BU BÖLÜM İTHAFIM SEVGİLİ esra2734 E GELSİN.
CANIM DESTEĞİN VE GÜZEL YORUMLARINLA HİKAYEME RENK KATTIĞIN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM
🥰🙏💋İYİ Kİ VARSIN
❤️❤️❤️Kahretsin. Nick bunu yapamayacaktı..
Madison'ın gözleri endişe ve kafa karışıklığıyla ona böyle masumca bakarken ona gerçekleri asla itiraf edemezdi. Ona ne diyecekti ki?
"Hey Madison, biliyor musun biz aslında seninle resmen evli değiliz. Hiç olmadık. Hepsi aramızda kararlaştırdığımız basit, küçük bir oyundu sadece. Sana en başta gerçeği söyleyemem gerektiğinin farkındayım, fakat o sabah otel odamda uyandığında ve geceye dair hiç bir şey hatırlamadığını söylerken öyle şaşkın ve paniğe kapılmış görünüyordun ki, o anda aklıma gelen şeytanca bir fikirle bunu sana karşı kullanmak istedim. Amacım senin bir parça daha kıvrandığını görmekti. Ama sonra bil bakalım ne oldu? Sana âşık oldum ve bu evlilik fikri giderek hoşuma gitmeye başladı."
Of Tanrım. Madison bunları duyduğunda hiç kuşkusuz onu öldürecekti. Hatta öldürmekle kalmayıp, milyonların taptığı bedenini yüzlerce küçük parçaya bölüp, çöp torbalarına doldurarak kimsenin bulamayacağı yerlere gömecekti. Nick ölmekten korkmuyordu. Hatta küçük parçalara ayrılmak da onun için sorun değildi. Neticede ölmüş ve hiç bir şey hissetmemiş olacaktı, değil mi? Fakat Madison'ın gözlerindeki o yıkılmış ifadeyi görmektense parçalara bölünmeyi tercih ederdi. Madison'a yaşatacağı hayal kırıklığının düşüncesi bile ürpermesine yetmişti.
"Neyin var senin? Titriyorsun."
Madison'ın koluna dokunmasıyla silkinerek kendine geldi. "Ha-hayır bebeğim, ben iyiyim. Peki ya sen? Yüzün biraz solgun görünüyor."
Genç kadın midesini tutuyordu. Nick baktığında dudaklarının da acı çeker gibi büzüldüğünü görmüştü.
"İyiyim ben. Biraz midem bulanıyor o kadar."
"Ah. Sana az önce hepsini yutmaman gerektiğini söylerken ciddiydim."
Madison kulaklarına kadar kızararak, "Kes sesini seni aptal!" diye bağırdı. Dirseğiyle adamın kaburgalarını dürtünce Nick gülerek başını geriye attı.
"Hastane yemekleri dokundu sanırım. Bir kaç gündür böyleyim zaten."
"Sen ciddi misin?" Nick'in neşesi yüzünden aniden silinivermişti. "Neden bana daha önce söylemedin?"
"Gerek görmedim. Geçer diye düşündüm."
"Bir şeye ihtiyacın var mı peki? İlaç? Su? Yiyecek bir şeyler?" Madison eliyle ağzını kapatmış başını şiddetle iki yana sallamıştı. Sanki yemek fikri midesinin daha çok bulanmasına neden oluyordu.
Nick endişeyle yatakta doğruldu. "Seni hastaneye geri götürmemi ister misin?"
"Bana hastaneden bahsetme. Ah Tanrım, ben... ben sanırım kusacağım."
Genç kadın bunu söyledikten sonra boğuk sesler çıkarak hızla yataktan fırladı.
"Madison?"
Madison çıplak halde odadan o kadar hızlı çıkmıştı ki, Nick'in arkasından yetişmeye çalışırken pantolonunu iliklemeye fırsatı olmamıştı. Genç kadının peşinden banyoya girdiğinde onu klozetin önünde diz çökmüş ve midesinde ne var ne yok çıkarırken buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ OYUNCU (Tamamlandı)
General FictionBir SageTaylors Romanı... Yakışıklılığını ve çapkınlığını babasından, özel yeteneklerini ve küstahlığını ise annesinden almış olan Nickholas Andersson; Hollywood'un paparazzileri gibi, en ünlü film şirketlerinin de peşinden koştuğu genç aktörlerden...