MULTİMEDYADAKİ FOTOĞRAFI HAZIRLAYAN ARKADAŞIM AYNI ZAMANDA BÖLÜMLE İLGİLİ AKLIMA ŞAHANE FİKİRLER GELMESİNE DE SEBEP OLDU KOCAMAN TEŞEKKÜRLER BANUCUMM ÖPÜCÜKLENDİN .HEPİNİZE İYİ OKUMALAR BOLCANA YORUM VE OY BEKLİYORUM SİZİ SEVİYORUM
Bölüm düzenlenmiştir...Not: Bu hikayeme geldiyseniz diğer hikayelerim olan Bir Sen Olsan ve İz e de şans vermeniz dileğiyle, mutlu günler dilerim...
💥💥💥💥💥💥💥💥
Bu kadar terlemesi normal miydi? Kendini aralıksız 2 saat boyunca spor yapmış gibi hissediyordu. Ateş ona doğru her adımını attığında Kayla daha da geriliyor ve yapacağı hamleleri kafasında toparlayamıyordu. Ne yapacaktı? Beyni ona komut vermeyi erteleyip tehlike çanları kafasında çaldıkça Ateş daha da üstüne geliyor onu köşeye sıkıştırıyordu.
"Dur!" Onu engellemeye yönelik konuşması karşısındaki adamın kendine olan özgüvenini tavan yapıyor ve onun korkusu karşı tarafı güçlendiriyordu. Son bir çare sinirle tısladı dişlerinin arasından..."Dursana ya!" Damağını şaklatıp yüzündeki kocaman gülümsemeyi bozmadan dudaklarını aralayan adam şu an itibariyle onu yaramaz bir çocuk olarak kabul etmiş ve cezasını vermek için fazla da acele etmiyordu.
"Kurallara uysaydın, şu an bu halde olmazdın." Duvara çarpmasıyla aralarındaki son mesafede kapandı. Kendi çaresizliğini örtmek için bir yumruk savurmaya çalıştı ama hem hamlesi zayıftı hemde Ateş'in refleksleri oldukça iyiydi. Boşa giden yumruğunu yenileyerek tekrar karşı tarafa savurduğunda ince kolları yavaş ve acelesiz bir şekilde duvarda yerini buldu. Mutfakta yaşanan sinir bozucu dakikalar şu anda tekrarlıyor ve kişiliklerin huylarının yer değiştirmesiyle ortaya farklı bir durum çıkıyordu. Ateş tehditkar bir şekilde dudaklarını yalayarak umut vadetmeyen mavilerini karşısında hala donuk kalabilen kahve gözlere dikti.
-Cezan....
Kayla umutsuzca çırpınıyordu,küfretmeyi de ihmal etmiyordu.
-Allah cezanı verdi de senin haberin yok Junior Saygıner!
-Aaa ama senin kadar güzel...
Ateş bir yandan konuşurken bir yandan da elinin tersiyle Kayla'nın yanağını okşuyordu.Kayla sinirle küfretti.
-O elini kırdığımda da aynı şeyi söyleyebilecek misin,acaba Saygıner!
Kayla ne kadar soğukluğundan taviz vermemeye çalışsada sinirini gayet net bir şekilde ortaya atmıştı.Ateş'in yüzündeki ve tavırlarındaki alay-eğlenme Kayla'nın suratına buram buram çarparken;aynı zamanda Kayla'nın yüzünde ve tavırlarındaki öfke-sinirde Ateş'in suratına katmer katmer çarpıyordu.
Ateş elini yavaşça yanağından dudağına doğru kaydırdı.Bir yandan Kayla'nın dudağına parmaklarıyla hafifçe dokunurken konuşmaya başladı;
-Ben bu dudağını öptüğümde hala benden etkilenmeden küfür edebilecek misin bakalım!
Ateş yavaşça yaklaşmaya başladı.Tam dudakları temas edeceği sırada....
-Ateş,oğlum nerdesin lan!Kaç saattir açmıyorsun telefonunu,abi şu kapıyı açsana!
Ateş küfretti.Tam da gelecek zamanı bulmuştu!
-Niye kilitli lan bu kapı!Kız mı attın lan eve benden habersiz,seni erkek or......
Kayla duruma rağmen kıkırdadı.Ateş'i bir an öyle hayal edince...Ah gerçekten komikti!Of uzaklaşmıyor birde!Ateş fısıldadı;
-Çok mu komik geldi,kapıyı açalım istersen!
Kayla dondu!Hayır!Hayır!
-OLMAZ!!!
Sesi fazla yüksek çıkmıştı.
-Kim o Ateş!Ulan oğlum az değilsin!Tamam ben gidiyorum o zaman!
-Dur!Savaş!Salonda bekle beni abi!
-Tamamdır rahat ol!
Ateş merakla Kayla'yı süzdü.2 saattir almaya uğraştığı tepkiyi böyle saçma bir söz üzerine almayı beklemiyordu.
-Neye bakıyorsun sen öyle!
Kayla rahatsızca kıpırdandı.Ateş mavi gözlerini Kayla'nın derin bir kuyu gibi olan gözlerine dikti!
-Anlamaya çalışıyorum.
Kayla sinirle ofladı.Bu durum hakikaten sıkıcı bir boyut haline geliyordu.
-Neyi?
-Sen...
Kayla da meraklanmaya başladı.Ateş'in bakışları bir ilginçti doğrusu...Sanki puzzle yaparken kayıp parçanın ne olduğunu bulmaya çalışıyordu.
-Ben ne?
Kayla alayla baktı Ateş'e.
-Sen.......Savaş'tan mı hoşlanıyorsun?
Kayla'nın gözleri şaşkınlıkla açıldı.Sözler ağzından istemsizce döküldü;
-Ben...ne!Kim?
İyice saçmalamıştı.İnsan,piyonuna aşık olabilir mi?Ayrıca hayatında en çok nefret ettiği kişinin kardeşiyse bu kişi...aşk ve hoşlantı kavramları biraz komik duruyordu.Kayla kıkırdadı.
-Ne gülüyorsun!
-Sana.
-En azından gülünce robot olmadığını anlamış oldum,donuk bakış!
Kayla'nın yüzündeki sırıtış hemen kayboldu ve yerini ciddiyete bıraktı.
-Artık beni bırakırsan,Junior Saygıner!Yeterince yoruldum ve aksatılmayı sevmeyen işlerim var!
Ateş yavaşça kollarını çekti.Bir anda boşluğuna gelmişti.Belki de Kayla kızgın bir şekilde bağırmayınca aralarında normal bir konuşma geçtiği izlenimini edinmişti ve her zamanki gibi Kayla'yı hafife almıştı.Kayla Ateş'in morarmış gözünün hemen dibine bir yumruk daha patlattı.
-Ahh!!!
Kayla Ateş'in tam yanına geldi,arka cebinden anahtarı aldı ve tam gözünün önünde salladı!
-Yedek anahtarının olduğunu bilecek kadar akıllıymışım ha!Sana son 3 uyarım var Saygıner;
1-Beni oyalama
2-Beni hafife alma
3-Bana aşık olma!
Ateş'in yanağından bir makas aldı ve kapının kilidini açtı.
-Bu iş burada bitmedi Kayla,sende bunu unutma.
Kayla arkasını dönüp Ateş'e baktı.Ateş sağlam gözüyle göz kırptı;
-Ayrıca sende bana aşık olma,yazık olur.
Kayla incinmiş gibi yaptı.Her zamanki gibi günün kapanışını yaptı,elini kalbinin üstüne koydu ve hüzünlü,yapmacık bir şekilde konuştu;
-Bu kalp senin için atmayacak kadar değerli!
Arkasını döndü tekrar ve ses çıkarmamaya çalışarak yavaşça merdivenlerden inmeye başladı.Savaş'a görünmemesi gerekiyordu.Yoksa planın ikinci bir eksi yemesi an meselesiydi.Derin bir nefes aldı son basamağıda indiğinde.Savaş ona arkası dönük bir şekilde tekli koltuğa oturmuş,televizyon izliyordu.Sesini umursamadan hemen koşarak kapıyı açtı ve kendini dışarı attı.O lanet kask şu an gerçekten gerekli değildi.Yeterince adrenalin almıştı bugün!Motora bindiği gibi Saygınerler'in o uğursuz evlerinden hızla uzaklaştı.Ne gündü ama!Bakalım daha ne yalanlar söyleyeceksin Kayla hanım!
Kayla eve geldiğinde kapıyı kapattığı gibi gözü kapalı koltuğa fırlattı bedenini.İyi bir uykuyu hak etmişti.Kabuslarla olsa da uyku uykudur!Yani nasıl intikam için yemek yiyorsa,savaşıyorsa uyku da intikamı için gerekliydi.Güçten düşmemesi gerekiyordu.Tam uykuya dalacaktı ki telefonu çalmaya başladı.Bir küfür savurdu Kayla ve pantolonunun arka cebindeki telefonu yine bakmadan açıp kulağına getirdi.
-Hımmm!
-Kayla!
-Semih,ah özür dilerim,ben biraz....
-Uyuya mı kaldın?
Kayla iç çekti;
-Özür dilerim!
-İstersen başka zaman gidebiliriz.
-Senin için sorun olmaz mı?
Semih hattın ucundan kıkırdadı;
-Hayır dinlen sen,yeterince yoruldun zaten.
Kayla da kıkırdadı;
-Sen çok iyi bir arkadaşsın,teşekkürler.
-Görüşürüz.
Telefonu kapatıp kenara koydu.Gözlerini kapattı ve yine huzursuz bir uykuya daldı.Ama bu sefer daha ....canlıydı....sanki....gerçek gibi!Ama tek yanlış Kayla kendini dışarıdan izliyordu.Rüyadaki Kayla karşısındaki adamın önünde diz çökmüş,hıçkırarak ağlıyor bir yandan da yalvarıyordu!
-Lütfen bunu benden isteme!Ben.....yapamam!
Adamın sert ve kan kokan sesi karanlık odayı doldurdu;
-Demek yapamazsın...o zaman bunun sonuçlarına katlanacaksın!
Kayla hıçkırmaya devam ediyordu.Son bir gayretle ayağa kalktı,adamın eline yapıştı;
-Lütfen!Yemin ederim ben hiçbir şey yapmadım!Ben masumum!Ailem masum!
Adam elinin tersiyle Kayla'nın suratına sert bir tokat attı.Kayla'nın zayıf bedeni daha fazlasını kaldıramayarak cansız bir şekilde yere düştü!
Sonuçlarına katlanacaksın küçük kız!Bayılmadan önce duyduğu son sözler bunlardı.
Kayla kapının sertçe çalınmasıyla kabusundan uyandı.Telefonu eline alıp saate baktı.Gece 2'de kim gelebilirdi ki!Koltuğun altında saklı olan tabancasını pantolonunun içine saklayarak kapıya doğru ilerledi.
-Kimsiniz?
-Benim!
Kayla homurdanarak kapıyı açtı.
-Ne var yine!Bu sefer neye kızdın Junior Saygıner!
Bir yandan da yağmur yağıyor ve gürültülü şimşekler çakıyordu.Hava birden bozmuştu ve Ateş de Kayla'nın onu dışarıda bekletmesinin nasibini yeterince almıştı.Kumral dalgalı saçları alnına yapışmış,üstündeki ince gömlek ve pantolonu sırılsıklam olmuştu.Ateş sıkıntıyla homurdandı
-İçeri girebilir miyim?
Kayla tek kaşını kaldırdı;
-Neden seni içeri alayım?
Ateş gözlerini sinirle devirdi ve Kayla'yı kenara iterek içeri girdi.
-Hey!Sen!Çık çabuk evimden!Kime diyorummm!Islak ıslak o koltuğa oturamazsın!Ateş!
Ateş bıkkınlıkla Kayla'ya baktı.
-Otur!
Kayla sinirle açık kalan dış kapıyı kapattı ve Ateş'in önünde dikilmeye devam etti.
-Çık evimden Ateş!
Ateş sinirle bağırdı;
-Kayla!Sana.Otur.Dedim.
-Bana.Bağırma.Gerizekalı.
-Sen çok fazla oldun ama!
-Yok ya!Çok korktum!
Ateş,kendini sakinleştirmek istercesine derin bir nefes aldı.
-Babam mutfakta olan tartışmamızı duymuş.Senden özür dileyip,kendimi affettirmezsem beni eve almayacak!
Kayla tek kaşını kaldırdı;
-Sende bu yüzden geldin yani!
Ateş sinirle ofladı;
-Araba mı da aldı!
Bu neden baştan aşağı sırılsıklam olduğu gerçeğini doğruluyordu.Kayla umursamazca konuştu;
-Eee ne yapayım yani?
-Beni affettiğini söyle,babamı ara ve onu ikna et!
Kayla kollarını birbirine dolayıp tek kaşını kaldırdı;
-Peki karşılığında ne alacağım?
Ateş sinirle gözlerini Kayla'ya dikti;
-Ne karşılığı?
-Yapma Ateş!Özür dilemeyeceğini ikimizde biliyoruz.Söylemediğin özürü,affettiğimi babana bildirmenin karşılığını istiyorum.
-Ne istiyorsun?
-Sonra söyleyeceğim.
-Ve bir şey daha var.Bugün burada kalmam gerekiyor.
Kayla sinirle ayağını yere vurdu;
-Nedenmiş o?
-Çünkü;arabam yok!Bu havada beni eve kadar yürütemezsin!Öyle ıssız bir yerde oturuyorsun ki buradan taksi bile geçmez.
Kayla sinirle ofladı;
-Kal o zaman!Ama Ateş ,bir gıcıklığını yakalarsam acımadan dışarı atarım seni!
-Cadı!
-Ne dedin duyamadım...
-Melek dedim!Melek gibisin maşallah tü tü tü
-Yalakalık yapma!
Kayla telefonunu çıkardı ve Levent Saygıner'i aradı;
-Alo.
-......
-Merhaba Levent bey,ben Ateş ile konuştum da,kabul etti eşeklik ettiğini,özür diledi benden!
-......
-Ben affetmezsem sanırım eve almayacakmışsınız,arabasına da el koymuşsunuz.
-.......
Kayla ona pür dikkat bakan Ateş'e gözüm üzerinde işareti yaptı;
-Ben affettim de haberiniz olsun.
-.......
-Yok!O.....Şey.....burada kalsın!Yani şimdi saat geç havada bozdu ya!
-.........
Kayla'nın şaşkınlıkla gözleri irileşti.Ateş de ne oluyor dercesine bakıyordu.
-Yok ondan değil!Neyse ben haberiniz olsun istedim.İyi akşamlar size.
Kayla sinirle telefonu kapatıp Ateş'e doğru fırlattı.
-Ne yapıyorsun ya!
-Of nedir benim sizden çektiğim!Baba oğul karabasan gibi çöktünüz üstüme resmen!
Ateş kahkaha attı.
-Bir de gülüyor!
Ateş tam o sırada hapşurdu.
-Şimdi de hasta olup,başıma kalırsın sen!Aptal!Kim dedi,bu havada çık dışarı diye!
Kayla bir yandan söylenirken bir yandan da mutfağa girdi ve cezveye süt koyup ısıttı.Çıkardığı kupalara sıcak çikolata tozunu döktü ve ısınmış sütü üstüne döküp karıştırdı.Elinde kupalarla salona ilerlemeye başladı.Elindeki kupalardan birini Ateş'e uzattı.
-Al şunu içte hasta olup başıma kalma!
Ateş homurdandı.
-Süt mü veriyorsun bana,sağol annecim!En son 10 yaşımdayken süt içtim ben!
-Fena mı işte çocukluğunu yad etmiş olursun böylelikle!
-İçmem bunu ben!
-İçmezsin öyle mi!
Kayla elindeki kupayı masanın üstüne bıraktı ve Ateş'in üzerine yürüdü.Tam yanına oturdu ve elinden kupayı aldı sinirle!
-Aç ağzını Ateş!
Ateş kahkaha attı.
-Şaka yapıyorsun değil mi!Bana o şeyi asla içiremezsin!
-O "şey" değil bir kere!Sıcak çikolata!Dünyanın en harika içeceği!
-Her neyse!
-Ve şimdi ne yapacağım biliyor musun Ateş!Sana asla "asla" dememen gerektiğini öğreteceğim!
-Nasıl?
-Şöyle ki....
Kayla Ateş'in burnunu 2 parmağı arasında sıkıştırdı!Diğer eliyle nefes almak için açılan ağzına sıcak çikolatayı dökmeye başladı.Ateş'in çırpınmasından dolayı etraf biraz sıcak çikolata olmuştu ama Kayla amacına ulaşmış sıcak çikolatayı son yudumuna kadar içirmişti.Kayla yarım kalan cümlesini tamamladı;
-Her zaman benim dediğim olur!
Kenardan bir peçete aldı ve Ateş'e uzattı.Ateş sinirli bir şekilde peçeteyi elinden aldı.Söylenerek yüzünün her tarafına bulaşan çikolatayı temizlemeye çalıştı ama peçete kuru olduğu için daha da berbat etti.Kayla ofladı.
-Gerçekten başıma belasın!Beni takip et!
Kayla merdivenlere doğru yürüdü.Ateş'in arkasından gelmediğini görünce sinirle geri döndü ve kulağını çekerek ayağa kaldırıp peşinden sürükledi.
-Ahhh Kayla,bıraksana kulağımı kızım mazoşist misin sen?
-Evet öyleyim ve bırakmayacağım.Çünkü;bir lafı anlayamayacak kadar aptalsın!
Ateş Kayla'nın kulağında olan kolunu tuttu ve kendine doğru çekti.
-Bıraksana aptal!
-Sen iyi alıştın beni ezmeye,fare!
-Sensin fare,aptal!
Ateş Kayla'nın diğer kolunu da çekip kendine yaklaştırdı.Dudağını kulağına yaklaştırıp konuşmaya başladı;
-Şimdi diyeceklerimi iyi dinle fare,zira bir daha tekrar etmeyeceğim;ne şimdi ne de evlendiğimizde senin dediklerini yapmayacağım.Anladın mı!Aksine her zaman benim dediğimi yapmak zorunda olacaksın!
Kayla kıkırdadı.
-Ne gülüyorsun?
Ateş'in kaşları sinirle çatılmıştı.Kayla kollarını Ateş'in elinden kurtarıp boynuna sardı ve dudaklarını tam kulağına değdirerek konuşmaya başladı;
-Sen de şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle Saygıner,zira uygulamada sık sık karşılaşacaksın,seni hayattan bezdireceğim.Şimdiki zamanın tadını çıkar!
Kayla kollarını serbest bırakıp geri çekildi ve merdivenden aşağı inerken donup kalmış olan Ateş'e seslendi;
-Banyo soldan 2. Kapı,iyi şanslar!
Aptal herif,ne zannediyorsa kendini,birde gelmiş artistlik taslıyor,yok onun dedikleri olurmuş da yok evlenince de onun her dediğini yapacakmış da!HAH!Hiç güleceğim yoktu!Halbuki benim ona yapacağım eziyetlerden haberi olsa!Kayla kıkırdadı.Telefonunu çıkarıp saate baktı!Bu aptalla oyalana oyalana uykusundan da olmuştu.Bu saatten sonra istesede uyuyamazdı.O sırada........
NE!OHA!YOK ARTIK!ÇÜŞ!
-Yok deve!
Kayla hayretle irileşmiş gözlerini Ateş'in üstünde gezdirdi.
-Gözlerinle naçizane bedenimi süzmeyi bitirdiysen,ben nerede uyuyacağım!
-Lan hayvan!O bornoz benim!Ayrıca çıplak çıplak nereye yatıyorsun sen!
Ateş küçük bir kahkaha attı.
-İstersen çıkarabilirim güzelim!Benim için sorun değil!
Kayla korkuyla arkasını döndü.
-Pis sapık!
Ateş kıkırdadı.
-Tamam dön,evlenmeden yapmam öyle şeyler!
Kayla homurdandı.
-Rüyanda görürsün!
-Hı!
-O evlenmeden yapamayacağın şeyi diyorum!
Ateş anlamamışçasına kaşlarını kaldırdı.
-Neyi?
Kayla sinsice güldü.
-Boku!
Ateş homurdandı.
-Pis kız!
-Sensin pis!
-Ayrıca şımarık!
-Sensin şımarık!
-Ve oldukça fazla fazla ukala!
-Sensin ukala!
Ateş sinsice sırıttı.
-Ve güzel!
-Sensin güzel!
Ateş kocaman bir kahkaha attı.Kala kendi kendine küfretti.
-Teşekkürler sevgilim,bilmediğim bir şey söyle!
Kayla dişlerini sıktı ve ayağını sertçe yere vurdu.
-Sen...
Ateş sırıttı.
-Ben...
Kayla sinirle saçlarını çekiştirdi.
-Beni deli ediyorsun!
-Ah hayatım beni şımartıyorsun ama!
-Ahhhh ne hayatımı ya,hayatına ıçayım senin!Offfff!
Kayla sinirle merdivenlerden yukarı çıktı!Hangi akla hizmet söylemişti o kelimeyi!Resmen ona oyun oynamıştı pis sapık!Zaten niye eve aldıysa!Hep iyi niyetten!!!
Dolaptan bir battaniye ve yastık alıp aşağı indi tekrar.Yastığı tam Ateş'in suratına fırlattı.Battaniyeyi de koltuğun kenarına koydu!
-İyi geceler!
Ateş sırıttı;
-Nereye?
Kayla kaşlarını çattı;
-Sanane!
-Kayla!Şu lafı bir daha kullanmaman konusunda anlaştığımızı sanıyordum!
-Şu an senle uğraşabileceğimi sanmıyorum.O yüzden yat uyu!
Kayla geri merdivenlerden çıktı.Bir duş alsa iyi olurdu.Zira biraz araştırma yapması gerekiyordu.Odasından bir siyah eşofman altı,bordo bir kazak ve iç çamaşırlarını alıp banyoya girdi.Tabi kapıyı da kilitlemeyi ihmal etmedi!Malum bu pis sapığa güven olmazdı!Hızlıca soğuk bir duş alıp çıktı.Üstünü havluyla kuruladıktan sonra iç çamaşırlarını ve kıyafetlerini üstüne geçirdi.Islak saçlarını önce havluyla kuruladı.Sonra kurutma makinesini fişe takıp diplerini kurulamaya başladı.Bu onu daha da mayıştırıyordu.Ama hasta olmayı göze alamazdı.İyice kuruladıktan sonra fişi çekti ve makineyi geri dolaba kaldırdı.Elektriklenmiş dalgalı saçlarını tepede at kuyruğu yapıp banyodan çıktı.Odasına girip sıcak panduflarını ayağına geçirdi ve tekrar aşağı indi.Ateş uyumuştu.Aptal!Üstünüde örtmemiş.Kayla kenardaki battaniyeyi alıp üstüne örttü ve masanın başına oturup bilgisayarı açtı.Önüne gelen asi bir tutamı sinirle arkaya sıkıştırdı.Tam arama tuşuna basacakken Ateş'in bir hareketi dikkatini çekti.Battaniyeyi sıkıca tutup tepesine kadar çekti.Kayla arkasındaki kalorifere dokundu.Cayır cayır yanıyordu.Bu kadar üşümesi normal mi diye düşündü.Yukarı çıkıp kendi yorganını aldı ve geri aşağı indi.
Yorganı koltuğun kenarına koydu ve merakla Ateş'in alnına dokundu.Oha!Bu resmen cayır cayır yanıyordu!Kayla kendi kendine söylendi.
-Eee öyle fellik fellik dışarı çıkarsan,hastada olursun,pastada!
Of ben ne diyorum ya!Sinirle Ateş'i dürttü.
-Ateşş!!!
-Hımmm!
-Uyansana!!
-Hımmm!
Ateş sırtını dönüp uyumaya devam etti.
-Ne hımm ya Ateş ateşin var!
Ateş ateşin var mı?Hay Allahım ya!Hiç güleceğim yoktu!
Kayla en sonunda dayanamadı!Battaniyeyi aldı üstünden.Ateş sinirle gözlerini açtı.
-Kayla!Bırak ya uyuyacağım!
-Gerizekalı herif ateşin var diyorum!Yanıyorsun!
-Sen varsın ya ondandır!
-Aptal,kalk!
-Offfff!
-ATEŞ KALK!
Ateş sinirle yattığı yerden doğruldu!
-Ne var başımın belası!
-Ateşin var diyorum,hımm diyorsun,senden diyorsun!ATEŞİN VAR!
-Ee söndür güzelim!
-Hala işin şakasında,ben söndürücem o ateşi sen bekle!
Kayla sinirle ayağa kalktı.Yukarı çıkıp dolapları karıştırmaya başladı.Burada bir yerde olmalıydı.Duru hasta olduğunda almıştı bir tane!Hah işte!Zafer kazanmış bir ifadeyle gülümseyerek aşağı indi.Tam Ateş'in karşısına geçti.
-Aç ağzını!
-Niye?
-Dereceyi ağzına koyacağım ataşına bakmak için!
Düğmeye bastı ve ilk defa zorluk çıkarmayan Ateş'in dilinin altına koydu.
-Kıpırdama!
-Hımmm.
Ditt sesi içeriyi doldurunca Kayla dereceyi aldı.
-Şimdi uyuyabilir miyim?
Ateş yorgunluk ve umutla Kayla'ya bakıyordu.Kayla ise hayretle dereceye!Yutkundu.
-40 derece ateşle seni yatıracağımı sanmıyorum.
Kayla Ateş'i kolundan tuttuğu gibi kaldırdı.Ama bu adam dengede durmuyor ki!İkiside koltuğa düştü.Tabi....
-Ya Ateş kalk üstümden,hayvan gibisin zaten,nefes alamıyorum!
-Oh sonunda uyuyabileceğim!
Ateş burnunu Kayla'nın boynuna gömdü ve uykusuna devam etti.
-Ateş kalkmazsan,En önemli şeyine Goodbye diyebilirsin!
Ateş korkuyla kalktı.
-Bir uyutmadın,kızım ya anca dır dır!
Kayla sinirle bağırdı.
-Geberip başıma kalacaksın aptal!
Kayla Ateş'in kolunu kendi boynuna attı.Kendi elinide onun beline sardı.
-Bana biraz yardım et Saygıner!Gerçekten ağırsın ve ölmek için çok gencim!
Düşe kalka yukarı kata çıktılar.Kayla Ateş'i zorla banyoya soktu.
-Şimdi üstündekini çıkar ve küvete gir!
Ateş çapkınca sırıttı.
-Emin misin?
Kayla sinirle ofladı.
-Sana meraklı mıyım,sence!Gerizekalı!İşim var çabuk ol!
Ateş sırıtmaya devam ederek üstündeki bornozu çıkardı.Altında baksırla kaldı.Kayla'nın kulakları kızardı.Ateş kıkırdadı.
-Yanakları kızaranı gördüm de,kulakları kızaranı ilk defa görüyorum.
Kayla küfür etti ve aşağıya bakmamaya çalışarak Ateş'i küvete iteledi.Duşluktan soğuk suyu açıp Ateş'e tuttu!Tabi o sırada Ateş de sinirle küfretti.
-iktirr!
Kayla sırıttı.
-Kayla!Dur!Bak!
Ateş sinirle Kayla'nın bileğini tuttu.Tabi biraz sert tuttuğu için Kayla dengesini sağlayamadı ve sertçe Ateş'in üstüne düştü.
-Of Gerizekalı!Bıktım senden ya!Geber yüksek ateşten!Ne halin varsa gör!Burnumu kırdın ayı!
Kayla sinirle kızaran burnunu ovuşturdu.Ateş hayretle Kayla'ya bakıyordu.Bu pozisyonda...Kayla da o an farketti ve irileşmiş gözlerini Ateş'in koyulaşmış mavi gözlerine dikti.
-Niye öyle bakıyorsun,çok mu etkilendin Ateş!
Kayla elleriyle Ateş'in çıplak göğsünden destek alarak kalkmaya çalıştı.Ama ayağı kayıp yine üstüne düştü.Sinirle bağırdı.
-Yardım etsene!
Ateş donukluğundan kurtulup Kayla'nın belini kavrayıp küvetten çıkardı.
-Of ya!Üstüm başım sırılsıklam oldu!Aptal!
Ateş sinirle gözlerini kırpıştırdı.
-Ben mi aptalım!Sende beni soğuk suyla yıkamasaydın!Dondum burda!
Kayla suyu kapattı ve yerdeki bornozu Ateş'e uzattı.
-Al kurulan!Kıyafetlerinde kurumuştur.Giy artık!
Ateş homurdandı.
Kayla banyodan çıkıp odasına girdi.Kulaklarının yandığını hissetti.O pozisyon!Ah!Şiddetle kafasını 2 yana salladı ve ellerini kıpkırmızı olan kulaklarının üzerine koydu.İĞRENÇ!
Kapıyı kilitleyip üzerine kıyafet seçti.Zaten artık neredeyse sabah olmuştu.Bugün okula gidecekti ve planının ilk adımını atacaktı.Dolaptan koyu mavi bir kot çıkardı ve eşofmanı yere atarak pantolonu ince bacaklarından geçirdi.Bugün hava dün ki kadar olmasada soğuktu.Üzerine koyu yeşil bir kazak giydi.Saçını da açıp dalgaların omuzlarına düşmesine izin verdi.Kapının kilidini açıp aralamasıyla karşısında Ateş'i bulması bir oldu.
-Sonunda giyinmişsin!
Islak kumral lüleleri alnına düşmüştü.
-Ne vardı?
-Hasta bir insana kötü davranmak günahtır!Açım ben!
Kayla somurttu.
-Hastaysan hastalığını bilseydin,sapık sapık hareketler yapmasaydın öyle!Uçkuruna düşkün soytarı!
Ateş kaşlarını çattı.
-Bilerek yapmadım Kayla!İstesem yaparım ama konumuz bu değil,ben misafirim,hastayım,yorgunum ve açım!
Kayla homurdanarak onu önünden ittirdi.
-Aynı babaannem gibisin,anca söylen!
Merdivenden aşağı inerken bir yandan da söyleniyordu.Mutfağa girdi ve hemen arkasında olan Ateş'in göğsüne ince işaret parmağını sertçe değdirdi.
-Kahvaltını edip gidiyorsun,yoksa hasta masta dinlemem,dalarım!
Ateş olumsuzca başını 2 yana salladı.Kayla'yı tuttuğu gibi salondaki tül perdenin yanına getirdi.
-Bak!
-Neye?
Ateş Kayla'nın başını tutup parmağıyla gösterdiği yere yönlendirdi.Ateş'in arabası duruyordu.Ama tek fark yanında baştan aşağı siyah giyinmiş genç bir adam duruyordu.Ateş Kayla'nın sözsüz sorusunu duymuş gibi cevap verdi;
-Koruma ama babam özel şoför demekte ısrarcı!
-Nasıl yani?
-Yanisi şu;babamda dünki konuşmana ikna olmadı,kendine ajan olarak bu adamı tuttu.Şimdi bu adam benim arabamı kullanıp aramızdaki konuşmaları babama yetiştirecek.Yani bizi bekliyor!
-Ne yani bende mi gelicem?
-Evet ve kibar olacaksın!Yoksa anlaşma iptal,isteğini unut!
Kayla tamam anlamında başını salladı.Hemen arkasını dönmesiyle Ateşle burunları çarpıştı.Kayla sinirle kızaran burnunu tuttu.
-Ya Allah aşkına küçücük burnumla derdin ne senin Ateş!
Ateş de kendi burnunu tutuyordu.
-Küçük müçük ama elin kadar sert maşallah.
Morarmış sağ gözü kendini adeta buradayım diye belli ediyordu.Kayla homurdandı.
-Neyse adamı bekletmeyelim bari!
-Açım ben ya beklesin!
-Okulda yersin Ateş!
Ateş burnunu Kayla'nın boynuna gömdü.Ellerini de kaçmasın diye beline sardı.
-Ne yapıyorsun ya?
Kayla bir yandan bağırıyor,bir yandan da Ateş'i ittirmeye çalışıyordu ama nafile!Adam kaya gibi maşallah!Hasta değil miydi bu ya!
-Çikolata kokunla ayakta kalmaya çalışıyorum.Zira açlıktan bayılmak üzereyim.
Nefesi,konuşurken Kayla'nın boynuna çarpıyordu.
-At....
Ateş sözünü kesti;
-Ya bana yemek hazırla ya da seni yerim seçenek senin!
-Of tamam çekil!
Ateş hemen çekildi ve şirince sırıttı.Kayla da söylenerek mutfağa girdi.Boyunun kısa olmasına lanet ederek yukarıdan ulaşamadığı tabağa doğru son bir gayretle zıpladı.
-Yardım lazım mı?
Kayla sinirle önündeki saç tutamını üfledi.
-Hayır,kendim halledebilirim.
Ateş mutfak kapısına yaslanıp kollarını önünde kavuşturdu.
-İyi sen bilirsin,ama hala çok açım ve seni daha fazla bekleyemem!
Kayla homurdandı.
-O zaman yardım et!
Ateş memnunca sırıttı ve tam Kayla'nın önünde durup havalı bir şekilde tabakları tezgaha koydu.
-Kupaları da ver!
Ateş kupaları da tezgaha koyup eski yerine dönüp yine aynı şekilde durdu.
-Madem ulaşamıyorsun niye oraya koyuyorsun?
Kayla umursamazca cevap verdi.
-Sanane!
Ateş sinirle dişlerini sıktı.
-Evlenince bu sananeleri sana birer birer yedireceğim.Yazıyorum bir kenara haberin olsun!
Kayla bir yandan çayı ocağa koyup demlemeye bırakırken bir yandan da yumurtaları yağa kırıyordu.
-Senden korkmuyorum Saygıner!Hala öğrenememiş olman bana kıt beyinli olduğunu hatırlattı.
Ateş'in çenesi dişlerini sıkmaktan yine kasılsa da bir şey söylemedi.En sonunda her şeyi hazırlayıp masaya koydular ve sessizce kahvaltılarını etmeye başladılar.Daha doğrusu Ateş büyük bir hızla önündekileri süpürürken Kayla'nın yedikleri yine çamur etkisi yaratmaya başladı.1 parça peyniri ağzına attıktan sonra çayını kafasına dikti ve ayağa kalktı.
-Ben üstüme bir şey alayım,çıkalım.
Ateş kafasını tabağından kaldırmadan konuştu;
-Otur ve kahvaltını bitir!
Sesi oldukça ciddi çıkmıştı.
-Sen söyledin diye kahvaltı edecek değilim!
Ateş umursamazca ayağa kalktı ve Kayla'yı kucağına alıp geri oturdu.
-Bıraksana ayı!
-Tı tı tı çok ayıp,insan müstakbel kocasına ayı der mi!
-Dağ ayısı,evcilleşmemiş ayı!
Ateş konuşmadan elindeki ekmeği zorla Kayla'nın ağzına soktu ve çıkartmasın diye eliyle ağzını kapattı.Kayla kaşlarını çatarak çiğnemeye başlayınca sırıttı.
-Aferin,işte böyle yola gel!
Kayla'nın kaşları düzeldi ve gözlerini kıstı.Ateş şaşkınca ona bakarken...
-Ah seni küçük fare...
Ateş elini çektiğinde Kayla hemen ayağa kalktı ve sırıtarak odasına çıkmaya başladı.
-Çabuk ye,beklemeyi sevmem!
Ateş şokla eline bakıyordu.Elini yalamıştı!Ah bu kız çok arsız diye düşündü.
Ateş mutfaktan çıktığında Kayla montunu ve botlarını giymiş koltukta telefonuyla uğraşıyordu.Onu görünce ayağa kalktı,telefonu montunun cebine attı.
-Gidelim.
Kapıyı kapatıp kilitledi ve Ateş'e dönüp tek kaşını kaldırdı.
-Seni yeni iyileştirdim.Ama hala böyle yaz gelmiş gibi gömlekle çıkıyorsun dışarı!
Ateş eliyle onlara doğru gelen korumayı işaret etti.Kayla oraya baktı.Koruma elinde mavi bir montla onlara doğru yürüyordu.Ateş montu korumanın elinden alıp hızla üstüne geçirdi.Koruma konuşmaya başladı;
-Ateş bey ben hem yeni korumanız hemde şoförünüzüm.Kayla hanım ve sizinle tanıştığıma memnun oldum.
Kayla ofladı.Ateş uzatılan eli sıktı.
-Bende memnun oldum.
Adam elini bu sefer Kayla'ya uzattı.Kayla umursamadı.Boynundaki kulaklığı kafasından geçirdi ve iki adamıda sallamadan elleri ceplerinde telefondan şarkı seçerek yürümeye başladı.Magic-Rude şarkısının piyano versiyonunu açarak yürümeye devam etti.(Şarkı Multimedyada var,dinlemek isteyenler varsa oradan açabilirsiniz:))
Arabanın kapısını açtı ve yine hayretle ona bakan iki erkeği umursamadan kapıyı kapatıp telefonuyla uğraşmaya devam etti.
Koruma hayretle Ateş'e dönmeden konuştu;
-Hep böyle midir?
Ateş kıkırdadı ve korumanın omzuna hafifçe vurdu.
-Hayır canım.
Koruma derin bir oh çekti.
-Bu iyi hali!
Adam bu sefer daha da kasıldı.
-Bu arada adın neydi?
-Kerim,efendim.
-Tamam Kerim,senle iyi anlaşacağa benziyoruz.Kayla'ya karşı benle ittifak kurduğun sürece sorun yok.
Kerim hemen hemen 27 yaşlarındaydı.Yani gençti ve Ateş'e hemen ısınmıştı.Gülümsedi.
-Tabi ki.
Ve ikisi de arabaya geçtiler.Kayla ikisini de sallamadı.Ateş ayağıyla Kayla'nın ayağını hafifçe dürttü ve arabayı süren ama arada onlara bakan Kerim'i gözleriyle işaret etti.Kayla kulaklığını hiç indirmeden Ateş'e yaklaştı ve başını omzuna koyup gözlerini kapadı.Zaten uykusu vardı.
Ateş şaşkınca Kayla'ya baktı.Yüzünde bir tebessüm oluştu ve biraz daha inandırıcı olsun diye Kayla'nın dalgalı saçlarıyla oynamaya başladı.Tamam biraz da göründüğü gibi yumuşak mı diye merak etmişti ve evet yumuşacıktı ve eli lülelerin içinden kayıyordu.
Kayla normalde olsa saçıyla oynanmasından nefret ederdi.Ama şu an olan uykusunu daha da getiriyordu.Ateş'in elleri yumuşakça saçlarında gezinirken iyice kafasını yasları omzuna ve uykunun huzurlu kollarına kendisini bıraktı.
Birinin yanağını okşadığını hissetti önce!Yanağını istemsizce o ele daha da yasladı.Yüzünde huzurlu bir gülümseme oluştu.
-Anne.
Gözlerini ilk defa mutlulukla açtı.Ama karşısında gördüğü kişiyle hemen o ellerden uzaklaştı,kulaklıkları boynuna indirip gözlerini ovaladı.
-Ne oldu?
-Okula geldik,uyanmanı bekliyordum sevgilim!
-Bana sevgilim demezsen Ateş!
-Karıcımda diyebilirim.
Kayla sinirle bağırdı;
-Ben senin hiçbir şeyinim.Ona göre davran.Bana aşık olma!
Ateş de bağırdı;
-Sana aşık değilim!
Kayla dişlerini sıkarak konuştu;
-O zaman öyleymişsin gibi davran!
Ateş'in gözlerinden hayal kırıklığına benzer bir şey geçti.Ama çabuk toparladı ve hemen arabadan inip dışarıda sigara içen Kerim'in yanına gitti.
-Çıkışta gelirsin.Ben ararım seni.
Beklemeden yürümeye başladı.Kayla da arabadan çıktı ve Ateş'in peşinden gitmeye başladı.Savaş'ı görmesiyle Ateş'in kolunu yakaladığı gibi onu kendine çevirdi.
-İsteğimi şimdi istiyorum.
Ateş anlamamışça ona baktı.Kayla devam etti;
-Savaşla sevgili olmamı sağla!
Ateş hayretle bağırdı;
-Ne!Hani ona aşık değildin!
Kayla da inandırıcı olmak için gözlerine duygulu bir bakış oturttu;
-Yalan söyledim,ona aşığım.
Ateş'in gözlerinde yine arabadaki hayal kırıklığı görülüyordu.Bu sefer çabuk toparlayamadı.
-Yalan söylüyorsun,ona aşık falan değilsin!
-Ona aşığım Ateş,kabul et.Seni sevmiyorum.Ona aşığım!
Ateş sinirle Kayla'nın iki kolunu sıkıca kavradı ve gözlerini gözlerine dikti.
-Demek ona aşıksın!
Kayla da sinirle cevap verdi;
-Evet ona deli gibi aşığım!!!
Ateş Kayla'ya iyice yaklaştı tam dudaklarının üzerine konuştu;
-O zaman şimdi yapacağım şeyden de etkilenmezsin!
................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM SÖZÜ (TAMAMLANDI)
ActionTANITIM Sonu olmayan bir karanlık düşünün...Bu karanlığın dibinde ışık yok Simsiyah,katran gibi,tuğlalarla örülmüş bir karanlık ve bunun içinde koyu bir ateş... İNTİKAM ATEŞİ Bir söz!İntikama yeminli bir kadın! Kayla Akaydın;içini intikam ateşi bürü...