sınırsızlığın zirvesi

42 4 0
                                    

'Mutlu musunuz?

Yarının olmayacağını hayal edin, hayat bugünden ibaret ve bugün aslında hiç yok.'

Kyungsoo'yu gördüğüm ilk seferde sahnedeydi. Sahne arkasına kadar onu bir kadın sanıyordum. Sahne arkasında gerçekten kim olduğunu gördüğümde beynimden vurulmuşa döndüğümü hatırlıyorum...

Aşk tam olarak ne zaman başlar?

Başlamakta olan aşkın tatlılığından bahsediyor bir kitapta. Hem de büyük puntoyla yazılmış bir tatlılık bu. Fakat benim aşkım daha ilk seferde acıyla başladı. Bir kere bok gibi bir kazak vardı üzerimde. Aztek desenli olandan bahsediyorum. Sevgilimden yeni ayrılmıştım ve boşluktaydım. Kyungsoo'yu gördükten sonra yaşadığım şok etkisi eve gidip örgü battaniyemin altında nasıl tir tir titrediğimi hiç unutturmuyor bana. Bu yaştan sonra bir adama aşık olmak, etrafı queer insanlarla çevrili olan beni bile çok fena tartakladı. Bu yaşıma kadar nerden bilebilirdim ki...

Chanyeol geliyor işte tam böyle zamanlarda aklıma. Sen sahnede gördüğün kadından etkilendin dediği zamanlar. Öyle ya da böyle, emin değilim fakat özellikle şu zamanlarda belki de hakkı var. Jin'i düşünmeden edemiyorum. Belki de aşık olduğum kadın tam olarak sahnedeki o roldü. Sonra gerçek oldu. Örgü battaniyemin altında diledim dileğimi, beni sevsin istedim. O rol beni sevdi. Aşk acısı, ne kadar klişe bir laf. Ama gerçek, yakıcı sarsıcı. Ben yaşadım. Artık sıramı devrediyorum.

Hafif uyuşuk vücudumun sebebi takdir ettiğim bir oyuncuyu birazdan sahnede görecek olmam. Sahne tıklım tıklım. Kimleri gördüm kimleri! Sanat camiasında adını duyurmuş birkaç duayen oyuncu, birkaç yönetmen ve işte, gelirken yan locadaki o 'ünlü' eleştirmen Min Sung ile selamlaştım. Min Sung tanıdık bir yüz, sonuçta ikimiz de yazıyoruz. O bana saygı duyar ben de ona. Ben senelerce bir gazetenin köşesinde kendi çapımda eleştiriler yazdım; Min Sung ise daha büyük toplara girdi. Nihayetinde ikimiz de bu gece aynı oyunu izleyeceğiz. Bir farkla, sahneye çıkacak o oyuncu benim için sıradan birisi değil. Bir eleştiri yazmak için bu gece bu oyunu izlemeye gelseydim eğer tarafsız olmak çok zor olurdu. Hoş, ben artık eleştiri yazmıyorum. Dün geceden beri ilk oyununu tamamlamayı başarmış bir oyun yazarıyım artık! Ben demiyorum Chanyeol diyor. Beni böyle adlandıran ilk kişi Chanyeol oldu. Sabahın erken saatlerinde bahçe salıncağındaki derin bir uyku çeken bedenimle karşılaştığında kollarım arasındaki kağıt yığını onu felaket bir heyecana sürükledi. Zavallı Chanyeol sadece çakma Berlin duvarımızın önündeki çiçeklerini sulamak istemişti oysaki. Fakat çiçekleri unutup saatlerce oyunumu okumak için çırpındı. "Olmaz," dedim. "Olmaz. İlk Faye okuyacak. Söz verdiğim gibi."

Bunu kutladık. Chanyeol beni de alıp iş çıkışı Baekhyun'un kliniğine götürdü. Çıkışına yakın son hastalarla birlikte bekleme salonunda bekledik. Bir çocuk kendini paralarcasına ağladı. Annesi onu zaptetmekte çok zorlandı. Baekhyun dişini çekmek konusunda fazla sabırlı ve iyimser davranıyordu. Onu teselli etti, en az acıyla o diş oradan çekildi. Hatta çocuk ağlamadı bile. Sümükleri akmış bir burun ve kurumaya yüz tutmuş göz yaşlarıyla dişi çekilirken Baekhyun'u izledi. Baekhyun sonra kendi elleriyle çocuğun burnunu temizledi. Ona şeker verdi. Hepsini yarı aralık kapıdan izledim. Chanyeol bu görüntüler karşısında aşktan kör olmuş gözlerle bir çocuk istediğine karar verdi. Baekhyun'un bu hallerini görmek onu çılgına çevirdi. Dev gibi adam yanımda eridi bitti. Baekhyun ise bir çocuk evlat edinmeye pek sıcak bakmıyor.

Baekhyun'un da işi bitince önce güzel bir akşam yemeği yedik, ardından dondurmacıya gittik. Bir fotokopici buldum. Tüm nüshayı olduğu gibi, karman çorman el yazımı demek istiyorum yani, birkaç kopya halinde çoğalttırdım. Ve akşamında buradayız. Kyungsoo'yu izlemek için yine aynı, on iki numaralı locada oturuyoruz. Kopyalardan birini yanımda getirdim. Koltuğumun yanına sıkıştırdım. Ve bir de çiçek. Baekhyun bir çiçek tutuyor. Bittiğinde Kyungsoo'ya vermek için. Heyecandan ellerim biraz uyuşuk. Demiştim zaten, tüm vücudum acımasız bir heyecanın kurbanı. Sanki sahneye çıkacak olan benim de, tüm bu kalabalık beni izleyecek gibi.

aykırı britanyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin