Feyyaz'dan ayrılıp gözlerimi kuruladım.
"O zaman sana lisede ki halimi unutturalım. Hadi kalk bakalım çıkıyoruz."
Feyyaz bu halime gülüp ayağa kalktı. Kıyafetlerine baktığımda koyu mavi bir tişört, siyah kot ve postalları ile gayet iyi duruyordu. Askılıktan ceketimi ve çantamı alıp kapıya doğru döndüm.
"İlk günden bu kadar çalışmak bana yaramadı be. Bi yerlere gidip dağıtalım. Zaten mesai bitimine az kalmış." Dedim.
Feyyaz kolunu omzuma atarak benimle birlikte dışarıya çıktı. 2 adım atmıştık ki karşımda Kürşad'ı gördüm. Ah doğru ya çıkışta onunla gidecektim.
"Asker bu gece Feyyaz yanımda. Yarın sabah görüşürüz." Dedim.
Kürşad her zaman ki gibi kaşlarını çatarak,
"Bensiz bir yere gidemezsin. Mücahit seni bana emanet etti. Nereye gideceksen seni ben götürürüm. Başkasına gerek yok." Dedi.
Son sözlerini söylerken bakışlarını Feyyaz'a çevirmişti. Feyyaz bu durumdan hoşlanmamıştı. Beni arkasına alıp,
"Rütbelerimizin aynı olduğunu göze alırsak senin kadar iyi koruyacağıma emin olabilirsin yüzbaşı. Başar bu gece benimle olmak istiyorsa kimse buna engel olamaz. Ayrıca o sadece bir emanet değil benim için."
"Rütbelerimiz aynı olabilir ama ben bana gözüm gibi bakmam için emanet edilen kişiyi tek bırakmam. Burada Başar'ın ne istediği değil onun can güvenliği önemli ve ben burada bunun için varım. (bana dönerek) şimdi nereye gitmek istiyorsan söyle gidelim." Dedi.
Ona gözlerimi devirip Feyyaz'a döndüm.
"İstediğin kadar anlat anlamayacak istiyorsa gelsin bizimle. Benim için bu gece sen önemlisin. Hadi gidelim." Deyip Feyyaz ile yürümeye başlamıştım.
Sanki Feyyaz dün yeni mezun olmuş birisiydi de güvenmiyordu. Hayır bu rütbeye kavuşmak için hepiniz aynı eğitimleri görmüyor musunuz, evet görüyorsunuz neyin tribi bu o zaman yüzbaşı? Bu geceyi kimse için mahvedemezdim. Benim kaç yıllık arkadaşım gelmişti buraya. Feyyaz'a dönüp tekrar gülümsedim.
Dışarıya çıktığımızda Feyyaz ve Kürşad arabalarını almak için yanımdan ayrılmıştı. Birkaç dakika sonra ikisi de geldiklerinde yönümü Feyyaz'ın arabasına çevirdim. Ta ki kolumdan tutulup diğer tarafa sürüklenene kadar. Ben şaşkınlıkla Kürşad'a bakarken o Feyyaz'a yönelik,
"Beni takip et. Sonuçta yabancısısın buraların." Dedi.
Beni yolcu tarafına nazikçe iterek kapımı kapattı. Feyyaz bu duruma gözlerini devirse de benim için sesini çıkarmamıştı. Kürşad koltuğa oturduğunda sinirle ona döndüm,
"Ya sen gerçekten tam bir dağ kaçkınısın. O benim kaç yıllık arkadaşım. Bu şekilde davranarak ne yapmayı amaçlıyorsun? Ayrıca neden her gittiğim yere sen de gelmek zorundasın? Feyyaz da beni gayet iyi koruyabilir. Ayrıca neden ve kimden korunduğumda büyük bir muamma."
Ben konuşmamı bitirdikten sonra Kürşad gaza daha fazla yüklenmiş ve beni cevapsız bırakmıştı. Onun bu haline şaşkınlıkla bakarken bir şey demeyeceğini anlamıştım. Gideceğimiz yeri söylemek için ağzımı açtığımda büyük bir öfkeyle sözümü kesti,
"Asıl benim anlamadığım şey ne biliyor musun? Herkese gülken bana niye diken oluyorsun? Ben herkes gibi senin yanında durup senin iyiliğin için çabalıyorum bana karşı bu ön yargın neden? Bi söyler misin en son Feyyaz Beyimiz ile ne zaman görüştünüz? Bıraktığın gün ki gibi mi bütün insanlar? Belki de sana kötülük yapacak bunun güvencesini verebiliyor musun bana?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞAR
General FictionOkuduğunuz her kitaba dikkatli bakın çünkü onda hem sizden hem de yazardan belli an ve anılar taşır. Belki de okuduğunuz bir kelime, cümle yada kitabın tamamı sizinle beni buluşturmak için ortak bir noktadır. Şimdi sayfaları çevirmeye başlayalım bir...