"Ruhum, ruhuna başka bir evrende teslim olurken şarkı sözlerinde dediği gibi düşlerimde savrulmuştum."
***
Galata Kulesi'nin önünde bol bol fotoğraf çektirirken ünlü bir kahveciden soğuk kahveler almıştık. Hem elimizde onları taşıyor hem de fotoğraflar çektiriyorduk.
"Yine ve yine diyorum burayı özlemişim."
Zamir'e bakarak kıkırdadım.
"Ben de yine ve yine söylüyorum özlemişim."
Zamir, Rae'nin omzuna kolunu atarken sırıtarak şunları söyledi. "Galata Kulesi'ne ilk kiminle çıkarsan onunla aşık olurmuşsun. Öyle diyorlar. Yani yanlış bilmiyorsam. Bir sürü efsane uydurduğumuz için pek emin değilim."
Sonunda gülerek söylediği sözler üzerine kıkırdadım. Belki evleneceksiniz olabilirdi. Ben de emin değildim.
"Ben aşık olmayı istemediğim için hadi siz çıkın." diyerek alayla konuşmaya devam ettiğinde gözlerimi devirdim.
"Neden istemiyormuşsun?" dedim kaşlarımı havaya kaldırarak.
"Beni boşverin siz çıkın." eliyle çıkın işareti yaptığında iç çekerek başımı olumsuz iki yana salladım.
"Çıkmak istemiyorum." dedim düz bir sesle.
Hem keyfim kaçmıştı hem de yükseğe çıkmak pek istemiyordum.
"Siz bilirsiniz." diyerek omuzlarını silkti. "Taksim meydanında gezelim bari."
Üçümüz de Taksim meydanına doğru yol alırken Rae yanıma gelmişti. İkimiz böylelikle yan yana yürüyor olmuştuk.
Bileğime dokundu. "Sadece aklım karışık, bu yüzden yüzüm asık olabilir. Bana aldırış etme."
Yaptığı açıklama ile derin bir nefes aldım. Neden aklı karışıktı ki? Merak etmiştim.
"Benim yapabileceğim bir şey var mı?" diyerek meraklı olmamaya özen göstererek sordum.
"Merak etme, sorun yok." dedi ve yanağıma baş parmağıyla hafifçe dokunarak sorun yokmuş dercesinde gülümsedi.
"Peki." deyip daha fazla üstelemedim.
***
Taksim meydanına geldiğimizde bir grup kız ve erkek dans ediyorlardı. Dans ettikleri şarkı ise çok tanıdık bir şarkı olan RACE grubunun şarkısıydı.
O an bilmiyorlardı ki dans ettikleri şarkının grup üyesi buradaydı. Rae'nin yüzünde maske ve gözlük olduğu için tanınmıyordu. Taksim meydanı çok kalabalık olduğu için her ihtimale karşı maske ve gözlük takmıştı.
"Senin şarkın değil mi?" dediğimde evet diyerek karşılık verdi. "Hareketleri iyi yapıyorlar. Aferin."
"Evet iyi dans ediyorlar."
Bir müddet danslarını izledikten sonra yürümeye başladık. Zamanımız kısıtlı olduğu için gezebileceğimiz kadar gezmek istiyorduk. Bu yüzden onları meydan da gezdirmiş ve sahil kısmına geçiş yapmıştık.
"İşte burası da Eminönü. Balıkçıları ile meşhurdur." diyerek boğazı seyrettim. Manzarası çok güzel gözüküyordu.
"Her yerde Çinli dolu." diyen Zamir'e karşı gözlerimi devirirken içten içe ona hak verdim.
"Hepsi Çinli değil!" deyip bir anda savunmaya geçtiğimde sırıttı.
"Evet Koreliler ve yarı Koreliler de var." dedi kendini ve Rae'yi göstererek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇİTİN HÜKMÜ "Ruhe"
FantasyGünün birinde nereden bilebilirdim ki kendimi bir anda hayallerimin yerinde Güney Kore'de bulacağımı. Ama aslında bambaşka bir evrende onunla tanışmıştım. Rae Min Yang.. Yine hayallerimdeki asyalı. Biraz huysuz biraz da sert yapılı biri. Peki kader...