yeni ufuklar

61 3 2
                                    

Yataktan çıkmak istemiyorum.

Birkaç gece boyunca uyumadan önce ağladım. Sebebini tam olarak kestiremiyorum ama mutlu hissetmiyorum... Veya canlı. Bu sabah uyandım ve canlı hissedemedim. Yataktan çıkmak güçtü, ben de işten çıktım. Chanyeol henüz bilmiyor. Bir süre yine tüm kirayı o ödemek zorunda kalacak. Niyeyse bu kez ilk seferki gibi suçluluk hissetmiyorum. Belki de canlı hissedemediğimdendir, emin değilim. Canım çok sıkkın. Jin'i düşünüyorum, Kyungsoo'yu düşünüyorum, Faye'yi düşünüyorum, Chanyeol'u düşünüyorum, Baekhyun'u... arkadaşlarımı... Borçlu ve karşısında yetersiz hissettiğim herkesi düşünüyorum. Ne yapsam boş geliyor.

Pencere açık. Masanın üzerinde oyunumun nüshaları duruyor. Bir rüzgar esse de hepsini alıp uçursa diye geçiriyorum içimden. Berlin duvarının ardına kadar taşısa. Kyungsoo'nun yeteneği yanında bir çöpten farksız olan bu oyunun hiçbir anlamı yok. Sadece bayat diyaloglardan oluşmuş bir oyun bu yazdığım. Ama Faye öyle demiyor, Faye oyunuma çok büyük haksızlık ettiğimi düşünüyor. Kim kime haksızlık etmiyor ki zaten...

Bahçede barbeküyle uğraşan Chanyeol'un seslerini duyabiliyorum. Sabahtan beri hazırlık yapıyor. Saat şu an öğlen biri gösteriyor. Bugün o büyük gün. Kyungsoo'nun başarısını kutlayacağımız gün. Bense yataktan çıkamıyorum. En ufak bir keyif kırıntısı yok içimde. Tek yapabildiğim örgü battaniyeme sarılıp öylece yatmak. Ona da sarılamıyorum gerçi, felaket bir sıcak var. Sıcak, tüm vücudumu yakıyor.

Az sonra odamın kapısı açılıyor ve Baekhyun bana bakıyor, "Ne iş? Yine kendini yatağa hapsetmişsin." diyor alayla. Geliyor, zıplayarak yatağa atıyor kendini. "Chanyeol uzun süreden sonra barbekü yapacağı için çok heyecanlı. Hava da güzel, gelsene aşağı."

"Yok ben iyiyim burda." diyorum. Bunu dememle yastığa daha çok gömülüyorum sanki.

"Akşama kadar yatacak mısın böyle?" diye soruyor Baekhyun.

"Yatarım, ne var ki?" diye cevap veriyorum. Kendimden eminim.

(Sessizlik.)

Baek bana bakıyor. Bense pencereden dışarı. Şu an ne düşünüyor merak ediyorum. Belki de ne kadar acınası olduğumu düşünüyor. Şayet öyle düşünüyorsa hak veririm. Her şeyi elime yüzüme bulaştıran ben değilmişim gibi davranmak çok güç istiyor. Ben güçsüzüm. Jin beni o günden sonra arayıp sormadı. O gün çok şefkatliydi ancak artık öyle hissetmiyor olabilir. Öyle bir durum varsa onu anlarım. Benim gibi işe yaramaz, iğrenç bir insana hâl hatır sormak da çok güç istiyor olsa gerek. Belki Jin de güçsüzdür.

"Sen etmedin diye biz Faye'yi de davet ettik." Ayak ucumda uzanan Baekhyun örgü battaniyemin sökülmüş ipine parmağını doluyor.

"İyi yapmışsınız." diyorum.

(Bir ara.)

"Üç gündür iş dışında yataktan çıkmıyorsun. Bugün işe de gitmedin..."

"Siz de gitmediniz..."

"Bizimki bir bakıma kendi işimiz ama senin..."

"İşten çıktım. Chanyeol daha bilmiyor."

"Niye?"

"Daha söylemedim de ondan."

"Hayır yani niye işten çıktın?"

"Yataktan çıkmak güçtü ben de işten çıktım. Artık kaldırım mühendisiyim."

Baekhyun derin bir iç geçiriyor. Dediğim şeye yalandan da olsa gülsün isterdim aslında. Yatakta emekleyip yanıma kadar geliyor ve şakağıma bir öpücük bırakıyor.

aykırı britanyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin