(Bir otel odası.
Sarı, çelimsiz bir ışık.
Duvarlar bej renginde, sol tarafta perdesi yarı kapalı bir pencere. Önde, sağ tarafta bir kapı. Duvarda estetikten yoksun, sıkıcı birkaç tablo. Ortada, yanında iki komodin bulunan çift kişilik beyaz çarşaflı bir yatak. Yatağın bize göre sol, onlara göre sağ tarafında uzanan Faye hafif dik bir konumdadır. Tamamen çıplaktır ve elinde bir sigara tutar. Dudaklarındaki ruju silik bir vaziyette. Kendi tarafındaki komodinin üstünde bir kül tablası, ahizeli bir telefon ve kullanılmış bir prezervatif durmaktadır. Hemen yanında yatan Jongin, örtüyü boynuna kadar çekmiştir. Hastalıklı, ruhsuz ve üzgün bir beden gibi görünür. Jongin Faye'ye doğru döner, bir süre bekler. Faye, onu karşıdaki boy aynasından izler. Jongin ara sıra Faye'nin saçlarıyla oynar. Sahne boyunca bu şekilde devam eder.)FAYE : Kyungsoo'ya çok benzeyen bir kadın. (Susar.) Adı ne demiştin?
JONGİN: Wing Jin, demiştim.
FAYE : İlginç bir durum, şekerim. (Susar, bekler, düşünür.) İkisinin aynı kişi olmasına imkan vermiyorum ama. Kyungsoo, anlattığın kadarıyla, manyak birisi değil. Hepsinin yanında, kadınlıktan kaçan bir beden niçin tekrar kadın kılığına girsin?
JONGİN: Baek ve Chan'e ilk anlattığımda bana kafayı yemişim gibi baktılar. Bana inanmak zorunda oldukları için inandılar sanki. (Susar.) Telefon numarası telefonumda. İki tık, ve sonra ahizenin diğer ucunda...
FAYE : Bana Kyungsoo'dan biraz daha bahset, belki de her gün onu görüyorum caddelerde, sokaklarda. Ya da Wing Jin'i. Kim bilir. (Susar.) Ama tanıyamıyorum.
JONGİN: Neyinden bahsedeyim?
FAYE : Teninden bahset mesela, ten rengi?
JONGİN: Zambak kadar beyaz.
FAYE : Gözleri?
JONGİN: Simsiyah. Biraz büyük. (Susar.) Saçları da simsiyah, biraz kısa kesim ama genelde dağınık. Olması gerekenden biraz daha zayıf görünüyor.
FAYE : Hiç görmedim böyle birisini hayatım. (Susar.) Şey gibi bu, bir film vardı, neydi onun adı?
JONGİN: Biraz daha anlat, bilemem böyle.
FAYE : Şey işte ayol, biraz eski bir film; bir kız vardı, sonra aynısından ona tıpa tıp benzeyen bir kız daha vardı. Ama ikisi farklı kişilerdi... Öyle miydi? Evet, evet, kesinlikle farklı kişilerdi.
JONGİN: Şey şey, şeyi diyorsun tamam biliyorum, (Parmaklarını birkaç kez şıklatır.) Iımm, The Double Life of Veronique mi?!
FAYE : Evet! O işte. Nasıl da bildin hemen? (Bekler.) Sence de benzemiyor mu?
JONGİN: Benziyor galiba...
(Uzun bir sessizlik.)
FAYE : Wing Jin'e mesaj atsana.
JONGİN: Niçin?
FAYE : Onu tanımaya çalış. Görüntü aldatır derler. Sana numarasını verdiyse senden hoşlanmış demek ki. Bunca zaman, kesinlikle senden bir mesaj bekledi.
JONGİN: Ben Kyungsoo'yu seviyorum. Ona benzeyen bir başkasını değil.
FAYE : Ama Kyungsoo'nun kadın halinden tahrik oluyorsun. Biliyorum, onu ilk gördüğün zamanki gibi çoğu kez kadın olarak düşlüyorsun. (Susar.) Şimdi de Wing Jin'i düşler oldun... Yoksa hâlâ kadın kılığındaki Kyungsoo mu bu düşlediğin?