"Sözlerinden sonra bir telefon uzaklığının bambaşka bir evren olmasından çok korkmuştum."
***
Kahvaltıyı yaptıktan sonra ailemi görmek için Rae'nin kiraladığı arabaya binmiştik. Yolu ben tarif ediyordum arabayı ise o sürüyordu. Heyecandan yerimde duramazken Rae sakindi. Onun böyle oluşu benim de sakin olma isteğimi körüklüyordu. Fakat sakin olamıyordum.
Uzun zaman sonra ailemi görecektim. Tabi eğer görebilirsem. Bu işin sonunda görememekte vardı.
"Ailem beni görürse acaba ne tepki verirler? Umarım kaybolan çocuklarını bulduktan sonra döven aileler gibi tepki vermezlerdi." diyerek sonlara doğru kıkırdadığımda yandan bana bakış attı.
"Sizler kaybolan çocuklarınızı bulunca dövüyor musunuz?" biraz şaşkın bir şekilde sormuştu.
"Türk anne ve baba klasiği diyelim. Bana hep gereksiz gelmiştir. Çocuğa karşı en ufacık şiddete karşıyım. Sonra anne ve babalarından görüp şiddete eğilimli oluyorlar." dediğimde bana hak verircesine mırıldandı.
"Haklısın."
"Haklıyım tabii!" dedim ve başımı koltuğun arkasına yasladım. "Eğer günün birinde çocuğum olursa böyle bir ebeveyn olmak istemiyorum."
"Sen çok güzel bir ebeveyn olursun." diyerek göğsümün kabarmasına sebep oldu.
"Aynısı senin için de geçerli." dediğimde içten bir şekilde dudaklarının kenarı kıvrıldı.
Bir şey dememişti. Onun yerine gülümsemekle yetinmişti. Böylelikle ikimizde yolculuğun geri kalanını sessiz kalarak geçirmiştik.
Çok uzun sürmeden kısa bir süre içinde evimin önüne gelmiştik. Heyecanım hiç dinmezken yavaşça arabanın kapısını açıp içinden indim.
Günler sonra evimin önünde olmak garip ve mutlu hissettirmişti. Çok özlediğimi tekrardan fark ederken derin bir nefes alarak bahçenin içine doğru birkaç adım attım.
Tek katlı müstakil bir evde yaşıyorduk. Bu yüzden bahçeden içeri girdiğim gibi dış kapıya yönelmiştim.
Kendime telkinler vererek dış kapıya birkaç kez tıklayarak beklemeye başladım. Birkaç dakika içinde tanımadığım biri tarafından kapı açılmıştı.
"Buyrun?" dedi orta yaşlardaki sarışın kadın.
Şaşkınlığım kat be kat artarken "Siz kimsiniz?" diye sormadan edemedim.
Güler yüzlü kadın şaşırarak "Ben evin sahibiyim."
Ne?
"Ama olamaz. Burada benim ailem yaşıyordu." dediğimde göz ucuyla Rae'yi baktım. Kaşları çatılmıştı. O da benim gibi durumu anlamaya çalışıyordu.
"Bir yanlışınız olmalı. Burada yıllardır eşim ve ben oturuyorum."
Böyle bir durumun olması imkansızdı. Asıl benim ailem yıllardır burada yaşıyordu. İşte korktuğum başıma gelmişti. Kendi evimde ailemi görememek beni korkutuyordu ve başıma da gelmişti.
"B-Ben anladım. Rahatsız ettim kusura bakmayın." dedikten sonra kadın yine içten bir şekilde gülümsemişti.
"Ne rahatsızlığı kızım. Galiba ailenle uzun süredir görüşmüyorsun?" dediğinde haklı olarak orta yaşlı kadın böyle bir soru sormuştu.
Bozuntuya vermeyerek "Öyle." dedim ve ekledim. "İyi günler size."
"İyi günler kızım." dedi ve kapıyı arkamdan kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇİTİN HÜKMÜ "Ruhe"
FantasyGünün birinde nereden bilebilirdim ki kendimi bir anda hayallerimin yerinde Güney Kore'de bulacağımı. Ama aslında bambaşka bir evrende onunla tanışmıştım. Rae Min Yang.. Yine hayallerimdeki asyalı. Biraz huysuz biraz da sert yapılı biri. Peki kader...