Yeni bir bölümden daha herkese kucak dolusu selamlar.
Dönemin başında bölümleri daha hızlı yazıp daha erken yayınlamak gibi bir planım vardı. Ancak koronavirüs yüzünden sekteye uğrayan eğitimin acısını biz gariban öğrencilerden çıkaran akademisyenler buna fırsat vermiyor. Uzaktan eğitim sistemindeki sayfam sonsuz sınav, sonsuz ödev ve sonsuz sayıda video ile doluyken bölüm yazmakta zorlanıyorum. Geç yayımlayıp sizi fazla bekletiyorsam özür dilerim...
Umarım, yine keyifle okuyacağınız, okurken yaşayacağınız bir bölüm olur.
Bölüm şarkısı:
Sasha Sloan ~ Dancing With Your Ghost 🎶(İlerleyen kısımlarda fon ekledim. Okurken mutlaka dinlemelisiniz :)
Keyifli okumalar 🖤🖤🖤
"Ağaçların sayısı sıklaştıkça, güneş ışınları toprağa daha az ulaşma imkanı bulur. Bu yüzden iğne yapraklı ağaçlar bir..."
Biyoloji hocasının işaret parmağı ileri teknoloji kürsünün dokunmatik ekranı üzerinde süzülürken bir kez daha esnedim.
Lanet olası bir uyku bastırmıştı. Çünkü gece uyuyamamıştım. Yine berbat kabuslardan biri çökmüştü üzerime. Garip olanı... bu kez Aras'ın da rüyamda olmasıydı. Sanırım, bilinçaltım dün ona anlattıklarımın etkisinde kalmıştı."... Ektotrophe Mycorrhiza'dır*."
(*ektomikoriza. Mantarların bazı bitkilerin kökleriyle oluşturdukları ortak yaşam.)
Biyoloji hocasının sesi beni kendime getirdi.
"Bu konuda söyleyecek bir şeyleri olan var mı?"El kaldırdım. Uyuklamamanın en iyi yolu konuya dahil olmaktı.
"Bazı ağaç türleri topraktan bağımsız olarak beslenemezler, aksine kök sistemlerinde ağacın topraktan beslenmesini üstlenen mantar miselyumlarıyla simbiyoz oluştururlar."
Tatmin olmuş bir ifadeyle kafasını salladı. "Çok iyi, bugün formunuzdasınız Bayan Çakır."
'Yaa, sen onu bir de bana sor.'
Bıkkın gözlerim Aras'ın sırasına gelince gezinmeye son verdi.
Bana bakıyordu.
Bugün hiç konuşmamıştık. Okula gelirken de...
Ben susuyordum, o ise sessiz kalıyordu. Sessizliğin sebebi elbette bendim.Alnımda yazan 'Tek kelime etmeyin!' tabelası kilometrelerce öteden okunuyordu.
Ama yine de merak ediyordum. Dün... anlattıklarımdan sonra hakkımda düşündüklerini.
'Bollywood senaryolarında bile rastanamayacak, buram buram dram kokan hayat hikayeni dinleyen biri ne düşünebilir ki? Aamir Khan'la bir yakınlığınız var mı?'
Ama merakıma engel olamıyordum. Ne düşünüyordu? Neden hiçbir şey söylemiyordu? Neden konuşmuyordu? Merak ettiği hiçbir şey yok muydu? Tamam, soru sormasını istemiyordum ama...
Belki de... düşünüyordu? Nasıl davranacağını...
Belki de dün gece düşünmüştü ve araya mesafe koymaya karar vermişti. Uzak durması gerektiğini anlamıştı belki de.Dün...
"Buna biz karar veremeyiz. Zamanın göstereceklerini beklemek zorundayız." demişti. Ya hislerinden vazgeçtiyse?'Bunu istemiyor muydun zaten?'
İstiyordum. İstiyordum ama...
Omuzlarımı düşürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ YILDIZLAR
Mystery / ThrillerGeçmişi görmek istiyorsan gökyüzüne bakman yeterli. Milyarlarca yıl geriden gelen Ölü Yıldızlar'ın çözmeni istedikleri esrarengiz ve acımasız sırları var. Hadi, kapıyı arala ve içeri gir. Ama unutma, içeri girersen sırrı çözmeden çıkamazsın...