15

871 46 7
                                    


Vurulmamın üstünden 3 gün geçtiğinde taburcu olabilmiştim. Mücahit yatağımı salona taşımıştı. Yine bir gün tüm tim salonda oturuyoruz. Ama bu sefer timin alıp geldiği 25 büyük boy pizza ile. Diğer bir fark ise yatağımın dibinde kim oturuyor sizce tahmin edelim...

Evet bildiniz ÇÖMEZ...

Çocuk 3 gün boyunca hastanede başımda beklediği yetmediği gibi eve gelince de yatağımın dibine kamp kurmuştu. Tim bu haline normal yaklaşmışlardı. Çünkü Çömez'in en büyük hayali benim silahım ve benmişim.

Pizzam bittiğinde kutuyu koymak için hareketlendiğimde Çömez hemen elimden alıp sehpaya koydu. Artık dayanma sınırımı çoktan aşmıştım. Çömez'in omzundan tutup kendime çevirdim,

"Bak olum, psikolojik deliler gibi takıldın peşime. Tamam hayransın, merak ediyorsun falan ama. Yeter amına koyim ya. Ben bu kadar sıkıntıya gelemem."

Bileklerimin iç kısmını sıkıntıdan kaşıyıp kabartmıştım. Bileklerimi gösterip,

"Bak ulan, bunlar senin yüzünden oldu hep. Sıkıntıdan kaşınırım ben. Darlandım ya, nolur biraz hava almama müsaade et."

Söylediklerime tim kahkaha atmamak için kendini sıkarken, Çömez'in gözleri dolmuştu. Sikecem böyle işi ama niye bu çocuk böyle yapıyor. Ellerim ile yüzümü sertçe sıvazladım. Yok ben şimdi kendimi pencereden atacam.

"Lan olum 3 çocuğunla seni ortada bırakmışım gibi niye davranıyorsun? Vicdan azabı çekiyorum lan senin yüzünden."

"Ama Başar sen benim idolümdün. Akademi de her gün senin efsanelerini dinleyip işliyorduk dersleri. Nolur yanında olsam?"

"Ya yanımda ol ama burnumun dibinde de gezme be olum. Bak bana geliyorlar yavaştan seni hedef olarak kullanırım haberin olsun. Şimdi naş naş."

Ellerim ile kış kış yaptım. Yanımdan kalktığında tam kurtuldum diye sevinirken başımın yanında tekli koltukta oturan Kerem'i kaldırıp oturdu. Artık ev bana basarken iyileşmeye yüz tutan yaramı tutup kalktım yerimden. Benim kalkmam ile tüm tim ayağa kalkarken hışımla Çömez'e döndüm,

"Geldiğimde burada olursan Çömez. Seni camdan sallandırırım ve bağladığım yer silahımın namlusu olur."

Time dönüp,

"Ben daha fazla burada kalamayacağım. Size iyi oturmalar. Ben biraz hava alayım. Mücahit sen misafirlerle ilgilen. Peşime de kimse takılmasın. Hadi eyvallah"

Çömez'e son kez ters ters bakıp dışarı attım kendimi. Yaram hafif bir şekilde sızlasa da ilk güne rağmen çok iyi bir durumdaydım. Hafif tempolu bir şekilde yürümeye başladığımda arkamdan gelen adım sesleri ile gözlerimi devirmiştim. İnşallah Çömez değildir yoksa kalbini kırardım.

Her zaman ki büfeye gidip sigara ve çakmak aldım. Bu şehrin en sevdiğim özelliği her mahallede çocuk parkı vardı. Büyük olanlarında birkaç tane oluyordu. Bizim mahallede ki parka gidip banka oturdum. Arkamdan gelen adam benim oturmamla durmuştu.

Arkamı dönmeden,

"Öyle ayakta bekleme gel yanıma."

Söylediğim şey ile yanıma gelip oturdu. O gelmeden kokusu burnuma dolmuştu. Amber. Hastanedeyken her gün beni ziyarete gelmişti. O gün olan olaylardan bahsetmemiştik hiç. Paketi ona uzattığımda gülümseyerek bir dal aldı.

Bende sigaramı alıp yaktığımda aramızda ki sessizlikten rahatsız olmuştum. Soracağı şeylerin olduğunun farkındaydım ama cesaret edip soramıyordu galiba. Omzum ile ona vurup,

BAŞARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin