-8-

197 38 18
                                    

~One love, two mouths~

"beom abin gelmiş koş"diye bağırdı kapının ardından yeonjun

Koşarak  hemen sarayın ön girişine koştum diğer herkes oradaydı acele ile babamın yanındaki yerimi aldım ve işte kalenin dış kapılarından abim görüldü fakat bu kez askerlerden başka altı adam vardı yanında kim bu adamlar?

"onlar ustalar değil mi"dedi soobin

"geçen mektupta bahsettikleri  yakın dostları beomun abisi mi"dedi kai

"tesadüfün böylesi"dedi taehyun kafasını bana çevirerek

Abim,askerler ve altı adam atlarında indiklerinde çocuklar ustalar dedikleri adamlara koştu abim biraz ilerledi ve kollarını açtı koşarak atladım kollarına

"hoş geldin abi" omuzlarımdan tutarak ayırdı beni kendinden gözleri doldu önce dudakları titredi 

"konuşuyorsun benim güzel beyaz garberam" dedi abim gözlerindeki şefkatle ve beni tekrar sarıp sarmaladı kolları ile

"seçtiğin bu özel çocuklar sayesinde hepsi" dedi babam 

"hadi bahçeye gidelim bak sana ne getirdim"dedi abim ve askerlerden birinden aldığı kasa ile önümden ilerleyerek bahçeye girdi bende hemen arkasından girdim 

Abim elindeki kasayı yere bıraktı ve üstünü açtı güzeller güzeli mavi Colorado Columbine mavinin en güzel tonlarıyla süslenmiş bu çiçek belki de gördüğüm en güzel çiçekti

"abi burda yaşayabilir mi"

"işte onu sen belirleyeceksin garberam"

"ben mi nasıl olacak o"

"sen doğanın efendisisin beom sen istersen çölde bile çeşit çeşit çiçekler yetişir"dedi abim omzuma dokunara

"ama ama ben bunu nasıl yaparım bilmiyorum"

"öğreneceksin minik garbera"dedi abim saçlarımı karıştırarak 

Altı adam ve arkasında diğerleri bahçeden içeri girdi

"bak bu altı adam çocukların ustaları yer yüzündeki bütün güçlerin nasıl kullanılması gerektiğini bilirler" 

"memnun oldum"dedim ve eğildim 

"ben kim namjoon prens beomgyu tanıştığıma çok memnun oldum uzun zamandır seni görmeyi çok istiyorduk izninizle diğer arkadaşlarımı da tanıtayım kim seokjin,kim taehyung,jeon jungkook,park jimin ve en sondaki da min yoongi

"sizler hangi güçlere sahipsiniz"diye sordum

"bizler sıradan insanlarız prens beomgyu koruyucu değiliz"dedi seokjin 

"güçlerin yönetimini nasıl biliyorsunuz peki"

"bizler çocukluğumuzdan beri ülkemizin kralı tarafından ülke ülke gezdirilmiş ve bugüne dek bütün güçleri öğrenmiş altı insanız efendim öğrenmek ve öğretmek için eğitildik"dedi park jimin 

Çok bilgili ve gizemli insanlar ve gücümün ne olduğunu tam anlamı ile bilen tek insanlar

"buraya da size güçlerinizi öğretmek için davet edildik"dedi jungkook

"şimdi misafirlerimizi odalarına çıkarayım ben sende arkadaşların ile çiçeği incele garbera"dedi abim ve altı adamı da önüne katarak bahçeyi terk etti

"bahsettiğin kadar güzelmiş"dedi taehyun ve ekledi "fakat senin kadar değil" 

Yandığımı hissettim her bir zerrem yanmaktaydı böyle olmamalıydı bu kadar etkilenmemem gerekirdi.

"bence benden yüzlerce kat güzel"

"senden güzel olabilecek tek şey yine sensin beom"dedi fakat bu kez kulağıma fısıldadı 

Neden ağzından çıkan her kelime ateşimin çıkmasına sebep oluyor 

"hava çok mu sıcak bugün"dedim biraz yüksek bir tonda

"evet keşke yüzsek"dedi yeonjun

"hadi yüzmeye gidelim"dedi kai neşeyle

"beom sende gel"dedi yeonjun

"babam izin vermez"

"bizde buraya havuz yaparız" dedi taehyun 

"yaptırmak uzun sürer"dedim dudak büzerek

"ya bu çocuk bizim güçlerimiz olduğunu neden unutuyor"dedi soobin

"bakın şimdi ben saray çalışanından bir sürü kazma kürek istiyorum sonra hepsini aynı anda kullanarak kazıyorum kocaman bir yer"dedi kai

"ben hızlıca koşarak içindeki işleri hallediyorum döküyorum"dedi yeonjun

"ben ateşimle hızlıca kurumasını sağlıyorum"

"su da benden hadi gene iyisiniz"dedi soobin

"her şeyi siz yapıyorsunuz"dedim dudak büzerek

"sende etrafını çiçek ve ağağlarla kaplarsın beom böylelikle hem gölge olur hemde çok güzel durur"dedi taehyun

"olurr hadi başlayalım o zaman"dedi gülümseyerek

Herkes işe koyulduğunda bir köşeden gülümseyerek sıramın gelmesini beklerken taehyun yanımda geldi.

"sen hep gül tamam mı"dedi 

"neden"

"çünkü gülmek  en çok sana yakışıyor çünkü en çok senin gülmen beni mutlu ediyor"dedi ve yanağımdan bir makas alarak tekrar diğerlerinin yanına gitti

O güzel genç bana gülümsememi söyledi o gün söz verdim kendime hep güleceğime dair  söz verdim vermesine de tutabildim mi acaba işte onun cevabı ancak gelecekte saklı...

~TOGETHER~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin