Bölüm 38 Part 2 : Her Son Mutsuz Olmaz...

1.5K 67 67
                                    

      FİNALİMİZ... PART 2 💥✌🏻️
        Bu bölümü ilk bölümden beri yanımda olan çok değerli bir okuyucuma hediye ediyorum. TheNamelessGhoul şimdiden doğumgünün kutlu olsun!:D


Not: Bu hikayeme geldiyseniz diğer hikayelerim olan Bir Sen Olsan ve İz e de şans vermeniz dileğiyle, mutlu günler dilerim...

       💥💥💥💥💥💥💥💥💥💥
(Ateş'in ağzından devam....)

Gözlerimi korkarak doktorun üzerinden ayırmazken odanın kapısından çıkan hemşire açık kapıdan içeri seslenince bakışlarım oraya kaydı.
Hemşireye yorgunca gülümseyen yüzü görünce adımlarım benden izinsiz içeri doğru yol aldı. O saatten sonra doktorun dedikleri zerre umrumda değildi. Gülümseyen yorgun ama güzel gözler beni çağırıyordu. Serumlu koluna dikkat ederek sıkıca sarılıp kokusunu içime çektim.

"Çok korktum be Kızıl!"

İnce kolları sırtımı sakinleştirmek istercesine okşayınca onu daha da sıkı sardım.

"Sana söylemiştim Saygıner! "

Geri çekilip tek kaşımı kaldırdım. "Bana hiçte Ateş ay bayılacağım tut beni falan demedin! Kafanı bile son anda tuttum. İnsan bir haber verir bayılmadan önce! Sen önce korkut sonra üste çık yok öyle yağma Deniz Saygıner!"

Dediğimle gözleri şaşkınlıkla irileşti. "Ee ama biz evlenemedik ya! "

Onu onaylamazca tekrar göğsümdeki yerine çektim. "Sence ben bunca zamandır beklediğim an için güvence almam mı?"

Dediğimle omzuma küçük yumruklarını indirmeye başladı. "Ya ben burada ölüm kalım savaşı veriyorum sende oradaki göbekli amcalarla halay mı çektin Saygıner! Birde tokalaşsaydın nikah memuruyla nüfus cüzdanını havaya kaldırıp 'evin direği benim' falan deseydin..."

Onun bu saçma konuşmayı bitirmesini bekledim. En sonunda yorulmuş olacak ki susunca gülümseyip yanına iyice yerleştim. "Kusura bakma Kızıl ama burada aşık olduğum kadını bekliyordum o işlerle senin arkadaşın Ali ilgilenmiş olabilir! Ki bana attığı mesajda nüfus cüzdanının fotoğrafı vardı ama tabi aşık olunca insanın gözü hiçbir şey görmüyormuş..."

Gözlerini yarı kapatıp yorgun bir gülümseme eşliğinde yanağımdan öptü. "Özür dilerim... Ama bu güzel ve uzun cümlenin üstüne uyumak istediğimi söylesem beni döver misin?"

İstemsiz yüzümde oluşan gülümsemeyle onu göğsüme iyice çekip saçlarını okşadım. "İstediğin gibi uyuyabilirsin... Ben buradayım!"

İyice göğsüme yaklaşıp mırıldanarak uyudu... Düğün günümüzde çok farklı düşüncelerim varken göğsümde uyuyan karımla gülümsedim. Yanımdaydı ya gerisi önemsizdi.

💥💥💥💥💥💥💥💥💥
Kolumdan dürtülmemle gözlerimi araladım. Sanırım bende Kızıl'ın yanında uyuyakalmıştım. Önce ona doğru döndüm ve hala uyuduğunu görünce yatağa dikkatlice bırakıp Görkem beye döndüm.

"Doktorla konuştuk, serumu bitince çıkarabileceğimizi söyledi."

Onu başımla onaylayıp gözlerimi ovuşturdum. "Peki neden bayılmış?"

Görkem bey yüzünü buruşturunca merakla cevabını bekledim. "Aşırı heyecandan... Niye bu kadar heyecanlandıysa.... Neyse sen onu daha fazla yorulmadan eve götür! "

Tamam anlamında başımı sallayıp hala uyuyan karıma baktım. Heyecandan bayılması bir yandan daha kötü bir şey olmadığı için rahatlamamı sağlarken bir taraftan da endişelenmeme sebep olmuştu. İyileşmişti ama demek ki sandığımızdan daha zayıftı bünyesi! Tabi et yemezse böyle olur... İstemsiz kızmıştım. Ah Kızıl bir söz dinlemiyorsun!

İNTİKAM    SÖZÜ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin