Amaia'nın bahsettiği yer burası olmalı dedi charlie elini tutan sue'ya bakarak.
Sue gülümseyerek öyleyse içeri girmeliyiz dedi ve dükkanın kapısı itti.
Cafe'nin sahibi hemen yanlarına geldi onların no-maj olduklarını anlamıştı anlamamak mümkün değildi etrafa şaşkın bakışlar atıyorlardı.
Affedersiniz randevu olmadan müşteri almıyorum cafenin konsepti bu dedi.
Onlardan bir an önce kurtulmak istiyordu bunu da sınırlı hizmet ve seçkin müşteri imajı ile yapabilirdi.
Şey affedersiniz torunum kendisini burada beklememizi söyledi o hogwartsta Noel için gelecek dedi charlie.
AHH anlıyorum peki öyleyse size bir masa ayira bilirim başka bir şey ister misiniz dedi adam.
İki ateş viskisi lütfen dedi charlie ve sue ile bir masaya oturdu.
Ateş viskisi mi charlie bu kadar gergin olma amaia anlayışlı bir çocuk dedi sue.
Elimde değil ilk kez amerikaya gelecek buyukbabasinin yanına dedi charlie.
Onu reneesme den daha çok sevdiğini düşünmeye başlayacağım dedi sue gülümseyerek.
Bilmiyorum belki reneesme çok hızlı büyüse de her anını gördüm ama amaia... dedi charlie ve sustu.
Sue bir anneydi charlie'nin ne demek istediğini anlamıştı.
Amaia normal bir insan gibi gelisse de charlie onun her anını kacirmisti emeklemesini ilk kelimesini ilk okula ilk gidişini bunlar yalnızca amaia için değil charlie içinde bir kayıptı.
Kim torunun her anını görmek istemezdi ki var olduğunu bile yıllar sonra öğrenen biri tabiki bazı şeylerden endişe ediyordu.
Asla yeterli olamamak gibi...
Torunu başka bir kadına anne diyor buyukbabasinin yanına gelirken bile eksikliklerini giderecegini düşündüğü kişileri yanında istiyordu.
Charlie çaresizce bir nefes aldı bazı şeyler için çok geç olsada gelecek için cılız bir umut ışığı vardı.
Çok geçmeden somuneden yükselen ses ile charlie başını sesin geldiği yere çevirdi küçük torununu üzerini temizlerken gördü.
"Amaia"dedi şefkatle.
Üzerini temizlemeyi bitiren Amaia...
"Merhaba charlie cok beklemedin degil mi"dedi gülümseyerek.
"Merhaba tatlım hayır yeni geldik sayılır"dedi charlie küçük torununa sarılmak istedi ama urkutmek istemedigi için vazgeçti.
Arkasında kendisine anlayışla bakan orta yaşlı kadın ve adamı farketti.
Charlie bu annem minerva ve abby yani albus dumbledore okulumuzun müdürü biraz baba biraz da buyukbaba gibi benim için dedi mahcup bir şekilde.
Charlie son söylediğine uzulsede albusa elini uzattı.
"Tanıştığımıza memnun oldum amaia'ya iyi baktiginiz icin tesekkur ederim"dedi albusun elini bırakıp minerva'nin elini sıkarken.
"Bunu duymamış gibi yapacağım o benim her şeyim"dedi minerva.
Charlie kadının torununa olan sevgisini ve aralarındaki bağı daha net gördü. Amaia tabiki onu bellaya tercih edecekti.
Sizi Sue ile tanıştırayım o kız arkadaşım dedi charlie.
Sue minerva ve albus ile tanıştıktan sonra fairy tale de biraz daha zaman geçirdikten sonra forks'a doğru yola çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mcgonagall
FanfictionMinerva Mcgonagall Amerika'ya yaptığı gezide bir yetimhaneden Altın gözlü bir kız evlat edinirse basina en fazla ne gelebilirki. Alacakaranlık crossover yapmayı sevdim kimse kusura bakmasın.
