31. BÖLÜM

91 20 73
                                    

Herkese yeniden merhaba...
Yoğun bir dönemden geçtiğim için bölümü bayağı geciktirdim, bunun için gerçekten üzgünüm. Umarım bu bölümle telafi edebilirim.

🎵Bölüm Şarkısı:
🎶 Jaymes Young ~ Dark Star 🎶

🎵Bölüm Şarkısı: 🎶 Jaymes Young ~ Dark Star 🎶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Keyifli okumalar :)

Sınav haftası...
Düşündüğümden daha felaket şekilde zorlu geçiyordu. Gökhan'ın dediği gibi: "Kerbela şehitleri bile bu kadar işkence çekmemiştir."

Ona tamamen katılıyordum.
Doğru düzgün uyumaya fırsatım bile olmuyordu. Tüm okul adeta sınavlardan kalmamak için kanının son damlasına kadar direniyordu. Son sınıfları bu kadar zorlamaları doğru muydu?

Hepsi bir yana, benim için en kötüsü Aras'ı görememekti. Bunun için bile fırsatımız olmuyordu. Yalnızca okula gelip giderken görüşebiliyorduk; sınavlara girdiğimiz sınıflar da farklıydı bu kez. Ders çalışıyordum ve dikkatimi dağıtmamak için yanıma da pek sık gelmiyordu. Tabii onun da ders çalışması gerekiyordu.
Onu özlemiştim.
İç çektim.
Neyse ki sona yaklaşmıştık. Bugün son sınava girecektik.
Ama itiraf etmek gerekirse beni yoran ya da zorlayan esas şey sınavlar değildi. Son zamanlarda tuhaf tuhaf rüyalar görüyordum ve şu küçük kız... artık canımı sıkıyordu. Doktorun söylediklerinden sonra aklım çözülmesi imkansız bir ip yumağına dönmüştü.
Rüyaları daha sık görüyordum ve gün içinde aklıma tuhaf şeyler geliyordu. Mesela geçen gün annemin ismini hatırlamıştım ve gün boyu zihnimde sayıklanıp durmuştu.
Hera.
Hera'ydı annemin ismi. Bu mitoloji merakı anneannemden geliyordu. Benim ismim, kardeşimin ismi, annemin ismi...

Ama dün gece rüyamda bir farklılık olmuştu. Aynı şeyleri görmüştüm; yine Aras uyuyordu, ben küçük kızın sesini duyuyordum, aşağıya, kapıya koşuyordum. Ama bu kez... ev farklıydı. Şu an yaşadığım evde değildim. İzmir'de yaşadığım evdeydim. O gecenin yaşandığı evde...
Üstelik evin her köşesini de hatırlıyordum. Ya da hafızam boşlukları kendi zevkine göre döşüyordu, emin değildim. Ne garip diye geçirdim içimden. Neler oluyordu bilmiyorum, ama kendimi hiç de iyi hissetmiyordum.
Yeni bir iç çekip masadan kalktım ve sınıftan çıktım.

"İyi ki doğdun Luna... İyi ki doğdun Luna..."

"Ne?!"
Bu da nereden çıkmıştı?
Etrafıma bakındım.
Kim söylüyordu?

'İyi ki doğdun Luna...'

İşte, yine!

Hayır, kimse bana bakmıyordu bile.
ses kafamın içindeydi! Başım dönünce son anda duvara tutundum.

Önümde kocaman bir pasta. Üzerinde birkaç mum. Etrafımı insanlar sarmıştı. Mumlara üflemek için sabırsızlanıyordum. Biri koluma dokundu. "Dilek tutmayı unutma kızım." diye fısıldadı annem gülümseyerek.

ÖLÜ YILDIZLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin