Amaia sabah uyandığında gergindi bu gün öğle yemeği için cullen ailesinin evine gitmesi gerekiyordu.
Kısa bir an hasta olduğunu söyleyip ertelemek istedi ama hiç hasta olmamıştı ve büyük ihtimalle buna inanmayacaklardi.
Yataktan kalkmayı düşünüyor musun diye sordu hermione şakacı bir ses tonuyla.
Hayır kendimi yastığımla boğmak istiyorum dedi amaia.
Bu seni öldürmez biliyorsun ölmezsen aile yemeğinden kaçamazsın diye alay etti hermione.
Amaia yastığını arkadaşına fırlattı. Hermione küçük bir kahkaha attı ve yastığı amaia'ya geri attı.
Küçük bir yastık savaşı çıktığında lavender ve parvati uyandılar ve onlara kırdılar.
Ama iki arkadaş buna aldırış etmeden diğer arkadaşlarına yastık fırlatıp savaşı büyüttüler.
Yarım saat sonra savaşmaktan yorulan parvati...
Tamam bu kadar yeter artık kahvaltı yapmaya gitmeliyiz dedi ve hazırlanmak için banyoya koştu.
Hemen arkasında amaia diğer banyoyu kaptı.
Amaia disarida arkadaşının beklediğini bildiği için hızla duş alıp çıktı. Onun arkasından lavender girdi.
Hermione unuttuğu bir kaç kelimeyi ödevlerinden birine ekliyordu.
Amaia dolabının karşısına geçti bugün hava biraz sıcaktı yazdan kalma bir gün yaşanıyordu yinede işini şansa bırakmak istemedi.
Ama ailesinin onlar için özenle hazırlandığını düşünmelerini de istemedi ki bu sorundu.
Çünkü amaia modayı severdi özellikle muggle modasına bayilirdi. Çoğu insan bu yüzden ilk başlarda onu tuhaf bulmuştu.
Daha sonra pek çok terzi modern muggle giysileri satmaya başladı. Bu amaia için bulunmaz bir nimet olmuştu.
Annesi alış veriş için onu muggle dünyasına suruklediginde şikayet etmeden duramiyordu.
Amaia en sonunda Beyaz bir gömlek elbise açık kahve tonlarında bir suveter çıkardı ve onları giydi.
Beline siyah bir kemer taktı ve çizmelerinin rengini beyaz yaptı. Çantasının rengini kemeri ile uyumlu olması için siyaha çevirdi.
Hermione arkadaşının yanına gitti ve elini omzuna koydu.
Biliyorum çok gerginsin biraz rahatla sadece bir yemek onlara anne baba demene gerek yok dedi.
Biliyorum sadece onlara ne söyleyeceğim ki yani haklarında ne biliyorum yada onlar benim hakkımda ne biliyor ya kızarsam ve kontrolü kaybedersem dedi amaia endişeyle.Bu onların suçu olur ve sonucuna katlanılırlar dedi hermione gülümseyerek.
Amaia hafifçe tebessüm etti ve hermione ile kahvaltı yapmak için büyük salona indiler.
Gryffindor masasına oturdular ve ron...
Büyük yüzleşme için misin diye sordu.
Zaten gerginim beni daha fazla germe ron lütfen dedi amaia.
Gergin olman için bir neden yok yanlış bir şey yapmadın dedi fred.
Biliyorum sadece bu durum biraz tuhaf dedi amaia.
Evet anne babanla e ailenin geri kalaniyla tanışmaya gitmen tuhaf ama en başta seni tanımak istememeleri onların suçu dedi george.
Diğer taraftan profesör mcgonagall seni tanımaktan son derece memnun görünüyor kızı olmandan da dedi fred.
Benim kızım olsan bende memnun olurdum dedi george.
Hermione ron harry ve amaia kıkırdadı...
Hayır george senin kızın olmaya dayanamazdım dedi amaia.
Herkes benim kızım olmak ister neden istemesinki ben oldukça eğlenceli bir baba olurum dedi george.
Neden mi istemiyorum george fred ile ikiniz çocuğu şaka malzemeleri ile havaya ucurmazsaniz iyidir dedi amaia.
Harr ron ve hermione kahkaha attılar.
Biliyor musun george aslında bu hicte fena bir fikir değil dedi fred.
Haklısın fred ucurabilecegimiz bir bebek yada çocuk tanıyor musun diye sordu george.
Hayır ama annemden isteye bilirim dedi fred ve amaia arkadaşları ile kahkahalara boğuldu.
Molly'nin sizi öldürüp azkabana gitmesini istemiyorum rahat durun dedi amaia.
Ah merak etme amaia anneme bu fikri senin verdiğini söyleyeceğiz dedi fred.
Ah hayır bunu yapmayacaksınız ve moolyye bundan bahsetmeyeceksiniz yoksa inkar ederim dedi amaia.
İkizler sayesinde eğlenceli geçen bir kahvaltıdan sonra amaia biraz daha rahatladı.
Arkadaşları ile üç supurgeye girdiğinde edward cullen onu bekliyordu. Harry onu desteklemek için sırtını sivazladi.
Biliyor musun benimde böyle bir şansım olsun isterdim dedi.
Amaia kısa bir an vicdan azabı çekti ailesi ile tanıştı onlarla yasayacakti ama o bunu bilmiyordu.
Abby ona gerçeği ne zaman soyleyecekti amaia bunu çok merak ediyordu.
Arkadaşlarına tebessüm etti ve edwardin yanına gitti.
Çok mu beklettim diye sordu.
Hayır çok beklemedim sadece ön beş dakika önce geldim çıkalım mı diye sordu edward.
Tabi olur dedi amaia.
Edward içtiği ejderha kanının parasını ödedi ve üç supurgeden ayrılmak için kapıya yöneldi.
Amaia kapıdan çıkmadan önce madame rosemary ve arkadaşları ona kocaman gülümsedi.
Madame rosemary benim tatlı amaiam umarım mutlu olursun diye mırıldandı.
Minerva'nin küçük kıza gerçek bir anne olduğunu biliyordu ama hiç bir şey gerçek ailesinin yerini tutamazdı.
Çok geç sahip olunmuş bir aile diye hatırlattı kendine yinede amaia'nın mutlu olması pek çok şeyden daha değerliydi.
Herkes onun cana yakın sevimli bir kız olduğunu düşünüyordu her seye rağmen mutlu olduğunu.
Ama amaia mutlu olduğu için değil güçlü olduğu için gülümseyen bir insandı. Bunu çok az kişi fark etmişti.
Minerva ve albus aberfortun barına girmeden önce amaia ve edwardin cullen ailesinin evine doğru gittiğini gördüler.
Amaia biraz gergin olsada edwarda bir şey anlatıyordu minerva kızının babası ile sohbet ettiğini görünce gülümsedi ve albus ile birlikte küçük bara girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mcgonagall
FanfictionMinerva Mcgonagall Amerika'ya yaptığı gezide bir yetimhaneden Altın gözlü bir kız evlat edinirse basina en fazla ne gelebilirki. Alacakaranlık crossover yapmayı sevdim kimse kusura bakmasın.