BU BÖLÜM İTHAFIM SEVGİLİ ahsentanem
E GELSİN. CANIM GÜZEL YORUMLARIN VE DESTEĞİN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. İYİ Kİ VARSIN 🥰🥰🥰
Drake uyandığında Gena duştan yeni çıkmıştı. Kadının kışkırtıcı vücut hatlarına bakarken iç geçirmemeye çalıştı.
Geceyi çoğunlukla kendi yatağında geçirmek yeni alışkanlıklarıydı. Şimdiki gibi sırf değişiklik olsun diye bazen Gena'nın odasında sabahladıkları oluyordu ancak aralarındaki bu sessiz anlaşma çok nadiren bozuluyordu. Drake'in yatağı hem daha büyük hemde daha rahattı. Üstelik odası diğer odalara göre daha az ışık aldığı için çabucak sabah olmuyordu. Drake o yatakta Gena'sız geçirdiği geceleri telafi etmek istiyordu. İşte asıl sebep buydu.
Diğer taraftan Gena'nın o daracık yatağında birbirine kenetlenmiş halde uyumak da çok iyi hissettiriyordu. Yanında Gena varken hiç bir şey neşesini kaçıramazdı. Özellikle o böyle karşısında iç çamaşırı kadar minicik bir şort ve yarım bir atletle dolaşırken. İçine sutyen takmadığına bahse girebilirdi. Drake aynadan sivrilen tepecikleri göz ucuyla fark ettiğinde nabzının hızlandığını hissetti.
Gena saçlarına doladığı havluyu çıkartıp makyaj masasının başına oturmuştu. Drake'in uyandığından ve onu izlediğinden habersizdi. Tarağı eline alıp aynadaki aksine baktı ve gördükleri karşısında gözleri yuvalarından fırladı. Aman Tanrım! Saçlarına ne olmuştu böyle? Gena'nın en nefret ettiği şey düğümlenmiş saçlar ve yüzünden eksilmeyen çillerdi. Drake'in onları sevdiğini biliyordu, ama Tanrım bu haldeyken değil! Adam uyanmadan bir an evvel saçlarının icabına bakılması gerekiyordu.
Drake uyuyor numarası yapmaya devam etti. Bir süre sonra izlediği saç tarama girişiminin vahşi bir savaşa dönüştüğünü fark ettiğinde -ki Drake kadından çıkan seslere ve aynadaki yüzünün haline bakarak tam da böyle olduğunu düşünmeye başlamıştı- daha fazla dayanamayarak dirseklerinin üzerine kalktı.
"Sana yardım etmemi ister misin?"
"Ne?" diyerek olduğu yerde sıçradı Gena. "Uyandığını fark etmemiştim. Ne kadar zamandır orada durmuş sinsice beni gözetliyorsun?"
"Saçlarını köklerinden yolmaya başlamadan çok önceden beri."
Drake oturmuş, kollarını kendine doğru çektiği dizlerine dolamıştı. Beline kadar gelen beyaz örtüler dışında üst bedeni çıplaktı. Kendi yatağının ortasında, örtülerin altındaki adamın tamamen çıplak olduğunu bilmek Gena'nın içinde bir heyecan dalgası yaratıyordu. Yine de onun sabahın erken saatinde o darmadağınık haliyle bile bu kadar seksi görünmesinin haksızlık olduğunu düşünüyordu.
"Bu tamamen saçmalık." dedi tarağın dişlerini saçlarına saplarken. "Sen nasıl o saçlarla bu kadar muhteşem görünebiliyorsun? Bu işin bir sırrı varsa bilmek istiyorum."
Drake güldü. Tüm yüzünü aydınlatan, hatta güneşli Kaliforniya sabahını kıskandıracak güzellikte gözlerinin kısılmasını sağlayan, insanın içini titreten bir gülüştü. Gena, adamın kahkahasının odanın içinde çınlarken, en mahrem yerlerine bir sıcaklık dalgası yollamasına mani olamayınca, hırsını yeniden saçlarından çıkarmaya başladı.
"Kes şunu! Bunların hepsi senin suçun. Sana gülmeyi kes dedim. Sabah ne hale geleceklerini bildiğimi sana söylemiştim. O tokaların sevişirken kafamda kalması gerekiyordu."
Drake kendini yatağın ayakucuna kadar kaydırırken hâlâ sinir bozucu bir şekilde gülmeye devam ediyordu. Bunu yaparken örtülerin kaymaması ve herhangi bir yerinin açılmaması da ayrıca sinir bozucuydu. Tarağa daha kuvvetli asıldığı sırada altındaki tekerlekli tabureyle birlikte bir anda geriye doğru çekildiğini hissetti. Boşta bulunan Gena bir çığlık koparttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ OYUNCU (Tamamlandı)
General FictionBir SageTaylors Romanı... Yakışıklılığını ve çapkınlığını babasından, özel yeteneklerini ve küstahlığını ise annesinden almış olan Nickholas Andersson; Hollywood'un paparazzileri gibi, en ünlü film şirketlerinin de peşinden koştuğu genç aktörlerden...