Bu olanlar inanılır gibi değildi.
Adam resmen Madison'ın sabahtan beri uğraştığı şeyi son bir saatte hiç zorlanmadan yapmış, üstüne üstlük farklı yaş gruplarına ait bütün çocukların bir anda sevgisini kazanmıştı.
Bunu nasıl yapıyordu?
Çocuklar etrafını neşeyle sarmış, her fırsatta onu filmleriyle ilgili soru yağmuruna tutarken, (çekimler sırasında başına gelenler, kamera arkasında yaşanan olaylar, oyuncuların gerçek yaşamı, görüntü hileleri vb.) çeşitli konular hakkında ondan bilgi almaya çalışırken, her birine içtenlikle ve sıkılmadan cevap veriyor, bu arada Madison'ın anket sorularına da sinsice yanıtlar alıyordu.
Kabul etmeliydi ki, çocukların soruları kadar Nick'in yöntemi de dâhiceydi.
Ufaklıkların karşılaştıkları bir Hollywood yıldızına karşı aşırı ilgi ve merakları şaşırtıcı değildi aslında. Asıl şaşırtıcı olan, Nicholas'ın saçma sapan sorulara bile makul ve mantık çerçevesinde cevaplar bulurken eğleniyormuş gibi görünmesiydi. Üstelik çocukların onunla olan fiziksel yakınlıkları da fazlasıyla hoşuna gidiyor gibiydi.
Nicholas'ı daha önce de basın toplantılarında, televizyonda, ya da bir mekan çıkışında yakalandığı paparazzilerin sorularına yanıt verirken defalarca gördüğü olmuştu. Ancak o adam; önceden programlanmış bir robottan farksız, hareketleri aşırı ukala ve lakayt, burnu Kaf Dağı'nda hergelenin tekiydi. Esprileri bile kendince siyasi ve suniydi.
Şu an karşısında duran adam ise çocukların arasında öylesine rahat ve gevşemiş görünüyordu ki, bu Madison'ı hangi Nicholas'ın gerçek Nickholas Andersson olduğu konusunda şüpheye düşürmüştü.
Onun gözünde hayatı boyunca koca bir pislik olmaktan öteye gidemeyen, fütursuz, narsist, egoist ama diğer yandan birçok başarılı projelere imza atmış iyi bir film yıldızı Nickholas Andersson mı, yoksa çocukça şakalara bile aldırış etmeyip, zekice karşılıklar veren ve şu anda sırf onlar istedi diye, basketbol sahasında ter döken sıradan adam mı?
Nick'in B.B 'nin baskısıyla seçtiği senaryo, eğer anlaşmaya varılırsa, bir fantastik kitaptan uyarlanan serinin ilk filmi olarak kısa zamanda beyazperdeye yansıtılacaktı.
Acaba, Nick'in çocukların ilgisini üzerine çekmek istemesinin asıl amacı Madison ile benzer sebeplerden olabilir miydi? Reklam için yani...
Hayır. Hiç sanmıyordu.
Madison kendi bulduğu fikre itiraz etmek istercesine başını iki yana salladı. Çekimine başlanacak filmin nasıl olacağını önceden kestirmek zordu fakat Madison kitaplarını daha önceden okumuştu. Pek çocuklara hitap edecek türden şeyler değillerdi. Ayrıca, film kim bilir kaç ayda biterdi. O zamana kadar Nick, bir avuç çocuğun saydam zihinlerinden çoktan silinip giderdi.
O halde ne yapmaya çalışıyor olabilirdi?
Dizinin üzerindeki kâğıt tomarlarının köşelerini eliyle düzelterek evrak çantasına düzgünce yerleştirdi. Bugün kampanya açısından oldukça verimli geçmişti. Toplam kırk çocukla kırkar soru cevaplamışlardı. Şimdiden aklında yeni fikirler oluşmaya başlamıştı. Bir an evvel onları kâğıda dökmek için sabırsızlanıyordu.
Adamın niyeti ne olursa olsun, bugün Madison'a fazlasıyla yardımı dokunmuştu. Eğer Nick olmasaydı, çocukları hizaya sokması ve onlara o sıkıcı soruları sorması bile saatlerini alırdı.
Çocuklar mükemmel varlıklardı. Hepsi de Madison'ın ummadığı kadar enerjik ve zekiydi. Tek kusurları; durdukları yerde bir saniyeden fazla duramamaları ve fazla hazır-cevap olmalarıydı. Madison bazen çocukların sordukları sorular karşısında kızarmadan duramıyor, verecek doğru bir yanıt bulmakta epey zorlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ OYUNCU (Tamamlandı)
General FictionBir SageTaylors Romanı... Yakışıklılığını ve çapkınlığını babasından, özel yeteneklerini ve küstahlığını ise annesinden almış olan Nickholas Andersson; Hollywood'un paparazzileri gibi, en ünlü film şirketlerinin de peşinden koştuğu genç aktörlerden...