~I'll never give you away~
beomgyu
Ormana girdiğimizde gözlerim etrafta gezindi gene ağaçları kesmiş çiçekleri ezmişlerdi ve eminim bunu yapmış olmaktan hiç pişman değillerdi tek dertleri yıllardır küçük çocuklara anlatılan bir masaldaki kılıcı bulmak, hah bunca yıl kimse bulamamış şimdi sizin gibi üç kötü adam mı bulacak.
"hey beom bitkileri sadece canlandırabiliyor musun yoksa farklı şeylerde yaptırabiliyor musun"diye sordu yeonjun
"bizimkinin kusuruna bakmayın kendisi herkesle arkadaş olmak isteyen bir manyak"dedi soobin ve kendini ağaçlardan birinin altına bıraktı
"o benim arkadaşım arkadaşımsın değil mi beom"diye sordu bende evet anlamında salladım kafamı
"oha zorla arkadaş oldu resmen"dedi kai ve kahkaha attı
"gitmeyin çocuğumun üzerine"dedi taehyun ve yeonjunun saçlarını karıştırdı. Kıskandım,ne yalan söyleyeyim çok kıskandım benim de saçlarımı okşasın istedim
"hey hey beom yüzün neden düştü"dedi yeonjun ve saçlarımı okşadı
"uzak dur beomun saçlarından" taehyun aramıza girdi ve yeonjunun elini saçlarımdan çekti, daha sonrada saçlarımı düzeltti bende bu sayede istediğimi elde etmiş bulundum elleri saçlarım arasındaydı uzunca bir sürede saçlarım arasında kaldı fakat daha sonra çekti ellerini ve ben büyük bir boşluğa düştüm. Annesi tarafından beslenmeye alışmış daha sonrada uçmayı öğrenmek için annesi tarafından yuvadan atılan bir kuş yavrusu gibi hissettim ne yapacağımı bilemedim ama sonra toparladım eski halime döndüm.
"sesleri duyuyor musunuz"dedi ve ayaklandı soobin
"hayvanlardır" umursamadı kai ama sonra da o kalktı
Dördü etrafıma dolandı soobin tek kolunu omzumun üstüne atarak beni güvenceye alırken diğerleri de önüme dizildi korkuyla sindim dördünün kolları arasında, ağaçların arasından görmekten en çok korktuğum kişiler çıktı karanlık zindan askerleri. Yıllar önce babam ve birkaç kral tarafından dışlanmış bir komutanın kurduğu adı gibi karanlık bir topluluktu, isyankar askerlerin katılması ile gün geçtikçe büyümüş ve etrafa korku salmaya başlamış acımasız kötü insanlardır kadın,çocuk,yaşlı ya da hayvan fark etmez onlara önlerine çıkan hiçbir canlıya acımazlar hareket etmeden sadece yaşamaya çalışan bitkilere bile düşmanlardır. Nedenini bilmem ama en büyük nefretleri babama karşıdır annemi öldürdükten sonra babamın tek zaafı olarak kalan ben ve abime göz diktiklerini herkes bilir bu diyarlarda.
"amma kalabalık gelmişler be çok korkuyorlar sanırım bizden"dedi kai böbürlenerek
"sus sus götüm kalkmasın ciddiyetimi kaybedemem şu an"dedi yeonjun sinirle
"adamlar bu konuşmaları duyunca korku falan kalmaz merak etmeyin"dedi taehyun
"susmalıyız bence artık"dedi soobin omzumun üstündeki elini sıkılaştırarak
"sizin gibi küçük çocukları öldürmek istemem o yüzden prensi bırakın ve gidin savaştık kurtaramadık çok güçlülerdi dersiniz kralınıza"dedi bütün askerlerin önünde duran komutanları pis bir şekilde sırıtarak
"bu alanda küçük olan biz değiliz senin bacakların arasındaki"dedi taehyun ukala bir tavırla.
Neyin özgüveni bu dedim kendi kendime"küfür etmeden laf soktu vay anasını"dedi yeonjun
"komik çocuklarsınız ama şaka yeter bu kadar" dedi sesini sertleştirerek ve ardından arkasındaki askerler kılıçlarını çıkardı
"kılıçlarınızı elinizde tutmak istiyorsanız kınına geri sokun" kai yerinde dikleşti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~TOGETHER~
Random"çiçekler kopartılırsa yaşayamaz fakat bu beş çiçek yaşamak için toprak ya da suya ihtiyaç duymuyor onların tek ihtiyacı bir olmak her biri tek başına sadece birer çiçek iken bir araya gelince bir ormana dönüşüyor onlar çeşitli güzelliklerin olduğu...