12

838 44 6
                                    

 Dün akşamı kazasız belasız bir şekilde atlatıp eve geçtiğimiz de Mücahit 1 saat boyunca nutuk çekmişti. En sonunda vedalaşıp uyumuştu. Ben gün içinde uyuduğum için (bayıldım ya) uyku tutmamıştı. Bende son kez Mücahit'i öpüp sırt çantamla birlikte tugaya geçmiştim.

Arka kapıda beni bekleyen askerin yanına gidince dili tutulmuş bir şekilde bana bakıyordu. Onun bu haline dudağımın yanı ile gülüp ilerlemeye devam ettim. Üzerinde ki şoku atıp bana yetişince konuşmaması için parmaklarımı dudağıma bastırıp sus işareti yaptım.

10 dakikalık yürüyüşün ardından silah odasına gelmiştik. Asker selam verip dışarıya çıktığında benim için hazırlanan kıyafetleri alıp üzerime geçirdim. Toprak rengi olan kamuflajlar aşırı derece de rahattı. Saçlarımı örüp uç kısmını tekrar saçlarımın arasına yerleştirdim. Daha sonra yüzüme toprak rengi olan boyalardan sürüp kurumasını bekledim.

Yüzümdeki boyalar kuruduğu zaman gözlerime yanımda getirdiğim toprak rengi lenslerimi takıp kafama iki kat bandana takmıştım. Hali hazırda bulunan sırt çantasını omuzuma takıp kamuflajın ceplerine 3 paket sigara doldurdum. Botlarımın iplerini son kez kontrol edip duvardaki bölmeden uzun namlulu tüfeğimi sırtıma çapraz taktım. Botumun içine ve kamuflajın içine 10 taneye yakın bıçak yerleştirdim.

Bacağıma sarılı kemerlere iki tane tabanca ve üzerimdeki hücum yeleğime 7 tane yedek şarjör yerleştirdim. Son olarak birkaç tane el bombası ile üzerimde ki cephaneliğim tamamlanmıştı. Çantamda da bir bu kadar olduğu için rahat bir şekilde odadan çıkmıştım.

Kapının önünde beni buraya getiren askeri gördüm. Beni baştan aşağı süzdüğünde çocuk şok üstüne şok yaşamıştı. Asker önden ben arkadan ilerleyip tam köşeyi döneceğim vakit Kürşad ve timi şakalaşarak silah odasına girmişlerdi.

Bahçeye çıktığımızda helikopter gelene kadar sigara içmem gerekli. Bahçede ki banklardan birine çöküp sigaramı yaktığımda bugün olanları düşünmek için iyi bir fırsattı. Onur, 7 yıl önce hayatımı mahveden insan. Beni kandıran insan, beni bırakıp başkasıyla nişanlanan insan..

Şimdi düşün Başar, hisset. Ona karşı hala daha bir şeyler hissediyor musun yoksa ilk gördüğün an da sinir boşalması mı yaşamıştın? Kalbim onun adı geçtiğinde hızlanmıyordu, midemdeki kelebekler ölmüştü. O zaman Onur'a karşı sevgi beslemiyorsun sadece uzun zaman sonra gördüğünde yaşadığın bir sinir boşalması.

Gelelim diğer bir konuya Kürşad Yüzbaşı...

Adam baştan tırnağa karizmatiktiklikte çığır açmıştı. Bi kere uzun boy takıntımdan dolayı gayet iyiydi. Çok güzel kokuyordu. Kumral biri olarak esmer severim adam zaten esmer amına koyim. Onu gördüğümde kalbim hızlanıyor mu? Evet. Onunla konuştukça kendimi iyi hissediyor muyum? Evet. Midemde ölen kelebekler canlanıyor mu? Evet.

Her şeye evet amına koyim ya. Sevebilir miydim onu? Onur'dan sonra birini sevebileceğime olan inancım yok olmuştu. Ama Kürşad'ın gözlerine her baktığımda o sıcaklığı hissetmek beni zorluyordu. Kapının oradan gelen ses ile kafamı oraya çevirdim.

Kürşad ve tim çıkmıştı. Hepsi birbiriyle şakalaşırken Kürşad elinde ki telefon ile uğraşıyordu. Onlarla konuşmam gerektiği için özel yapım maskeyi ağzıma takıp onlara doğru ilerledim. Bu maske sayesinde sesimin tonu değişiyordu.

Beni ilk gören Ulaş olmuştu. Daha sonra zincirleme biçimde birbirlerini dürterek beni fark etmelerini sağladılar. En son Kürşad beni fark etmişti. Ayağa kalkıp karşıma geçtiğinde elimi uzatıp,

"Ben Serçe, bu görev de ekip arkadaşı olacağız. Alanım Keskin nişancılık."

Söylediklerim ile kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıp elimi sıktı.

BAŞARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin