-6-

246 37 19
                                    

~이미 널 쫓는 내 마음이~ 

   ~kalbim zaten seni kovalıyor~

beomgyu

"anlat o halde" dedi taehyun yere oturdu bende yanına oturdum

"ölümlü adonis ile aşk tanrıçası birbirlerine çok aşıktılar fakat afroditin eski sevgilisi olan ares bir gün adonis avlanırken onu vurur afrodit onu kurtarmak için koşar ama maalesef yetişemez adonis ölür afrodit bir törenle sevgilisinin vücudunu kokular ile ovar ve onu ölüler diyarına götürmek üzere kucaklar, bu sırada Adonis' ten damlayan kanlarla vücudundan yayılan güzel kokular birleşir ve yeryüzüne dökülerek birer çiçeğe dönüşürler. Bu çiçeğe Adonis ile Afrodit'in aşkı anısına Anemon ismi verilir"

"ares cezalandırılmış mı"

"bilmem kim bilebir ki"

"bunu bilen onu da bilir"

"abimden duyduğum kadarını anlattım"

"hiç sormadın mı ona"

"ne bileyim aklıma gelmemişti"

"neyse peki şu köşedekiler onlar bir garip duruyor"

"iris adı ama hikayesini bilmiyorum hakkında bildiğim tek şey adı zeus ve heranın habercisi olan gökkuşağı tanrıçası iristen geliyor"

"kim bu iris"

"bilmem"

"irisin kim olduğunu birlikte öğrenelim"dedi taehyun bana doğru dönerek

"olur yaşlı bilginlerden birini buraya çağırırız"

"beom daha önce kale ve orman dışında bir yere gittin mi"

"hayır iznim yok"

"o zaman bu ülkenin en yaşlı bilgesinin ayağına beraber gidelim ve irisin kim olduğunu öğrenelim"

"neden her şeyi beraber yapıyoruz sen gidip öğrenebilir ve gelince de bana anlatabilirsin"

"irisi ikimizde merak ediyoruz cevabı beraber bulmalıyız"

"peki o halde hadi başka bir çiçek seç"

Taehyun ile sohbet etmenin en güzel yanı hayatımı sorgulamaması beni zora sokacak sorular sormaması merak ettikleri var ama beni ürkütmemek için sormuyor.

"nergisler, nergislerinde bir hikayesi var mı"

"var elbette"

"dinliyorum"dedi taehyun ve kafasını dizlerime koyarak ayaklarını uzattı. 

Arkadaşlar bu denli yakınlık kurarlar beom yanlış şeyler düşünmeyi kes ve heycanlanma aptal

"narcissus yunan mitolojisinde gelmiş geçmiş en güzel ölümlü olarak bilinen bir gençtir annesi kendi güzelliğine vurulmasın diye ona kendi aksine bakmamasını söyler devamlı olarak fakat narcissus dinlemez ve bir gün nehirde kendi aksine bakar ve kendi güzelliğine hayran kalır,aşık olur ona dokunmak ister suya doğru eğilir fakat dengesini kaybederek suya düşer ve boğularak ölür tanrılarda onun güzelliğini sonsuza kadar yaşatmak için onu bir çiçeğe dönüştürürler işte bu çiçeğin adı nergis ayrıca biliyor musun Narsisizm kavramı da narcissus'tan geliyor"

"kendini beğenmişliğin efendisi narcissus"dedi ve kıkırdadı 

"benim de bu hikayede merak ettiğim şeyler var mesela narcissus bile kendi görüntüsüne aşık oluyor ve onu elde etmek için suya  düşüyor peki diğer insanlar onu elde etmek için neler yaptı"

"bence onu para karşılığında bir mal gibi almaya çalışmışlardır"

"sümbül çiçeğinin hikayesinin sonu yok biliyor musun"

"o nasıl oluyor"

"iki çeşit son var ama kimse hangisini doğru olduğunu bilmiyor"

"anlat bakalım beraber sorgulayalım hangisinin doğru olduğunu"

"hyacinthus spartalı ve son derece yakışıklı bir gençmiş hem Güneş tanrısı Apollon hem de batı rüzgarının tanrısı Zefirus bu gence aşıkmış bir gün gence kendilerini beğendirmek için disk atma yarışması yapmışlar bundan sonrasında olanlar için iki rivayet  var birincisi Apollonun yanlışlıkla genci vurduğu ve onu öldürdüğü yönünde  Bir diğer rivayet ise Zefirus'un kıskançlığının gencin ölümüne sebep olduğudur, bir rüzgar çıkararak Apollon' un diskinin gence isabet etmesini sağlar ve genç ölür işte sümbül bu talihsiz genci temsil ediyor"

"artık her sümbül gördüğümde üzüleceğim"

"ben üzülmüyorum evet ölmüş ama onu dünyada temsil edecek bir çiçek var sümbülleri seven herkes onu seviyor demektir"

"çok anlamlı sende ben öldüğümde yeni bir çiçek yap ve adını ateş sümbülü koy"

"çok yaratıcı bir isim çok düşündün mü" gözlerimi dizimde yatan ateşin efendisinin gözlerine kilitledim ve  kıkırdadım gülümsedi fakat sadece dudakları gülmedi gözleri de güldü.

Dizlerimde yatan o adam bana  o kadar güzel gülümsedi ki gülümsemesi yıllardır kalbimi çevreleyen buzdan duvarı eritti...

"senin şu an buna değil ölürsem dememe kızıp hayır taehyun hayır ölümden bahsetme demen gerekti"

"ölümden ne kadar kaçarsak kaçalım ölüm bizi bulur"

"ay bunaltmayalım kendimizi son olarak güllerin hikayesini anlat sonra da yemek yemeye gidelim"

"çiçek tanrıçası chloris bir gün ormanda ölü bir orman perisi bulur ve onu hemen bir çiçeğe dönüştürür aşk tanrıçası afrodit  bu periden dönüşme çiçeğe güzellik verir Dionysos ise güzel ve hoş kokması için bir aroma sürer Batı rüzgarı tanrısı Zephirus gökyüzünden bulutları dağıtır güneş tanrısı Apollo'nun da parlamasıyla bu güzel çiçek doğar ve tüm yaprakları tamamen açılıncaya kadar açar Ölü bir orman perisinden çiçeklerin kraliçesine dönüşen bu çiçek Gül'dür"

"çok güzelmiş birçok tanrı ve tanrıça gül için bir araya gelmiş ve gerçekten de bence en güzel çiçek gül"

"benim en sevdiğim çiçek Colorado Columbine"

"o ne be öyle adı bile bir yabancı"

"uzak bir ülkede yetişiyor buralarda bulunmaz yetişmez de ama o kadar güzel ki taehyun"

"senin kadar güzel olamaz"

Kızardım dizlerimde yatan genç adam kalbimin buzlarını eritmekle kalmadı kalbimi hızlandırdı...

_______________________

Yazmaya başlayınca duramıyorum maalesef

~TOGETHER~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin