29. BÖLÜM

103 31 144
                                    

Selamlar...
Nasılsınız?
Ben depresyondayım mesela :'(
Yeni bölümde neler yazacağımı bir türlü ayarlayamadım ve sınav haftam, ödevlerim, Ramazan ayı... bir anda kaosa dönüştü.
Küçük ilham perilerim de yolda nerelere takıldıysalar artık, bir türlü gelmek bilmediler. Bu yüzden bölümü anca topralayabildim, kusura bakmayın lütfen. Uzunca bir bölüm, umarım beğenirsiniz.

🎶 Bölüm Şarkısı:
Emir Can İğrek ~ Müzik Kutusu 🎵

🎶 Bölüm Şarkısı:    Emir Can İğrek ~ Müzik Kutusu 🎵

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Keyifli Okumalar :)

'Manabamate.'
Rapa Nui dilinde, aşık olduğunda iştahın kaçma durumuymuş.
Bu kelimeyi nerede gördüğümü bilmiyordum. Rapa Nui diye bir dil var mıydı, onu bile bilmiyordum ama bir şekilde aklımda yer edinmişti. Dahası, bu durumun günün birinde başıma geleceği aklımın kıyısından köşesinden geçmezdi. Ama şu an yaşadığım durumu ancak bu şekilde açıklayabilirdim.

Deminden beri kahvaltı sofrasında kıvranıp duruyordum. Yetmezmiş gibi tabağımdaki zavallı yiyeceklere de işkence ediyordum. Midem bulanıyor, ellerim titriyordu. Çok saçma değil miydi? Yani... alt tarafı Aras'la bir şeyleri denemeye karar vermiştik. Ona aşık mıydım, bilmiyorum. Tek bildiğim onu gerçekten sevdiğimdi ve onunlayken kendimi tuhaf hissetsem de yanımda olması beni mutlu ediyordu. Buna aşk denir miydi?

"Niye kahvaltını yapmıyorsun, Derin?"
Tedirginliğimi belli etmemeye çalışıyordum elbette. "Pek iştahım yok."
Çatalı tutan eli havada kaldı. "Yine... kötü bir gece mi geçirdin?"
Dudaklarım aralanırken kafamı iki yana salladım. "Hayır, kabus görmedim, yani hatırlamıyorum. Canım istemiyor sadece, yemek istemiyorum."
Bir süre kuşkuyla baksa da kafasını sallayıp kahvaltısına devam etti. "Okulda bir şeyler atıştır ama mutlaka."
"Olur."
Alt dudağımı ısırdım. Nasıl söylesem acaba, diye düşünürken birden konuştum. "Okula Aras'la gideceğim... bugün."
Dün gece mesajlaşmıştık ve okula tekrar birlikte gitmeye karar vermiştik. Aslında... Aras ısrar etmişti.

Gözlerini bana çevirdi. Kaşları havalanmıştı. "Öyle mi? Aranızdaki sorunu hallettiniz demek. Buna sevindim."
"Aramızda bir sorun yoktu." dedim dudağımı bükerek.
"Her neyse işte canım, eskisi gibi olmanızdan bahsediyorum."

Gözlerimi devirdim. Herkes farkındaydı aramızdaki soğukluğun. Daha sonra kaşlarımı çattım. Aniden eskisi gibi olursak diğerlerinin de dikkatini çekmez miydik?

"Az önce Efe'nin babasıyla konuştum; durumu daha iyiymiş. Birkaç güne taburcu olabilirmiş."
Ah, Efe...
"Sevindim..." diye mırıldanırken lunaparkta aklıma düşen bir anı, tekrar zihnimin topraklarıma sızmıştı. Aslında hep var olan bir anıydı ama dile getirmekten hep çekinmiştim. Hatta düşünmekten bile...
Ama aileme dair unutmadığım çok nadir hatıralardan biriydi.

ÖLÜ YILDIZLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin