"O an anladım ki insanın hayalleri bir şekilde mistikte olsa gerçekleşiyordu. İstemek bile yetiyordu. Sonu mutlu, mutsuz bir şekilde gerçekleşiyordu."
***
Başımın arkasında tuhaf bir sızı hissederken göz kapaklarında bir ağırlık vardı. Uyuma isteği bastırırken zorlukla gözlerimi aralamayı başardım.
Hastanede müşahede odasındaydım. Buraya nasıl geldiğim hakkında hiçbir fikrim yokken gözümün önüne gelen görüntülerle birlikte yüzümü buruşturdum.
Bir motorsiklet çok hızlı olmayacak bir şekilde bana çarpmıştı. Bayılmadan önce de hatırladığım son şey Rae'nin bana doğru endişeyle koşmasıydı.
"Ayza." dedi tanıdık erkek sesi.
Bulanık görüş açım gittikçe netleşirken Rae ve hemşire başımda bekliyordu.
"Hanımefendi kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"
Hemşire ve Rae'ye sırayla bakarken pürüzlü bir sesle "İyiyim." dedim.
"Erkek arkadaşınız sizin için çok heyecanlandı. Hiç başınızdan ayrılmadı." dedi hemşire gülerek kolumdaki serumu çıkartırken. "Ayrıca çok şanslısınız size çarpan motorsiklet çok düşük hızda gidiyormuş. Tomografiniz ve kan tahlilleriniz de temiz çıktı. Sadece ufak tefek sıyrıklarınız var."
"P-Peki neden bayıldım?" dedim merak ederek.
Gülümsemeye devam ederek cevap verdi. "Muhtemelen ani şoktan bayıldınız. Şu anda gayet iyisiniz. Hatta çıkış yapabilirsiniz."
"Teşekkür ederim." dediğimde rica ederek yanımızdan ayrıldı.
"Rae?" diyerek yattığım hastane yatağından doğruldum.
Anında doğrulmama yardımcı olurken "Canın acıyor mu?" diyerek sordu.
"Hayır. Sadece hemşire iyi olduğumu ve çıkış yapabileceğimizi söyledi." dediğimde başını sallayarak ayağa kalkmama yardımcı oldu.
"Zamir'de burada. Bizi dışarıda bekliyor."
"Sizi de endişelendirdim. Üzgünüm."
Kaşları anında çatılırken kolumu tutmayı bırakmadı. "Önemli olan sensin. Nasıl endişelendim anlatamam."
Endişelenmeleri içten içe hoşuma giderken gülümsedim ve yanağına öpücük kondurdum. "Şarkı da söyleyemedin."
Gözlerini devirirken yürümeye başladık. "Önemli olan sensin dedim Ayza. Şarkı en son düşüneceğim şey."
"Evet ama yarın buradan ayrılacağız, ama son vakitlerimizi hastanede geçirdik." dediğimde çoktan arabanın yanına gelmiştik. Zamir de bizi görerek yanımıza gelmişti.
"Geçmiş olsun Ayza. Senin için endişelendik." diyerek bana sarıldı.
Sarılmasına karşılık verirken "Üzgünüm." diyerek mırıldandım.
Geri çekildiğinde hasar kontrolü yapar gibi yüzümü kontrol etti. "İyisin değil mi?"
Tebessüm ettim. "İyiyim, iyiyim."
"Yarın istersen yola çıkmayalım?" dediğinde hayır anlamında başımı salladım.
"Artık ailemi bulmalıyım." dedim net bir dille.
Anladım dercesine başını eğer gibi yaptı. "Sen de haklısın." dedi ve ekledi. "Hadi otele gidelim ve sen de dinlen."
"Peki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇİTİN HÜKMÜ "Ruhe"
FantasíaGünün birinde nereden bilebilirdim ki kendimi bir anda hayallerimin yerinde Güney Kore'de bulacağımı. Ama aslında bambaşka bir evrende onunla tanışmıştım. Rae Min Yang.. Yine hayallerimdeki asyalı. Biraz huysuz biraz da sert yapılı biri. Peki kader...