Bir sorun mu var?" Ben ona bakmıyordum ama o tam olarak yüzüme bakıyordu.
"Hayır, bir sorun yok."
"Peki. Konuşmak istemiyorsun sanırım, susalım o zaman."
Tam bir sorun olmadığını, konuşabileceğimizi söyleyecektim ki, benden önce başkası davrandı.
"İnce düşüncen için sağ ol kardeşim ama sana gerek yok. Konuşmak istese konuşacağı, susmak istese susacağı bir sevgilisi var zaten. Şuan yanında değil evet ama bu da önemli değil çünkü biz kardeşleri olarak onun yerini doldururuz. Hadi sen yol al!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAZGEÇ | YARI TEXTİNG
Teen Fiction*TAMAMLANDI* 3 abi ve 3 erkek yakın arkadaşınız varken kalbinizin kapılarını birine açmak o kadarda kolay olmuyor. Bir gün Badel'e gelen anonim bir mesajla her şey değişiyor ve onun yapacak hiç bir şeyi kalmıyor. Kalbi mi daha baskın çıkacak, yo...