~I just called to say I love you~
"o gün gizlice kaleden kaçıp sınırı geçtiğimiz günden itibaren neredeyse her sınır köye baktık fakat bir hafta boyunca hiçbir iz bulamadık ancak bir hafta sonra saklı ormanda yolumuzu tamamen kaybetmiş bir şekilde dolanırken haruto bizleri buldu, ona birini aradığımızı söylediğimizde ise bize yardım edebileceğini söyledi ve karanlık zindanın o bölgedeki sığnaklarını gösterdi. Ertesi gün şans eseri girdiğimiz bir sığınakta yeonjun'u duvara zincirlenmiş ve kanlar içinde bulduk, onu bir şekilde köye getirdiğimizde köyün bilginleri onu tedavi etmek hatta bizleri köylerine almak bile istemediler ancak bütün altınlarımızı onlara verdiğimizde onu tedavi ettiler fakat yeonjun gözlerini açsa da güçlerini kullanamayacak haldeydi,sizden yardım isteyemedik çünkü köyü tehlikeye atamazdık o yüzden köyde mahsur kaldık" dedi taehyun kısaca özetleyerek
"ben de onları bulmak için sınırdan çıktığımda saklı ormanda haruto buldu ve köye götürdü" dedim kısaca
"yeonjun gördüğüm kadarıyla güçlerini kullanabiliyor" dedi abim
"evet haruto'nun kardeşi yeri'nin yaptığı bir ilaç sayesinde güçlerime kavuştum tabi en önemli pay beom'a ait çünkü o gelip gerekli bitkiyi üretmeseydi asla ilaç tamamlanamazdı" dedi yeonjun kollarını belime sararak
"güneş prens biliyor musun bizim de güçlerimizi aldılar" dedi jungwon gözleri dolu bir şekilde
"o halde yeri'yi bulalım ve sizlere de gerekli olan ilaçtan üretsin" dedi abim sevgiyle çocukların saçlarını okşarken
"sormayın prensim" dedi haruto yüzü düşerek
"yoksa yeri'nin başına bir iş mi geldi"dedi abim endişe ile
"keşke öyle olsaydı prensim hain çıktı" dedi haruto
"hey öyle deme en azından yaşıyor" dedim gülümseyerek
"kardeşine kızma haruto elbette yaptığı kötü bir şey ama bazen hayat şartları insanı istemediği şeyleri yapmaya mecbur kılar ben inanıyorum ki senin gibi altın kalpli bir ağabeyin kötü bir kız kardeşi olamaz" dedi abim haruto'nun sırtını okşayarak
Abimle göz göze geldiğimizde 'nefret dolu' der gibi baktı. Anlaşılan haruto'nun düşüncelerini okumuştu.
"ee prensim biz yokken kale çok boş gelmiştir" dedi kai ortamı yumuşatmak amacı ile
"yok canım sizsiz çok iyiydik hatta şimdi bir iki gün kalın hepinizi eski kaleye sürgüne göndereceğim" dedi abim
"neler diyorsun prensim öyle bunlar ne güzel planlar" dedi soobin alayla
"benimle dalga geçme tekte alırım canını" dedi abim
Araba durduğunda abim ve çocuklardan sonra hepimiz sırayla arabadan indik. Kalenin girişi insanlarla dolup taşmış herkes neşeyle bağırıyordu. Suzy ile göz göze geldiğimizde beni öldürecek gibi baktığını anladım ve abimin arkasına saklandım.
"merak etme bunca kalabalığın arasında dövmez" dedi abim kıkırdayarak
"gülme abi komik mi" dedim
"evet çok komik" dedi taehyun
"asıl siz dördünüz korkun ustalar sizi öldürecek ciddi anlamda" dedim
"ben suçsuzum" dedi yeonjun ve usta taehyung'un üzerine atladı
Herkesi selamladıktan ve gerekli konuşmamı yaptıktan sonra halk dağıldı ve bizlerde kaleye,ortak salona girdik. Babamın sinirli olduğu belliydi ancak bizlere olan özlemi ve üzüntüsü sinirini bastırıyor hepimizi zindana atmaması için onu durduruyordu,babam kollarını kocaman açtığında koşarak ona sarıldım. Annem öldüğünden bu yana bana ilk sarılmasıydı işte bu yüzden sıfırdan başlangıcımın ilk günü benim için unutulmayacak bir gün olarak tarihe kazındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~TOGETHER~
Random"çiçekler kopartılırsa yaşayamaz fakat bu beş çiçek yaşamak için toprak ya da suya ihtiyaç duymuyor onların tek ihtiyacı bir olmak her biri tek başına sadece birer çiçek iken bir araya gelince bir ormana dönüşüyor onlar çeşitli güzelliklerin olduğu...