Mcgonagall

36. Bölüm

Harika nasıl yaptığını bilmiyor dedi James potter.

James sessiz ol o sadece çocuk daha önce kimseyi diriltmedi dedi lily.

Tamam aklımı kaçırıyorum bir insan bir ölüyü nasıl dirilte bilir dedi amaia.

Sen sıradan bir insan değilsin amaia. Sen bir elder'sin onların neredeyse sınırları yoktur seninde yok yaşlandıkça güçlerin artıyor.

Ölen herkesi diriltemezsin diriltecegin kişilerin doğaüstü olması gerek.

Yani cadı büyücü yada sihirli bir varlık dedi lily.

Tek boynuzlu atlar gibi dedi amaia.

Evet dedi lily kısaca.

Ama onu nasıl dirilttigimi gerçekten bilmiyorum ölü olduğunu bile bilmiyordum dedi amaia.

Onu diriltirken ne düşündün canım dedi James.

Onu hasta zannettim ve iyi olmasını istedim dedi amaia.

Bizim açımızdan ölüm bir hastalıktır doğal ve olması gereken bir hastalık dedi James.

Yani sizin iyi olmanızı istersem yeniden dirilecek misiniz dedi amaia.

Tam olarak değil bunu yapmak için önce mezarimiza gidip kemiklerimizi almalısın ondan sonra nasıl harrynin kanına ihtiyacın var dedi lily.

Neden harrynin kanı diye sordu amaia merakla.

Harry bizim oğlumuz bizim kanımızı taşıyor dedi James.

Dirilmemizi sağlayacak dedi lily.

Mezarınızın nerede olduğunu bilmiyorum dedi amaia.

Godric's hallow mezarlığında dedi James.

Onun nerede oldugunuda bilmiyorum daha on dört yaşındayım hogsmade'den dışarı çıkmama izin yok dedi amaia.

Sirius'a anlat o sana yardım eder dedi James.

İnsanlar onun size ihanet ettiginizi sanıyor dedi amaia.

Evet hayata dönünce bunu düzelteceğiz dedi lily.

Ama şimdi okula donmelisin hava kararıyor diye devam etti sözlerine.

Daha sonra James ile birlikte yok oldular. Ölüler dünyasına geri döndüler.

Amaia ortak salona döndü. Hogsmade gezisinden dönen arkadaşları ile koyu bir sohbete başladılar.

Akşam yemeği çanı çaldığında büyük salona indiler. Şölen her zaman ki gibi mükemmeldi.

Ortak salona geri dönüp ödevlerini tamamladılar. Günün yorgunluğu dört arkadaşı sarınca.

Hepsi yatak odalarına gitti ve uykunun güvenli kollarına kirakti kendini.

Ertesi gün amaia'nin sirius ile konuşması gerekiyordu.

Dersler bittiğinde kendine hayal bozan büyüsü yaptı ve samarci sogutteki geçide gitti.

Sirius amaia'nın görevlendirdiği ev cininin getirdiği yiyecekleri yiyordu.

Amaia yemek için teşekkür ederim fareyi getirdin mi diye sordu sirius.

Hayır sana anlatmam gereken başka şeyler var dedi amaia.

Amaia siriu'a onun yanından ayrıldıktan sonra Karanlık ormana gezisini ve James ile lily'nin ruhu ile karşılaşmasını anlattı.

Sirius onu dinlerken gözleri doldu. Yüzünde buruk bir gülümseme vardı.

Yine de olmelerinde azda olsa payım var. Peter'a güvendim ama o bize ihanet etti dedi.

Bunu için seni suclamiyorlar aksine James onları diriltmek için bana yardım etmeni istedi dedi amaia.

Tamam bende ne yapmamı istediğini söyle tatlım dedi sirius.

Onların iskeletlerine ve harrynin kanına ama mezarın yerini bilmiyorum.

Yani biliyorum ama oraya nasıl gitmem gerektiğini bilmiyorum dedi amaia.

Godric's hallow'da gidip oradan almalıyım ama bunu gece yapmam gerekecek aksi takdirde yakalanırım dedi sirius.

Biliyorum ama cisimlenmek için asaya ihtiyacın var dedi amaia.

Merak etme ailemin eski evinden asami aldım yanımda dedi sirius.

Bu iyi ne zaman Godric's hallow'a gideceksin diye sordu amaia.

Bu gece yarısı ama dönüşüm uzun zaman dikkat çekecek bir şey yapmamalıyız dedi sirius.

En iyi arkadaşlarının yeniden hayata dönme ihtimali yok etmek istemiyordu.

O zaman bende harryyi bir uyku büyüsü ile uyutup kanını alacağım bu gece yarısından sonra dedi amaia.

Anlaştık dedi sirius genişçe gülümseyerek.

Anlaştık dedi amaia aynı şekilde gülümseyerek.

Amaia kendine yeniden hayal bozan büyüsü yaptı ve hogwartsa döndü.

Sirius bir an önce gece yarısı olmasını bekliyordu.

İnsanların ayak altından kaybolmasını arkadaşlarına gitmek için sabırsızdı.

On iki yıl sonra yeniden bir arada olacaklardı.

Sonunda hogwarts'ın saat kulesindeki can gece on ikiyi gösterdiğinde sirius bağıran barakadan ayrıldı.

Ama önce hogwarts'ın gece de parlayan devasa görüntüsünü izledi.

Geçmiş anılarını ele geçirdi bir göz yaşı usulca yanağından aktı.

Gecenin karanlığına karışmış toprağa düştü. Hogwartsa son bir kez daha baktı ve cisimlendi.

Amaia ortak salonundan belli belirsiz bir siluetin bir anda ortadan kaybolduğunu gördü.

Onun sirius olduğunu biliyordu kendisininde yapması gerekenler vardı.

Pencerenin önünden ayrıldı erkeklerin yatak odasına gitti.

Odadaki beş çocuğu uyandirmamak için hepsini geçici uyku büyüsüne hapsetti.

Harry'nin yatağına yaklaştı muggleların insanlardan kan almak için kullandığı enjektorlerden birini çıkardı.

Yavaşça harry'nin koluna batırdı. Kan laboratuvar tüpüne akarken düşüncelere daldı.

Harry'nin anne babasini karşısında görünce ne tepki vereceğini bilmiyordu.

Yada bunca zaman bunu ondan sakladığı için kızarsa ne söyleyeceğini.

Bir anda kendine geldi arkadaşının kanıyla dolan tüpü enjektorden çıkardı ikincisini taktı.

İkinci enjektör de dolunca  Harry'nin kolunu iyilestirmek için küçük bir büyü yaptı ve odadan çıktı.

Şimdi sadece siriusun godric's hallow'dan dönmesini beklemek kalmıştı.

Bunun kolay olmayacağını çok iyi biliyordu. Büyü dünyasında büyük ses getirecek bir şey yapıyordu.

İnsanlara ne söyleyecekti. Belki bunu yapmadan önce annesi ve abby ile sürekli erteledigi konuşmayı yapmalıydı.

Ya onu durdurmaya çalışırlarsa o zaman ne olacaktı bilmiyordu ama ne olursa olsun yapması gereken şeyin bu olduğunu çok iyi biliyordu.