14. Bölüm

390 41 19
                                    

Eve döndüğümüzde ben odama kapanırken Derek sakince üstünü değiştirdi ve yavaş adımlarla kapımın önüme geldi. Kapının tıklatılma sesiyle gözlerimi devirip kapıyı açtım.

İçeri girdiğinde yatağa oturdu ve beni de yanına oturttu. "O gerçekten doktordu" diyerek başladığında ellerimle kulaklarımı kapatma arzusuna büyük oranla karşı çıktım ve gözlerimi onun yeşil irislerine diktim.

"Beni kontrol ediyordu ve bana yaklaşmaya çalıştı" ne diyorsun sen gerizekalı diyip suratına bir tokat atma isteğini de kovduktan sonra dinlemeye devam ettim. "Ben geri yataktan inmeye çalıştığımda beni tuttu onun üstüne o yüzden çıktım tamamen istemsizdi" kocaman bir kahkaha attığımda elini yanağıma koymaya çalıştı. Geri çekildiğimde ise bu eylemden vazgeçti. "Beni de o öptü. Yemin ederim seni aldatmadım"

"Bırak Tanrı aşkına. Çık dışarı hadi"

"Doğruları söylüyorum."

"Derek bu dediklerin sadece filmlerde olur"

"O zaman bizde filmdeyiz Stiles"

Kafamı 'yav he he' anlamında sallayıp elimle dışarıyı gösterdim.

"Yatak odamda bir kamera var" dediğinde şaşkınca ona baktım. Cidden ciddiydi kaşımın tekini kaldırdığımda ise kafasını aşağı yukarı salladı.

"İyi göster"

Kafasını tekrar sallayıp merdivenlerden aşağı indi. Bende annesini takip eden ördek gibi onu takip ediyordum. Bir odaya girdiğimizde hızla bilgisayarların başına oturdu ve bir görüntüyü açıp geri çekildi.

Ben yaklaştığımda ise kaşlarımı çatarak olanları izledim. Sonunda ise büyük bir kahkaha attım. Cidden dediği gibi olmuştu.

"Artık inanıyor musun?"

"Mhm-hm" Kanıtı vardı. Yoksa onun dediği inanılır bir şey değildi. Odadan çıktığımda etrafa bakarak ilerledim deri kırmızı bir kapı gördüğümde kapıyı açtım ve içeriye baktım.

"Burası...Sinema salonu mu"

Derek kafasını salladığında hayranlıkla içeri girdim ve minderlerden birine oturdum. Fazla rahattı. Bir kitaplıkta filmler duruyor, renk renk, kocaman minderler yere bırakılmıştı. Bir projeksiyona takılan filmlerde karşımızda ki Kocaman beyazperdeye yansıtılıyordu.

"Şey..."

"İzleyebilirsin"

"Sen?"

"Sonra katılırım sana. İşim var. Filmi seç takayım ben"

Dediğini yapıp kitaplığa gittim ve bir komedi filmi seçip Derek'e uzattım o da odadan çıkıp projeksiyonu çalıştırdı. Film başladığında bir çocuk heyecanıyla gözlerimi ekrana diktim.

Aklıma çocuk gibi davrandığım geldiğinde hızla odadan çıktım ve Derek yukarı daha çıkamamışken Jen'i sordum. O birazdan geleceğini söylediğinde de kafamı sallayıp odaya geri döndüm. Kendimi açgözlü hissediyordum ama daha önce evde sinema görmemiştim.

Filmi yarıladığımda Derek ve onun sırtında Jen içeri girdi. Jennie beni gördüğünde koşarak kucağıma atladı. Beraber minderlere düştüğümüzde Derek'te yanıma oturdu.

"Nerdesin kız sen?"

"Peter amcadaydık. O çok güzel yemek yapıyor. Seninkiler kadar güzeldi."

"Benimkiler kadar güzeldi öyle mi"

"Evet. Sende denemelisin"

"Ben bunu sana ödetirim ama bayan Stilinski"

Derek bize gülümserken Jen'in saçlarının arasına bir öpücük bıraktım ve ekrana çevirdim onu. Salık bıraktığı saçlarını özenle örerken bir yandan filmi bir yandan da Derek'i izliyordum. Işığın etkisiyle yeşil gözleri biraz daha parlıyor komik bulduğu yerlerde izlemesine rağmen gülümsüyordu.

Film bittiğinde beraber yukarı çıktık ve yemek için masaya oturduk. Jen elini yıkamak İçin yukarı çıktığında ise Derek'in tam karşısında dikildim. "Teşekkür ederim" diye mırıldandığımda kafasını salladı ve ağzına büyük bir parça attı.

Jen geri geldiğinde Derek'in kucağına oturdu. Derek ise acıdığını belirten şekilde dişlerini birbirine bastırıp gözlerini kapattı.

"Jen benim yanıma otur. Kalk Derek'in bacağından"

Jennie beni dinleyip yanıma oturduğunda eline çatalı uzattım ve tabağını da önüne koydum. "İyi misin" diyerek Derek'e döndüğümde o hâlâ bacağını tutmasına rağmen kafasını olumlu anlamda salladı.

"Bakmamı ister misin?"

"Hayır iyiyim dedim yemeğini ye"

"Hayır, yukarı çık!"

Derek kaşlarını havaya kaldırarak bana baktı. Ona en fazla beş kere falan emir vermiştim.

Hızla ayağa kalkıp onun odasına girdiğimde o da arkamdan girdi ve işaret parmağını bana doğrulttu. "Bana emir verme bir daha sakın"

"Tamam. Oturur musun?"

Derek yatağına oturduğunda yavaşça pantolonunu bacaklarından sıyırdım. Bacağında ki derin yaraya karşı tiksinerek baktığımda ise gözlerimi kapattı. "Kandan korkuyor musun?"

"Hayır, nasıl yaptın bunu"

"Ben bilmiyorum sadece..."

"Yine mi benden bir şeyler saklıyorsun"

"Evet, şey yani hayır tabii ki"

"Dökül Derek"

Derek derin, kuvvetli bir nefes üfledi ve gözlerimin içine baktı. Sanki söyleyecekleri şeyden sonra ondan uzaklaşıp kaçacakmışım da Derek'te gitmeyeceğime emin olmaya çalışıyordu.

"Seni kurtarmaya çalışıyordum"
———

45 Dakikada bölüm yazdım ben az
önce 😳

Bir Pasta Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin