Bir gün bitmiş, Derek'le cidden yollarımızın kesişeceği zamana bir gün kalmıştı. Kendimi çok rahatsız hissediyordum. Bunun nedeni Derek miydi yoksa sevmediğim biriyle kardeşim için evlenmem mi bilmiyordum.
Kalkıp Jennie'nin odasına girdiğimde odasında yoktu. Üstümü bile giyinmeden aşağı koştuğumda Jen, Derek'in kucağında kahvaltı yapıyordu. Onun kucağında...Babasının kucağında.
Yukarı çıkmak istediğimde Derek'in pürüzsüz sesi "günaydın Stiles" dediği için durup ona döndüm. Biraz gülümsedim ve bende ona karşılık verip yanlarında ki sandalyeye oturdum.
"İyi uyudun mu"
Neden benimle bu kadar ilgileniyordu. Ya da cidden ilgileniyor muydu. Jen şüphelenmesin diye gülümseyip kafamı salladım. "Yatakların çok rahat dostum" dediğimde Derek kaşlarını çattı.
"Pekala" diyip kafasını Jennie'ye çevirdi "dostum" diyerek kendini tamamladığında biraz güldüm. Bunu sonra açıklamalıydım.
"Sen biraz yukarı gelsene" dediğinde kafamı sallayıp ayağa kalktım. O Jennie'ye dönüp "tabaktakini bitir" derken ben merdivenleri çıkmaya başlamıştım bile. Kendi odama girdiğimde Derek'te girip kapıyı kapattı.
"Neler oluyor"
"Jennie şey olayını bilmese olur mu?"
"Neden?"
"Çünkü...bilmiyorum Derek. Sadece o bilmese ve sanki arkadaşmışız gibi yapsak olmaz mı?"
"İyi" başka bir şey demeden tekrar aşağı indiğinde bende üstümü giyindim ve çantamı toparlayıp yanlarına oturdum. Hiçbir şey demeden yemek yemeye devam ettim. Gözlerimi bir kere bile Jen'e çevirmedim. Onun er ya da geç Derek'e baba diyeceği gerçeği beni bitiriyordu.
Derek Jen'i de alıp ayağa kalktığında onlara baktım. Derek bana bakıyordu. Ne için baktığını "seni de bırakayım" demeden anlamamıştım. Hızla kafamı sallayıp onları takip ettim.
Jennie'nin okulunun önüne geldiğimizde Jen önce bana sonra da çok istemedende olsa Derek'e sarılıp aşağı indi. O kapıdan girdiğinde kapı kapandı ve Derek'le tekrar baş başa kaldım. Aramızda ki sessizliğin sesi o kadar gürültülüydü ki bir şarkı mırıldandım.
Sonunda araba durduğunda çantamı alıp aşağı indim. "Akşam pastaneye gitmeliyim" dediğimde Derek kafasını iki yana salladı.
"Ama neden" diyerek tekrar arabaya bindim ve Derek'in yanına oturdum."Çünkü sen benim eşim olacaksın. Öyle yerlerde çalışamazsın"
"Sen ne saçmalıyorsun? Çalışmanın neresi kötü"
"Arabadan in. Akşam önce Jen'i sonra seni alırım"
Başka bir şey demeden hızla aşağı indim ve arabanın tekerine bir tekme attım. Koşarak içeri girdiğimde yine en arkada bir yere oturdum. Günler geçiyordu. Sınava az kalmıştı.
———Saatler geçtiğinde dersler bitmiş, çıkma vakti gelmişti. Dışarı çıktığımda yere oturup Derek'i beklemeye başladım. Siyah araba tam önümde durduğunda ayağa kalktım ve öne oturdum.
"Nasıl geçti günün" diye sordum Jennie'ye Derek bana bir şey söylemeden.
"Harikaydı" dedi bir çırpıda "Etkinlikler yaptık"
Kafamı sallayıp önüme döndüğümde yine akıl almaz sessizlik hakimdi arabanın her yerini. Yavaşça Derek'e döndüm ve gülümsemeyi denedim. "Senin günün nasıl geçti Derek" diye sorduğumda kafasını salladı. Hiçbir şey demedi bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Pasta
FanfictionStiles Stilinski ünlü bir pastacı. Hale şirketine girmek için tek şansı şirketin patronu hiçbir şey beğenmeyen Derek Hale'ye pastalarını beğendirmek...