Herkese merhaba. Yine geciktim, biliyorum. Ama okunma sayısındaki seyreklik motivasyonumu kırmakta ısrar ediyor ve ben sahneleri toparlamakta zorlanıyorum.
Bölüm şarkısı:
🎵 Dua lipa ft. J Balvin ~ One day 🎵Keyifli okumalar...
Akşam yemeği vaktiydi. Kenan geçen gün yaşanan olayla ilgili henüz tek kelime etmemişti. Sinirli ya da öfkeli miydi, çok kızmış mıydı bilmiyordum. Normalde benim için pek de önemli değildi bu detay. Ama kasıtlı olarak yapmamıştım, bu yüzden beni suçlamasını istemiyordum. Onu üzmek, öfkelendirmek ya da başını ağrıtmak için çok şey yapmıştım ama okulda olanlar benim suçum değildi.
"Tabağındakileri didiklemeyi bırakır mısın?"
Ha?Bana demişti sanırım. Çünkü benim dışımda herkes iştahla hemeğini yiyordu.
"Söyle artık ne söyleyeceksen."
Aradan geçen bunca yıl beni tanıması için yeterliydi elbette."Bana kızgın mısın?"
"Hayır, neden kızgın olayım?"
Boğazımı temizledim. "Kızdın mı, peki?"
Kaşığını bıraktı. "Kızmadın, Derin. Hem neden kızmam gerekiyor, anlamadım. Sorun ne?""Dün olanlar için... haber vermeden gittim, ve saatlerce eve dönmedim."
"Bunu isteyerek mi yaptın? Yani, sırf biz meraklanalım, endişelenelim, üzülelim diye mi yaptın?"
Gözlerimi kırpıştırdım. "Hayır, hayır, kesinlikle isteyerek yapmadım. Birdenbire gelişti her şey; tamamen benim kontrolüm dışındaydı."
Omuzlarını silkti. "Öyleyse sana kızmamı gerektirecek bir durum yok. Seni suçlayamam. Ufak bir ihmalin buralara kadar gelebileceğini tahmin edemezdin."
"Ama ne olursa olsun haber vermeliydim." dedim hatamı kabullenerek."Adamı daha fazla kışkırtmasana, kızmamış işte." diye fısıldadı Stefan kulağıma doğru. Hemen yanımda oturuyordu.
"Hem dün o cesedi görünce çok etkilendi."Yutkundum.
Ağzımı açtığımda Stef araya girdi.
"Bu tatsız konuşmayı böldüğüm için çok üzgünüm ama diyorum ki... Artık benimle ilgilenseniz?"
Kenan da ben de anlamayan bakışlarla Stef'e döndük.
"Günlerim kalmadı. Ve ben boş boş burada oturuyorum. Beni ne zaman gezdirmeyi düşünüyorsunuz? Hayır yani, 'İstanbulda neler gördün' diye soran arkadaşlarıma 'dere kenarında bir ceset' demek istemiyorum."
Gözlerimi devirirken gülümsememe de engel olamamıştım.
"Ben bile hiç gezmedim ki. Hiçbir yeri bilmiyorum."
Aslında gezmek hiç de fena olmazdı.Kenan'a döndük ikimiz de.
"Hiç bana bakmayın. Çok isterdim ama dünyalar kadar işim var çocuklar. Ama belki Nihal sizi gezdirebilir. Ne dersin Nihal?"Nihal'e baktı.
"Tabii, seve seve." dedi gülümseyerek.
Ama birkaç saniye geçmeden Kenan nıçladı.
"Aslında olmaz. Yani düşününce, tek başınıza gitmenize izin veremem. Birinin size eşlik etmesi lazım."
"Kim?"
"Aras, mesela. Bence o bizi gezdirebilir." Afallayan suratımla Stef'e döndüm. "Yok artık!"
Omuzlarını silkti."İyi fikir bence." diye destekledi onu Kenan.
Gözlerimi devirdim.
"Neden onu sürekli peşimize takıyorsun? Belki de bunu istemiyordur?"Yemeğini yemeye devam etti. "Sen söylersen reddetmez." dedi bütün ifadeleri gizli tutarak. Dişlerimi sıktım. Aras'ın bana karşı bir şeyler hissettiğini bilmiyor muydu acaba?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ YILDIZLAR
Bí ẩn / Giật gânGeçmişi görmek istiyorsan gökyüzüne bakman yeterli. Milyarlarca yıl geriden gelen Ölü Yıldızlar'ın çözmeni istedikleri esrarengiz ve acımasız sırları var. Hadi, kapıyı arala ve içeri gir. Ama unutma, içeri girersen sırrı çözmeden çıkamazsın...