"Çekik gözlü diye sevmemek çok yanlıştı. Zira böyle bir güzelliğe bir kez yakından baksalar hayran kalırlardı."
***
Tam tamına yarım saattir Rae'nin gelmesini banyoda ayakta durmuş bekliyordum. Eşofman altım kandan dolayı kötü bir durumdaydı. Oturamadığım içinde mecburen onun gelmesini bekliyordum. Odasına gelip en son ona bağırmam ile şaşkınlıkla olduğu yerde kalıp bana bir müddet bakakalmıştı. En sonunda durumun ciddiyetini anlayarak oflamış ve ayağa kalkıp giyinme odasına gitmişti.
Yine siyah bir kapüşonlu giymişti. Çıkmadan önce ceketini alarak başına kapüşonu geçirmiş ve siyah maskesini takmıştı. Tanınmamak için her şeyi yapıyor gibi bir hali vardı. Pedi alırken yüz şeklini merak etmiyor değildim. Ayrıca sıradan bir ped alma olayı onun için riskliydi. Kasiyer onu tanısa bu kötü olabilirdi. Ama bizim durumumuzdan elinden bir şey gelmezdi.
Kapı sesini duymamla birlikte dudağımı dişlemeyi bırakarak kapalı olan banyo kapısına yaslandım. "Rae buradayım!" dedim yanıma gelmesi için. Fakat adı dışındaki söylediğim kelimeyi anladığını düşünmüyordum. Yine de yaklaşan ayak seslerine sevinmiştim.
Kapıyı sadece başım gözükecek şekilde hafifçe aralayarak sağ elimi ona doğru uzattım. Anında avuç içime poşetin içinde olan pedi koydu. İngilizce teşekkür ederek utana sıkıla elinden alarak kapıyı kapadım ve duşu ayarlamaya başladım. Ne olursa olsun utanmadan edememiştim!
Gerekli tüm işlerimi hallettikten sonra banyodan üzerim giyinmiş bir şekilde çıkarak paytak adımlarla salona doğru ilerledim. Koltukta oturmuş dizlerinin üzerine koyduğu laptopa bakıyordu. Yanına giderek usulca omzuna dokundum. "Şey ben teşekkür ederim." konuşurken gözlerimi kaçırıyordum.
Sıkıntılı bir soluk vererek sadece başını salladı. Konuşmamıştı. Utanmayı es geçerek laptopuna göz ucuyla baktım. "Ne yapıyorsun?"
Şarkı editliyordu. Merakla yanına oturarak başımı ekrana doğru uzattım. "Yeni şarkı mı çıkaracaksınız?"
Konuşmamasına rağmen pişkin hareketlerimi görmezden geldi. Bu benim işime geliyor, istediğim gibi davranıyordum. "Önceki çıkan şarkınız çok fazla izlenmiş. Sabah internetten baktım da herkes sizin şarkıyı konuşuyor. Yine diyorum Türk fanlarınız çıldırmış durumda."
Sonunda gözleri bana dönmüştü. Boş bakışlarını sevmemiştim. "Yani?"
Göz devirdim. "Yani her yerde siz anılıyorsunuz. K-pop grubu olmaktan çıktınız bana göre. Grammy ödülünüzde varmış tebrik ederim. Bu arada hala bizim ülkeyle ilgili bir şey söylemediniz."
Evet meraktan onların grubunun tüm detaylarını araştırmıştım. Tüm dünya onları fazlasıyla tanıyordu. Ve ben bu grubun bir üyesiyle kalıyordum. Milyonların şansı ben de toplanmış olmalıydı. Anlaşılan hayattaki şansımı burada kullanmıştım.
"Turda sizin ülke de eklenmiş." dediğinde kaşlarımı havaya kaldırdım. Daha önce ülkemde konser vermemişlerdi.
"Konser fiyatları kesin annemin bir aylık maaşı kadardır." diyerek ağlanacak halimize güldüm. Hiçbir zaman yabancı ünlülerin konserine gidememiştim. Çok pahalılardı ve en ucuz bilet en arka kısımdaydı. Bir miyop olarak konserde lens taksam bile göremezdim herhalde. Gitsem bile bir nevi uzaktan konser olurdu benim için.
"Bunu ben belirlemiyorum." dedi ve aklına bir şey gelmişçesine düşündü. "Tur zamanı özel bir uçak ayarlanıyor. Seni de o uçağa alabilirsek belki geri dönme şansın olur."
Bu haber beni sevindirmeliydi değil mi? Ama neden tedirgin hissediyordum?
"Ben bilemiyorum.. Ya ailemi bulamazsam? Daha önce de dediğim gibi bildiğim evrende değil gibiyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇİTİN HÜKMÜ "Ruhe"
FantasyGünün birinde nereden bilebilirdim ki kendimi bir anda hayallerimin yerinde Güney Kore'de bulacağımı. Ama aslında bambaşka bir evrende onunla tanışmıştım. Rae Min Yang.. Yine hayallerimdeki asyalı. Biraz huysuz biraz da sert yapılı biri. Peki kader...