-42-

113 15 5
                                    

~Her yer karanlık... Her yer karanlık~

Soobin

 Sırtımda baygın yatan çocuk ile yürürken birden bir kum fırtınasının bu tarafa doğru ilerlediğini görmemle bir su küresi oluşturarak içine girdim. haruto'yu yere yatırdım ve  avucuma biraz su alarak yüzüne serptim, hiçbir etkisinin olmadığını görerek bir kez daha haruto'nun kendini bu kadar zorlamasına sebep olduğum için kendime lanet ettim. 

Ne kadar zaman geçtiğini bilmesem de epeyce bir zaman geçtiğinin bilincinde olarak tekrar haruto'nun yanına iliştim ve bir kez daha onu uyandırmak için çabaladım. Artık yola çıkmamızın farkındayım fakat kum fırtınasından dolayı ne tarafa gideceğim hakkında hiçbir fikrim yok. kum fırtınası biraz da olsa hafiflediğinde su küresini ilerleterek görüşümü genişlettim fakat kum fırtınası bu kez de ileri ki bölgelerde yoğunlaşarak yolu görmemi engelliyordu. 

"uyansan keşke haruto uyansan da bana akıl versen" haruto'ya doğru konuşarak önüme döndüm

Yaklaşık bir saate kum fırtınası yolumuzun üzerinde etkisizleştiğinde daha hızlı ilerlemeye başladım fakat dümdüz ilerlediğim bu yolun nereye çıkacağı hakkında hiçbir fikrim yok. İleride bir kulübe görmemle hızımı artırdım ve kulübe girişine geldiğimde haruto'yu kürenin içinde bırakarak dışarı çıktım.

"kimse var mı" diye seslendim kulübe'nin kapısını tıklatarak

"kimsiniz" dedi içerden cılız bir ses

"ben choi soobin kim krallığı tarafından bu bölgeye atanmış bir askerim" 

Kapı hafifçe aralandı ve içeriden yedi tane cüce çıktı, haruto uyanık olsaydı bu görüntüyü çok sevimli bulurdu.

"oh demek bir askersin" dedi içlerinden biri ağzını kocaman açarak

"hey hemen gardımızı indirmeyelim yalancı da olabilir" dedi bir diğeri gözlerini kısmış bana bakarak

"ön yargı hoş bir şey değil" dedi en öndeki cüce 

"küçük prensinizi korumak adına burada görevlendirildim fakat belli sebeplerden dolayı burada ki küçük bir savaşa öncülük etmek adına gönderildim" 

"ne de güzel açıklama yapıyor uykum geldi" dedi en arkadaki cüce ve yanındaki arkadaşına yaslanarak gözlerini kapadı.

"o kürenin içindeki kim? pamuk prenses mi? ama yok yok olamaz pamuk prenses evlendi kraliçe oldu sarayda" dedi ortalardan bir fakat hangisi olduğunu seçemediğim cüce küreyi işaret ederek

"o benim kardeşim benimle beraber savaştaydı fakat güçlerini kullanırken bitkin düştü" 

"ah zavallım gel hadi içeri girelim de çorba içirelim zavallıya" dedi bir tanesi sevimli bir şekilde bacağıma dokunarak

"yahu tanımadığımız birini nasıl hemen eve alalım" dedi diğerlerine göre daha mantıklı düşünen cüce

"bence almamalıyız sonra prensle evlenip gidiyorlar" dedi sinirli olan kollarını birbirine kavuşturarak

"hey bir kere pamuk bizi devamlı ziyaret ediyor" dedi bir diğeri sinirliye karşı 

"ama yanımızda kalmıyor"

~TOGETHER~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin