BÖLÜM 20 - "Onlar, Fırtınayla Savaştılar, Eşit OlmayanSavaşta!"
"Dürüstlük der Matruşka ve ellerini o küçük metrajlara doğrultur.
-Nedir dürüslük?"
Bir metraj kalkarak Matruşka'yı selamlar ve ardından konuşur;
-Dürüstlük, doğru şeyi söyleyebilmektir. Matruşka kaşlarını kaldırırken bir diğer metraj kalkar ve şöyle der:
-Hayır. Dürüstlük doğru şeyi söylemektir. Matruşka bu defa kaşlarını çatar ve tekrar sorar:
-Dürüstlük; doğru şeyi söylemek midir Yoksa doğru şeyi söyleyebilmek midir?
Bir metraj kalkarak cevaplar:
-Hayır, değildir. Düşündüğümüz şeyi söylemektir. Küçük bir kargaşa çıkar, Matruşka her bir ifadesi ile susturur o küçük metrajları;
-Dürüstlük, dostlarım.
Dürüstlük siz küçük metrajların akıllarında kurguladığı her bir dönemecin açıkça ortaya konması mıdır? Yoksa o her bir dönemecin küçük bir keseye doldurulup içlerinden en doğrusunun seçilmesi midir? Doğru, nedir dostlarım? Göreceli kavramlarla oluşturulan bir cümle; nasıl gerçek bir cümle olabilir? Bir aynanın her iki tarafı da yansıtıyorsa biçimsiz şeklimizi, nereden bilebiliriz hangi tarafın doğru biçimi şekillendirdiğini?
-Dürüstlük, dostlarım.
Dürüstlük, hissedeceklerimizin vicdanıdır. Vicdan dediğimiz o iki yüzlü suratın tek kalemlik ifadesidir.
Size dürüst olun demiyorum, dürüstlüğü savunmaz dinlediğiniz bu Matruşka. Oysa dürüstlük ne doğru şeydir değil mi? Ah, doğruluk...
Dürüst olmayı arzular bir metraj diliyle fakat bilinç dediğimiz o koca çukurun derinliklerinde sadece duymak ve düşünmek istediklerini söyler o büyük metrajın küçük aklı. Dürüstlük dediğimiz doğru, ne zamandır doğru? Dürüstçe söylenebilen bir söz kolayca bitirebilir bir küçük metrajın değersiz hayatını o halde nasıl dürüstçe söylenebilir bir söz? Nasıl anlarız o küçük sözün dürüst olduğunu?
-Dürüstlük, dostlarım.
Size dostlarım hitabında bulunurken dahi dürüstlük kavramını ezip geçmiş olabilirim. Nedeni ise bu Matruşka'nın dürüstlük kavramının ahlakını kavrayamamış olması hala. Bilmediği bir şeyi nasıl kelimelere dökebilir bu Matruşka? O halde bakın gözlerime ve görün dürüstlüğümü. Gözler yalan söylemez der siz metrajlar, peki nedir yalan, dürüst olmamak mı? Gözlerinin yalan söyleyememesinin nedeni düşünememesi olamaz mı?
-Dürüstlük, dostlarım.
Dürüstlük sadece yalan söylememek midir? O halde yalan söylemek midir? Yalan söylediğini bile bilemeden konuşabilir mi bir metraj? Neden olmasın! Bir metraj her daim konuşur.
-Dürüstlük, dostlarım.
Dürüstlük yalan söylememek değil; yalan söyleyememektir, asıl. Düşündüğünü değil, doğru olduğunu düşündüğünü söylemektir. Dürüstlük, doğru olanı söyleyebilmek değil; söylemektir. Söyleyebilmek demek; güçlülüktür. Güçlü olan kimse, dürüst olmak zorunda mıdır, sizce? Hayır. Dürüstlük dostlarım... dürüstlük hiçbir şey söylememektir.
Bazen sessizlik, en büyük dürüstlük değil midir?"
Daha önce Çağan'a o olmadan yaşayamayacağımı söylediğimi hatırlamıyordum. Kim bilir belki de söylemiştim fakat bu eminim ki onun bana beklentiyle bakam mavi yeşil gözlerinin hafifçe kıvrılmasını izlemek için söylediğim beyaz bir yalandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Tapanlar
RomanceKadın ölümdü, Adam ise ölü. • • • NOT: Olaylar ve kişiler tamamen hayal ürünü olup bir distopya kaleme alınmıştır. Olayların gerçek olaylarla bağlantısı sadece benzerlik olabilir. Siyasi ögeler içermektedir, rahatsız olacaklara duyurulur. ...