Prolog
"Bu, bu dayanılmaz bir arzu! Beyaz gerdanlığın, yüzünde bir peçe var. Salına salına etrafta tur atıyorsun ve işte o vakit yerime mıhlanıyorum ben. Acı çektiğin her vakit çığlıkların bir ninni gibi geliyor kulaklarıma. Siyah perdelerin önünde bir parlıyorsun ki beyaz haleler bileklerine bileklik olmuş. Ah! Ne dayanılmaz bir arzu bu böyle. Duyuyorum, yolda attığın her adımda Mozart çalıyor. İsa'nın göğe yükseldiği vakit de bir yerlerde Mozart çaldığını işitmişsin. Yalan söylüyorsam ne olayım, plak peygamber armağanı. Ah, Mi reina* ne çok acı çekmişsin yalandan. Ne de çok sevişmişsin. Mücevherler, elmaslar seviyorsun ve bu halinle oryantal bir kadını anımsatıyorsun. Dişiselliğin sabırları zorluyor ve sen o kadar çekicisin ki üzeri kir pas içindeki evsiz bir adam senin için büyük bir haz duyuyor. Her gün önünden geçiyorsun ve o, eline geçecek birkaç parayı yemeğe değil de sana harcama hayaliyle yaşıyor. Yazık, zavallı. Esef duyuyorsun sana böylesine tapacak hâle gelen her canlıya. Zavallılar! Liberalist düşünceleriniz ütopyalara dönüşmüş; kirli oyunları seviyorsunuz sizler. Kirli oyunlardan haz duyuyor ve yazık ediyorsunuz kendinize. İçinize yerleşecek her fetüsün vaatleri var, kadınlar seni gördüğünde karmaşaların en hakikisini yaşar.
Bir akşamı hatırlıyorum, benim için Havva olmuştun. Adem'in aklını çelmeye giderken o kadar güzeldin ki ben Adem'e hak verdim. Saçlarını her toparladığında açıkta kalan berrak ensen bizlere serap gördüttürüyordu. Mi reina! Mi reina!
Son kez uzan ayaklarımızın altına ve bizler senden daha alçak olalım."*Kraliçem