~Kardeşim helikopter (pat, pat)
"Yat yere", dedi amca
Mekânda kişi başı dört karı, anca rüyanda~
beomgyu
Hepimiz arka bahçede oturmuş ilk başta yapmamız gerekeni yaparak olayları bir de soobin'den dinledik. Diğerlerini bilmem ama ben soobin'e hak verdim. Abime bir şey olsaydı ve ben ona benzeyen birini görseydim, o olmadığını bilsem de sıkı sıkı sarılır asla bırakmazdım. Ben böyle düşünürken soobin winter ile temas bile kurmamıştı ona sadece birazcık kibar davranmıştı, onun bir hain olduğunu anladığında ise hiç tereddüt etmeden ona karşı cepe almıştı. En başından beri aramızdaki en mantıklı düşünen oydu, bizler duygularımızla hareket ederken o hep mantığını kullanmıştı işte bu yüzden hepimiz arasında ön plana çıkan ve hızlı düşünen oydu.
Yeonjun sabah trip ettığı sevgilisini dizlerine yatırmış saçları ile oynuyordu, kai haruto'yu kolları arasına almış sanki her an uçup gidebilecek bir kuşmuş gibi narince seviyordu. Biz, biz her zaman ki halimizdeydik taehyun dizlerime uzanmış tek elimi elleri arasına almış güzel gözleri ile beni izliyordu.
"gördüğüm en güzel ve sıcak eller sana ait" dedi gözlerime bakarak
"sanki başka el gördü dokundu" dedi kai kıkırdayarak
"ambiyansı bozma pis insan" dedi taehyun ona kısık gözleri ile bakarak
"bugün de mutlu sonla bitti" dedi haruto neşe ile
"şimdi sıra mutsuz sonla biten günlerde" dedi soobin
"ne" dedi haruto
"şaka yaptım şaka" dedi soobin ve uzanarak haruto'nun saçlarını okşadı
"dokunmasana be sevgilime" dedi kai
"kollarının arasındaki çocuk benim kardeşim ona göre düşün" dedi soobin gülümseyerek
"şimdi sen benim biraderim misin" dedi kai kafasını kaşıyarak
"sen böyle şeylere kafanı yorma deli olursun" dedi yeonjun
"görüyor musun beni hor görüyorlar" dedi kai kafasını haruto'nun omzuna sürterek
"bakma sen onlara sevdiklerinden böyle yapıyorlar" dedi haruto gülerek
"hiç de bile" dedi taehyun
"taehyun" dedim gülümseyerek
"tamam be belki biraz seviyoruz"
"aman beom ne derse onu yap" dedi soobin
"yapıcak tabi" dedim gülümseyerek
"beom da aynı bana benzedi haa" dedi yeonjun kahkaha atarak
"benim sevgilimden uzak durun" dedi kai
"niye biz kötü insanlar mıyız" dedi yeonjun dudak büzerek
"kai üzdün çocukları özür dile" dedi haruto
"özür dilerim" dedi kai de dudak büzerek
"çocuklar prens hoseok ve kral geldiler sizi salonda bekliyorlar" dedi suzy
Hepimiz hızla kalkarak büyük salona girdiğimizde abimin kocaman bir gülümseme ile karşıladı bizi.
"hoşgeldiniz krallığımın aydınlık geleceği" dedi babam bizlere bakarak
"bize mi dedi" diye fısıldadı haruto
"haruto ve soobin" dedi abim gülümseyerek
"buyurun prensim" dedi soobin eğilerek
"bugün yaptığınız kahramanlık herkesin dilinde" dedi abim
"kahramanlık değildi prensim görevimizdi" dedi soobin
"değildi" dedi babam
Bir süre süren sessizlik babamın tahtından kalkması ile bozuldu.
"yıllardır bu kale de yaşayan ve bana hizmet eden görevlilerim sığınaklara kaçarken sizler askerler ile birlikte o iki hainin karşısına dikilebilecek kadar cesurdunuz teşekkür ederim çocuklar" dedi babam haruto ve soobin'in omzunu sıvazlayarak
"eşim son nefesini verirken oğullarımızın mutlu ve güvende olduklarından emin olmandan onun yanına gidersem beni kabul etmeyeceğini söylemişti. İşte şimdi oğullarımın mutlu ve güvende olduğuna inanıyorum ve hepsi sizler sayesinde artık eşimin yanına uzanarak huzurla uyuyacağım günün gelmesini bekleyebilirim" dedi babam
Babam gülümsemişti, annemin vefatından sonra ilk defa gülümsemişti. Çocuklar sadece bana değil tüm aileme hatta tüm krallığıma huzur ve iyilik getirmişti. Babamın az önce bitirdiği cümle korkmama ve içimde bir şeylerin solmasına sebep olurken babama doğru giderek ona sarıldım.
"küçüğüm, göz bebeğim, sevgimi gösteremediğim oğlum. Affet bu sevgiden yoksun kalmış babanı, annenin yokluğundan sonra yalnızlığım beni kötü bir adama dönüştürdü" dedi babam saçlarımı okşayarak
"neden böyle konuşuyorsun baba sen çok iyi bir kral ve çok iyi bir babasın" dedi abim babamın gözlerine bakarak
"yarın yola çıkıyorum"
"nereye" dedim endişe ile
"onu gördüğüm ilk yere, ona aşık olduğum ilk yere annenizin doğduğu köye" dedi
Babamın gözlerinde huzur vardı. İlk defa hüzün değil huzur varken nasıl gitme derdim ona, beni bırakma diyebilir miydim? elbette diyemezdim.
_______________________________
bence şarkıdan bölümün güzel olacağı belliydi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~TOGETHER~
Random"çiçekler kopartılırsa yaşayamaz fakat bu beş çiçek yaşamak için toprak ya da suya ihtiyaç duymuyor onların tek ihtiyacı bir olmak her biri tek başına sadece birer çiçek iken bir araya gelince bir ormana dönüşüyor onlar çeşitli güzelliklerin olduğu...