A.T.▪ 12 : Sizden Biri

14.5K 599 56
                                    

BÖLÜM 12 - Sizden Biri

Savaş kızgındı ve evet bende öyleydim.

Sadece istediğim şeyi söylemiştim, neden bu denli büyük bir tepki vermesi gerekiyordu ki?

"Sana söyledim." Dedim gözlerine bakarken. Ah, gözleri, kocaman açılmış ham petrol kuyuları gibi beni içlerine çekiyorlardı. Kuzguni bukleler yer çekimine karşı koyamayarak beyaz alnına dökülüyordu. Çenesi kasılmış yüz hatları sertleşmişti. Alnında bir damar belirginleşmiş, dudakları ince bir çizgi halini almıştı.

"Bende sana söyledim." Dedi, öfkeden dolayı soğumuş sesi ile. "Bunu istemezsin."

Kaşlarım çatıldı. "Eğer bunu istemeseydim, söylemezdim, Savaş." Ayağa kalkıp tam önümde durdu ve bana tehlikeli bir bakış attı.

"Olmaz."

"Bunu sana sormadım ki!" Ellerimi iki yana açarak ona baktım. "Tanrım, sadece bir şeyler yapmak istiyorum." Gözlerindeki ifade değişmedi fakat yüzü artık daha rahattı.

"Olmaz." Dediğinde ona sadece bezgince baktım.

"Hadi ama," dedim. "Buna sen karar veremezsin." Kaşlarını alayla kaldırdığında olduğum yerde tepinmek istedim. Evet, bir ilk okul öğrencisi gibi tepinmek istedim. Gözlerini hafifçe kısıp bana doğru bir adım attı.

"Gerçekten mi? Karar verdim bile ve kararım; olmaz." Öfkeden dolayı burun ve kulaklarımdan ateşler çıkarabileceğimi düşündüm fakat bu fikirden hemen vazgeçtim.

"Beni durduramazsın."

"Denemek ister misin?" Ona bezgin bir bakış atıp gözlerimi devirdim ve ayağa kalktım. Şimdi onun bir kol boyu mesafesinde duruyor ve gözlerine içimdeki tüm kararlılık duygusunu yansıtabilmeyi umut ediyordum.

"Evet." Diye fısıldadım. "Denemek isterim." Savaş'ın dudağının bir köşesi yukarıya kıvrıldı ve ben daha da öfkelendiğimi hissettim.

"Başım zaten belada değil mi, Savaş? Daha da belaya girmesini kim umursar?"

"Dur bir düşünelim..." Dedi gözleri parıldarken. Mutluluktan parıldadığını düşünmek fazla iyimser olurdu. "Ailen. Annen, baban, Arda... Arkadaşların. Ve, ben." Bir süre durdu. "Ve seni tanıyan herkes." Kirpiklerimi kaldırıp ona baktım. Bunları gerçekten söylemesi gerekmiyordu fakat bana değil vicdanıma hitap ediyordu ve vicdanım bu aralar önüne çıkan her engelde yere oturup bir bebek gibi ağlamayı huy edinmişti. Derin bir nefes aldım ve görünmeyen göz bebeklerine baktım.

Bir yerde hiçbir insanın siyah gözlü olmadığını okumuştum fakat ya bu tamamen yalandı, ya da Savaş özel bir istisnaydı.

İkinci seçeneği makul görüp kendimi toparlamaya çalıştım. Gözleri kelimenin tam anlamıyla küçük derin kuyular gibiydi ve beni içine çekiyordu.

"Beni anlarlar." Dedim ısrarla. Başını iki yana sallarken hala öfkeliydi fakat oldukça kontrollü olmak konusunda bir harikaydı.

"Seni anladıkları için bunu yapmanı istemezler. Bende istemem. Bunun için istemiyorum."

Hiçbir şey söylemedim. Yalnızca ona baktım; gözlerindeki titreşimi görebiliyordum. Rahat bir nefes verdim ve onu dinledim dinledim. Konuyu değiştirmeye çalışıyordu fakat seçtiği konu tam isabetti.

"Konuşman için bir metin hazırladım." Dedi. Gözlerim büyüdü, duyduğuma inanamadım. Elime aldım ve uzattığı kağıdı inceledim. Ona sadece bakabildim.

Aşka TapanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin