"Bir bebek gibi ona sığınıyordum.
Ve o da sığınmama karşılık vermişti."
***
Gece olmuş ve çoktan yatma vakti gelmişti. Fakat yatakta uzansam bile karın ağrım yüzünden uyuyamıyordum. Yediklerim dokunmuş olmalıydı ki, çünkü bugün daha önce tatmadığım farklı baharatlar tatmıştım. Kusup rahatlamak istiyordum, lakin kendi evimde olmadığım için çekiniyordum.
Evde olsam şimdiye kadar çoktan midemin rahatlamasını sağlayıp mide koruyucusu içmiş olurdum. Bunları yapamadığım için de kendimi çok rahatsız hissediyordum. Daha fazla dayanamayacağımı anladığımda üzerimdeki örtüyü kenara atarak yataktan kalktım.
Rae, provadan geldiği ve yorgun olduğu için erkenden uyumaya çekilmişti. Onu uyandırmamak adına sessiz adım atmaya çalışarak mutfağa doğru ilerledim. Yürürken karnımı da tutuyordum.
Herhangi bir mide koruyucusu bulsam iyi olurdu. Yoksa gece boyu uyuyamazdım.
Mutfağa girdiğim gibi çekmecedeki ilaç yerini açtığımda karşıma bir sürü ilaç çıkmıştı. Fakat Korece yazılardan ötürü ne olduğunu anlayamıyordum. Telefonumda yukarıda kalmıştı, bu yüzden de çeviriyi kullanamıyor ve ilaç adlarını okuyamıyordum.
Sinirle ilaçları bırakıp çekmeceli kapadım. Midemin rahatsızlığı, sinirlerimi germişti.
"Ayza?"
Kapının eşiğinden gelen ses ile arkamı döndüm. Uyku mahmuru olduğu göz kapaklarından ve dağılmış saçlarından belli olan Rae, ayakta dikilmiş uykulu bakışlarla bana bakıyordu.
Uykusu hala açılmış değildi. Zira göz kapakları kapanıyor gibi oluyordu. Bu hali bana tatlı gelirken yanıma doğru adımladı ve çekmeceyi açarak yandan bana bakarak bir şeyler söyledi.
Anlamadığımı boş bakışlarımdan anlamış olacak ki bileğime dokunarak tekrar konuştu. "Ne ilacı arıyorsun?"
"Mide koruyucusu. Biraz midem kötü."
Başını anladığını belli edercesine sallayarak ilaçların arasından turuncu renkte bir ilaç alıp bana uzattı.
"Bitki çayı yapmamı ister misin?"
Tebessüm ederek "Uykun var Min-shi, ben hallederim." dediğimde uykulu göz kapakları şaşkınlıkla bana baktı. İlk defa samimiyet eki ile adını söylemiştim. Normalde soyadını, adı olarak kullanıyordum, fakat asıl adına samimiyet eki yakışıyordu.
"Min-shi?"
Sorarcasına konuşması üzerine utanarak gülümsemeye devam ettim. "Şey dizilerde görmüştüm, adlarınıza bu eki ekliyorsunuz. Ben de kullanmak istedim. Hoşuna gitmedi mi?"
"Gitti." ifadesini bozmadan sıcak su ısıtmaya koyuldu. Su ısıtıcısının ışığına bakarken dudaklarımı dişlemeden duramadım. Onunla herhangi bir sohbete girerken bile çekiniyordum. Çünkü beni terslemesinden korkuyordum. Aman ne olursa olsundu.
"Biliyor musun ben buradan ayrılmak istemiyorum. Yani nasıl desem.. sıradan hayatıma geri döndüğümde kendimi biliyorum kötü hissedeceğim. Bir insanın hayatının monoton olması kadar kötü bir şey yok." gecenin bir yarısı durup dururken açtığım konuya karşı sadece su ısıtıcısına bakarak dinliyordu. Ben de neden böyle bir konu açmıştım hiçbir fikrim yoktu. Sadece içimdekileri söylemek istiyordum.
"Zaten kendimi hep o şanssız kısımdan hissederdim. Hatta coğrafya kaderdir sözünü çok fazla benimsemiş bir insanımdır."
Anlaşılan gece gece dertlenmiştim. Ama bu gerçekler hep kalbimde bir yerleri acıtıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇİTİN HÜKMÜ "Ruhe"
Viễn tưởngGünün birinde nereden bilebilirdim ki kendimi bir anda hayallerimin yerinde Güney Kore'de bulacağımı. Ama aslında bambaşka bir evrende onunla tanışmıştım. Rae Min Yang.. Yine hayallerimdeki asyalı. Biraz huysuz biraz da sert yapılı biri. Peki kader...