Miras

846 49 10
                                    

medya = aora'nın kılıcı

dışarıda kar yağıyordu. ben ise bir yandan kahvemi yudumluyor diğer yandan da dışarıyı izliyordum. gelip geçen insanlar ilgimi çekiyordu nedense. serah-san yanıma gelip;

serah: hazırlan. gidiyoruz

sakura: nereye?

serah: bilmiyorum. yuiki'ye sor 

sakura: tamam

kahvemi son kez yudumlayıp masaya bıraktım. odama gidi phızlıca hazırlandıktan sonra yanlarına gittim. dışarıya çıktığımızda kohana-san pusulasını çıkarttı. sonra beyaz ışıklar çıktı ve kendimizi farklı bir yerde bulduk. 

sakura: burası neresi?

yuiki: gorugin köyü

sakura: ne yapacağız burada?

yuiki: sana bırakılmış bir miras var. onu alacağız

sakura: miras mı?

yuiki: evet. miras. aslında miras asukaya kalmıştı ama o kötü tarafa geçtiği için miras sana kaldı. zaten mirası sadece sen kullanabilirsin

omaru: o zaman gidip alalım şu mirası

serah: niye bu kadar heyecan yaptın anlayamadım. sana kalmadı nede olsa

omaru: bana kalmamış olsa bile mirasın ne olduğunu merak ettim

serah: uff, çok konuşuyorsun!

kohana: harekete geçsek iyi olur

yuiki: haklısın. gidelim

köyde yürüyorduk. kohana-san'ın dediğine göre bu miras yaşlı bir kadında bulunuyormuş. 

***

bayağı yürümüştük. yaşlı kadının evi sonund tam önümüzde duruyordu. teyzem kapıyı tıklattı. ilk iki tıklatışta açılmasada sonuncuda açıldı. karşımızda 8 yaşlarında bir erkek çocuk vardı.

okimi: kime baktınız?

yuiki: yaşlı sasumi-sama burda mı?

okimi: evet. neden geldiniz? ne istiyorsunuz?

yuiki: ondan almak istediğimiz bir şey varda. girebilir miyiz?

okimi: ...evet!

çocuk kapıyı iyice açtı ve içeriye girdik. dışardan ev olarak gözüken bu yer aslında silahçı dükkanıymış. silahların olduğu asıl odaya gedliğime ağzım açık kaldı. burda bir sürü kılıç ve katana vardı. kılıçlar ihtişamlı ve dev gibiydi. katanalar ise ince, narin ve bir o kadar da keskindiler. 

gözlerim ışıl ışıl parlıyordu. keşke şu kılıçlardan biri benim olsa ve onu kullanabilsem diye iç geçiriyordum. hayranlıkla kılıçlara bakarken yaşlı sasumi-sama'nın geldiğini fark etmemiştim. sasumi-sama ve teyzem konuşuyorlardı. kohana-san, omaru-kun ve serah-san'da kılıçları ve katanaları inceliyorlardı.

sasumi: görüşmeyeli bayağı oldu sanırım. demi yuiki?

yuiki: öyle. bayağı yaşlanmışsınız ama hala dinç gözüküyorsunuz

sasumi: öyle. buraya gelme sebebin nedir? kılıç'mı satın alacaksın?

yuiki: hayır. bizim şu miras için geldim. yeğenimi buldumda. mirası ona vermenin vakti geldi sanırım

sasumi: şu pembe saçlı kız akina ve aora'nın kızı mı yani?

yuiki: evet

sasumi: akinaya o kadar çok benziyor ki

Sakura gaiden ❀ Sakura HarunoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin